GALATASARAYLILARA "Ne istersin bu hafta?" diye sorsan ağız birliği etmişçesine, "Ligin son sırasındaki Rizespor ile oynayalım" derler. Derler demesine ama orada da işleri orada da yoluna koyamazlar. Çünkü güçleri yoktur. Akılları başka yerdedir. Veya kendilerini dev aynasında görmekte, rakiplerini yok saymaktadırlar.
Galatasaray son 6 maçında bir galibiyet almış. Kendi sahasındaki son 4 maçında galibiyeti yok. Kadrosu cezalar ve sakatlıklar nedeniyle kısıtlı. Teknik direktörü tribünde. Kulüpler birliği karşısında. Hakemlerden yana dertli. Bu zor durumdan çıkmak için Rizespor'dan daha biçilmiş kaftan olur mu? Elbette olmaz.
Galatasaray son golünü 85 gün önce atan Rodrigues'in vuruşuyla ilk yarı biterken öne geçti.. İkinci yarı başladı. Galatasaray Eren Derdiyok ile ikinci golü de buldu. Tribünler oyun havasına başlayıp maçı erken bitirirken, Rizespor da çay molasından çıkıp futbol oynamaya başladı.
Ben burada Galatasaray'ın nasıl galibiyete ulaştığından çok, maçın son 23 dakikasında galibiyeti nasıl koruyamadığını tartışırım. Ne kadar güçsüz bir kadroya sahip olursan ol, kendi evinde ligin son sırasındaki takıma 2-0 galipken puan kaptıramazsın. Bırak 1 puanı, maçın son dakikalarında Rizespor galibiyeti bulacağı 3 net pozisyon daha yakaladı.
Galatasaray aşağıya doğru paraşütsüz iniyor. Bu haftadan sonra cezaları bitecek olan oyuncuların katılımı ile düzelme olur mu bilemem.