Orta Çağ Avrupa’sında Kediler Cadı Zannedildi

Kediler, asılsız inançlar yüzünden toplu kıyımlarla karşı karşıya kalmış, bu da hem toplumsal hem de sağlık açısından olumsuz sonuçlar doğurmuştur.

Orta Çağ Avrupa’sında, kara kediler ve cadılar arasındaki bağ, korku ve batıl inançların karanlık bir örneği olarak tarihe geçti. Bu dönemde, kediler özellikle de siyah olanlar, şeytanla ilişkilendiriliyor ve cadıların yoldaşı olarak görülüyordu. Bu inanç, kedilerin toplu olarak katledilmesine yol açarak, Orta Çağ toplumlarının korku dolu bir dönemini şekillendirdi.

Orta Çağ’da Avrupa, dini inançların ve batıl inançların hayatın her alanında güçlü bir şekilde etkili olduğu bir dönemdi. Kara kedilerin cadılarla ilişkilendirilmesinin kökeni, pagan inanışlarına ve Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte bu inanışların sapkınlık olarak görülmesine dayanır. Kediler, gece avlanan gizemli hayvanlar oldukları için doğaları gereği mistik varlıklar olarak kabul edilirdi. Kara kedilerin bu mistik doğası, onların şeytanın yoldaşı ya da cadıların dönüştüğü bir varlık olarak görülmelerine yol açtı.
Cadı Avları ve Kedilerin Katli

  15.  yüzyılda, Avrupa’da cadı avları giderek artan bir şekilde yayılmaya başladı. Cadılık suçlamasıyla binlerce insan, özellikle de kadınlar, işkence gördü ve yakılarak idam edildi. Bu dönemde, cadılarla ilişkilendirilen kara kediler de aynı akıbeti paylaştı. Cadıların kedilere dönüşerek şeytani güçlerini sakladığına inanılıyordu. Bu nedenle, kara kediler de büyücülüğün ve şeytanla yapılan anlaşmaların bir parçası olarak görülüyor, yakalandıkları yerde öldürülüyorlardı.

Bazı köylerde, cadı avlarının bir parçası olarak toplu kedi katliamları gerçekleştirildi. Bu katliamlar, kedilerin köylerin çevresinde ve evlerde şeytani etkilerden korunduğuna inanılan toplulukların bir parçasıydı. İnsanlar, kara kedilerin varlığını bile uğursuzluk olarak kabul ediyorlardı.

Orta Çağ’da kara kedilere karşı beslenen bu korku, aslında toplumsal sağlığa büyük zarar verdi. Kediler, fare ve sıçan popülasyonlarını kontrol altında tutan doğal avcılardı. Ancak kedilerin toplu olarak katledilmesi, farelerin hızla çoğalmasına ve yayılmasına neden oldu. Bu durum, özellikle 14. yüzyılda Avrupa’yı kasıp kavuran Kara Veba salgınının yayılmasını hızlandırdı. Fareler, vebanın başlıca taşıyıcısı olan pireleri barındırıyordu ve kedilerin yokluğu, bu hastalığın hızla yayılmasına katkıda bulundu.

Bugün, kara kediler hâlâ batıl inançların hedefi olabilir, ancak bu hayvanların cadılarla olan bağlantısı büyük ölçüde popüler kültürün bir parçası haline gelmiştir. Cadılar Bayramı’nda sıkça kara kedi figürleri kullanılır ve bu, Orta Çağ’ın korkutucu batıl inançlarına dair bir hatıra olarak varlığını sürdürür.

Orta Çağ Avrupa’sında kara kedilere yönelik bu korku ve nefret, dönemin insanların bilinmeyene karşı duydukları derin korkunun ve bu korkunun nasıl yıkıcı sonuçlara yol açabileceğinin bir örneğidir. Ancak bugün, kara kediler, cadılarla olan mistik bağlantılarıyla değil, sadık ve sevgi dolu evcil hayvanlar olarak anılmaktadır.