Günler, aylar, yıllar su gibi geçiyor. Zaman hepimiz için mukadder olan sona doğru gitmekte.
Biz hayatımızın farklı dönemlerine hızla adım atarken ömür sermayemiz de her geçen gün tükenmekte.
Bakınız ölüm gerçeği karşısında Yunus Emre tendeki canımızı nasıl tasvir etmekte:
Vaktinize hazır olun,
Ecel vardır gelir bir gün.
Emanettir kuşça canın,
Sahip vardır alır bir gün.
Dünya hayatı, her canlı için fanidir. Nefeslerimiz sayılıdır. Buna rağmen insanoğlu nice değerleri bilinçsizce tüketmek, nice yozlaşmalara maruz kalmaktadır. Ebedi alemi kazanmak üzere bahşedilen ömür sermayesi nice sorumsuzluklara, israflara hoyratça kurban edilmektedir.
Oysa ömrün her bir günü, her bir saati her bir dakika hatta her bir anı kazanıma dönüştürülmelidir.
Şüphesiz kazanımlarımız da salih amellerinizdir. Zira dünyadan ukbaya tevarüs edeceğimiz yegane varlığımız, yararlı işlerimiz ve güzel amellerinizdir.
Hadis; Sizden önceki insanların helak olmalarının sebebi, aralarından ileri gelen zengin kimseler hırsızlık yapınca suçun cezasını vermeyip zayıf ve fakir kimseler hırsızlık yapınca ceza uygulamalarıdır. (Müsli)
Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmayacaksınız; Allah'ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir. (Muvatta)
Ayet; Sen bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin. (Araf; 7/ 155)