YENİ bir meslek türemiş. Öfke denetimi uzmanları var hayatımızda. Öfke kontrolü diyorlar. Öfke nedir diye sormak gerek. İnsan neden öfkelenir, örselenmeden öfkelenebilir mi insan?
İlk çağ felsefecileri de öfke konusunda görüş bildirmişler. Aristoteles öfkenin insana gerekli, insana ait bir duygu olduğunu kabul eder.
Rehberimiz Hazreti Peygamber aleyhisselam da öfkelendiğinizde, oturuyorsanız ayağa kalkın, ayaktaysanız oturun, abdest alın. Diyerek o ruh halinden bir an önce çıkılmasını tavsiye etmiştir.
İnsan neden öfkelenir?
Çok öfkeliyim. Hem, öylesine öfkeli. Birilerine zarar vermemek için beni öfkelendiren kişinin ve kişilerin bulunduğu ortamlardan uzak duruyorum. Bu elbette kişiyi yalnızlaştırır. Kişi kendini tedavi edemez ise bu öfke kalıcı ruh hastalığına bile yol açabilir.
İnsan, istediği şeyi elde edemezse, istediği hedefe ulaşamazsa; talebi karşılanmazsa; çıkarını kaybederse; söylediği bir düşünce beğenilmezse; kendisine haksızlık edildiğini düşünürse; ya da kendisine açıkça, tartışılmaz biçimde haksızlık edilirse; hafife alınırsa; kendisiyle oynanırsa, akılsız ve cahil olduğu söylenir veya o hava verilirse; küçük görülürse, itibar edilmezse; çok doğru, hak ve hakikati ifade ettiği halde kabul edilmezse insan kızar, öfkelenir, hiddetlenir. Ateşi başından fışkırır.
Kendine zarar verir
Bu durumda kişi bir tavır koyacaktır. Bunu itkileriyle, dürtüleriyle yapabilir, ya da akıl ile meseleye bir tavır koymaya çalışabilir. ‘Ani hareketler yapma’ diye tavsiyede bulunan kişi, aynı zamanda sizi çok öfkelendiren kişi olabilir. Evet, ani cevaplar, insiyaki davranışlar karşı tarafa da, kişinin kendisine de onulmaz yaralar açabilir. Atalarımız bunun için ‘öfkeyle kalkan zararla oturur’ demişler. Öfkeyle hareket etmek her zaman zararlıdır. Ama ırki karakter olarak biz Türkler öfkeyle hareket eder ve ekseriya kendimize zarar veririz.
Öfkesiz yaşamak
Öfkelenmemek mümkün mü? Hayır. Hayatta hiçbir insan istediği her hedefe ulaşamaz, istediği her şeyi elde edemez, istediği karşılığı herkesten göremez. Herkes insana saygılı davranmaz. Bu yüzden öfkesiz yaşamak mümkün değildir.
Öfkeyi kime yöneltiriz, diye bir bakın kendinize ve etrafınıza. Baazan hiç ilgisi olmayan kişilere yönelir öfke. Dışarıda örselenmiş bir erkek eve geldiğinde karısını ve çocuklarını döver. Öfkesini kendisine karşılık vermeyeceklerinden emin olduğu karısı ve çocuklarından çıkarır. Kötü bir uygulama elbette. Demek oluyor ki insanlar öfkelerini sergilerken de kendilerini korumaya alırlar. Patrona kızmışlarsa öfkelerini ona göstermezler. Ona öfke gösterdiklerinde işsiz kalacaklarını bilirler. O halde müstahdeme yöneltirler öfkelerini, ya da kendilerinden daha alttakilerden birine.
Kan beynime sıçrıyor
‘Öfke baldan tatlıdır’ sözü de atalarımıza ait. Öfke insanı intikama, şiddete, ölçü kaçınca zulme itekleyiverir. İntikam öfkenin tatlı tarafıdır.
‘Ha şöyle, kiminle dans ettiğini öğren’ diye de aldıkları intikamın hazzını yaşarlar.
Şöyle dedi eremeyenlerden biri: Laf aramızda çok öfkeliyim. Örselendiğimi, benimle oynandığını, gözümün içine baka baka başkalarıyla da oynandığını seyrettikçe kan beynime sıçrıyor. Hastasın sen. İnsanlarla oynayıp ya onları kendi çıkarına kullanıyorsun, ya da kendini eğlendiriyorsun. Suçüstü yakalandığında da münkir oluyorsun. Çok öfkeliyim, çok.
Uzaklaşmak gerek
Tavsiyemiz Hazreti Peygamberin tavsiyesidir. Alan değiştirmek, ortam değiştirmek, hatta çevre ve meslek değiştirmek gerek. Öfkeyle kalkıp zararla oturanlardan olmamak için terk etmek gerek. Adnan Menderes’e ait olduğu söylenen şöyle bir söz vardı.
Kıymet verilmeyen ortamlardan uzaklaşmak gerek.