IKI bin öncesi yıllarda faiz en büyük derdimizdi. Getirisi o kadar yüksekti ki, elinde üç kuruşu olan yan gelip yatıyor, parasını faize yatırıp aldığı getiri ile üretmeden rahatça yaşıyordu.
Yatırıma yönelen, fabrika kuran, üretime katkıda bulunan çok azalmıştı. Çünkü faiz çok güzel imkânlar sunuyordu. Bir ara yüzde 200’lere yükselen, gecelik yüzde 800’leri bulan oranlar, rantiyecileri mutlu ederken, devleti iflasın eşiğine getirmişti.
Imf belalmızdı
Bu yüzden İMF ikinci adresimiz olmuştu. apısında yatıp kalkıyorduk. Bunu sebebini hepimiz biliyoruz. Ayağını yorganına göre uzatmama, hesabını kitabını iyi yapmama, etin kadar budun kadar harcamama. Har vurup harman savurma. Anlık politikalarla, günü kurtarma. Sevelim sevmeyelim, yiğidi öldürelim ama hakkını verelim, AKP Hükümeti bu faiz sarmalının önüne geçmeyi başardı. IMF’nin kapıkulu olmanın önüne geçti. Her ne kadar ilk zamanlarda, Rahmetli Necmettin Erbakan’ın, ‘Sizi gidi rantiyeciler’ türünde eleştirilerinden nasiplerini alsalar da! Faiz konusunda güzel işler yaptılar.
Devran değişti
Ama bu devran son 5 yılda maalesef yine eskiye doğru evrildi. Cumhuriyet döneminde vücuda getirilen ticari işletmelerin bir bir satılması, dev tesislerin özel sektöre büyük paralar karşılığında devredilmesi, bütçede ki deliği kapayamadı. Patlayan Suriye savaşı, mülteciler, ABD ile yaşanan bilek güreşleri, ve de en önemlisi, olmayan dolarları VARMIŞ(!) gibi kullanmalar, gelen paraların inşaatlara gömülmesi, hem carı açığımızı katladı, sıcak para ihtiyacımızı had safhaya yükseltti. Hem de ülkede yine kriz sözünün literatüre girmesine sebep oldu. Yükselen faizler, yüksek getiriler ile rantiyecilerin yüzün güldürürken, hükümetin elini, ekonomi yönetimini güçleştirdi. Ali ÖNCÜ On dönüm bostan, yan gel yat osman
Faiz lobisi
mutlu Türkiye, dünyada en iyi faiz veren, bu konuda güzel karlar sunan ilk beş ülkeden biri oluverdi. O kadar ki, İngiltere’de bir yatırım danışmanı, Son konuşmasında TÜRKİYE’Yİ ön plana çıkararak, ‘Türkiye de faizler çok iyi. Bu fırsatı kaçırmayın’ diyerek, yatırımcılarına ülkemizi portföylerine almalarını tavsiye etti. Özetle dostlar yıllık yüzde 30’lara yaklaşan varan faizler, rantiyecilerin yüzünü güldürürken, Hükümetin de belini büküyor.
Para artık bankalarda
Yatırım yok, üretim yok para artık bankada. Faizlerde bu getiri varken, yatırımcı arttık borsaya da ilgi göstermiyor. Çünkü küresel dengesiz moda giren, borsanın, hisse senetlerinin belli bir belirliliği yok. Bir düşüyor bir çıkıyor, riski artırıyor. Dolar da düşme trendinde. Görüntü faizin en iyi seçenek olduğu. Yapılacak en iyi şeyin parayı uzun dönemli, mesela bir yıllık faize yatırmak olduğu. Özetle dostlar ülkemiz yeni bir döneme girdi. Bu faizlerle, yabancıları zengin ederken, biz fakirleşeceğiz, maalesef.