İş dünyasındaki küreselleşme, sayısı artan online dil öğrenme platformları, yabancı dilde eğitimde ilerleme, lisans ve yüksek lisans eğitimerini Türkiye’de İngilizce veren üniversitelerde veya yurt dışında tamamlayan profesyonellerin sayısındaki artış gibi pek çok faktör, ortaya özellikle büyükşehirlerde yaşayan ve çok uluslu şirketlerde, yeni nesil girişimlerde, ajanslarda çalışanların konuştuğu yeni bir dil çıkardı. Eleştirilere konu olan, hatta alay edilen Plaza Türkçesi hakkında tartışmalar sürerken, online yabancı dil öğrenme platformu Preply, konuya ilişkin kapsamlı bir araştırmaya imza attı.

Plaza Türkçesi ne kadar kullanılıyor, hangi sektörler Plaza Türkçesini daha çok kullanıyor, Plaza Türkçesi kullananların gerekçeleri neler gibi sorulara odaklanan araştırma kapsamında, Plaza Türkçesinin en çok kullanılan kelimelerini içeren bir Plaza Türkçesi sözlüğü de yayımlandı. Katılımcıların en çok rahatsızlık duyduğu Plaza Türkçesi ifadelerinin de derlendiği araştırmanın sonuçlarını açıklıyoruz.

Plaza Türkçesi 470 kişiye soruldu

 Online İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Almanca kursu gibi seçenekleriyle ana dilini konuşan eğitmenleri dil öğrenmek isteyenlerle buluşturan Preply tarafından yapılan Plaza Türkçesi Araştırması’na 470 kişi katıldı. Online ankete katılanlar, Plaza Türkçesine ilişkin temel trendleri de ortaya koydu. Preply, derlediği sonuçları ve araştırma bulgularını internet sitesinde yayımladı.

 İşte Plaza Türkçesinin favorileri

20 bin öğretmen ataması yapıldı! İşte detaylar 20 bin öğretmen ataması yapıldı! İşte detaylar

 Dört kişiden birinin, günde birkaç kez Plaza Türkçesi kullandığını ortaya koyan Preply araştırması, %32’lik bir kesimin, Plaza Türkçesi başlığı altında değerlendirilen ifadeleri haftada birkaç kez kullandığını ortaya koydu. Katılımcıların en çok kullanıldığını düşündükleri ifadeleri belirledikleri sorunun çıktılarına göre beyaz yakalıların favori Plaza Türkçesi kelimeleri, sırasıyla “toplantı set etmek”, “brainstorming yapmak” ve “discuss etmek” olarak öne çıktı. En az kullanılan ifadeler arasında ise “attach etmek”, “forward etmek” ve “painpoint’i bulmak” ifadeleri sıralandı.

İlk sırada İngilizce var

 Plaza Türkçesi kullanan kişilere yöneltilen sorulardan birinde, bu kişilerin Türkiye’de sürdürdükleri kariyerlerinde Türkçe dışında kullandıkları ikinci dil tespit edildi. Buna göre, 10 kişiden 7’si için iş hayatında Türkçeden sonra kullandıkları ikinci dil İngilizce oldu. İngilizceyi Almanca, Fransızca, İspanyolca, Rusça ve diğer diller izlerken araştırma katılımcıları, ikinci dil seviyelerini genellikle “iyi” olarak tanımladı. Çok iyi, iyi, orta, kötü, çok kötü skalası üzerinden ikinci dil seviyelerini değerlendiren 470 katılımcıdan %40’ı dil seviyesini “iyi” olarak nitelendirirken, “çok iyi” olarak tanımlayanların oranı %25 olarak ölçüldü.

 “Türkçeye zarar vermiyor”

 470 kişiyle gerçekleştirilen araştırmada, beyaz yakalı olarak da tabir edilen plaza çalışanlarının, genel olarak Plaza Türkçesinin Türkçeye zarar vermediğini düşündüğü görüldü. Yalnızca 5 kişiden biri, Plaza Türkçesi kullanmanın Türkçeyi kirlettiğine, zarar verdiğine inandığı ve bu konuda katı olduğu tespit edilirken, bu soruya “kesinlikle düşünmüyorum” ve “düşünmüyorum” yanıtlarını verenlerin oranı yaklaşık %60 olarak kaydedildi. Plaza Türkçesinin genel anlamda Türkçeye zarar vermediğini savunanların temel argümanları ise iş dünyasının uluslararası doğası (%40), terimlerin kesin ve hızlı ifade edilmesi (%25), profesyonellik ve modernlik imajı (%20), verimli ve kısa iletişim (%15), küresel teknoloji ve trendlere uyum (%10) şeklinde dağılım gösterdi.

 Prestijli görüyorlar

 Online yabancı dil öğrenme platformu Preply’nin araştırmanın başında sunduğu “Plaza Türkçesi neden yaygınlaşıyor?” gerekçelerinde, iş dünyasındaki küreselleşme, İngilizce yeterliliğindeki artış ve Plaza Türkçesinin “prestijli” göründüğü başlıkları sıralandı. Katılımcıların Plaza Türkçesi kullanma sebeplerinde “Türkçe karşılığı olsa da tam olarak aynı anlamı vermiyor” seçeneği öne çıktı. 5 kişiden ikisinin Plaza Türkçesindeki kavramların tam Türkçe karşılıkları olmadığını düşündüğünü gösteren araştırmada %28’lik bir kesim Türkçe ile anlaşmanın zor olduğunu, %14’lük bir kesim ise aynı anda hem Türkçe hem İngilizce düşündüğünü söyledi.