Biraz romanvari olacak ama
Gönül dostlarına bir hırsızlık OPERASYONUNU anlatmak istiyorum.
Yer İzmir İli Menderes İlçesi sahil kesimleri.
Kuşadası, Gümüldür, Özdere.
Bu ilçelerde 4 tane A-101 süper marketi soyulur.
Hırsızlar marketleri kapılarını patlatarak,
Zorlayarak bir şekilde soyarlar.
Menderes Jandarma Komutanlığının başında,
Güneydoğu'dan yeni dönmüş,
Lice'de PKK mezarlıklarını yerle bir eden,
Kenevir tarlalarını yok edip,
PKK'ya oraları dar eden,
Sur'da, hendek terörizminde PKK ile göğüs göğse savaşan kahraman gözü pek ve de akıllı bir yüzbaşı var.
Komutan hemen delilleri ve de ipuçlarını incelemeye alır.
İnceleme sonucunda 8 şüpheli belirlenir.
Bu şüpheliler bir ay boyunca takibe alınır.
Kamera ile izlenir. Takip edilir.
Jandarma istihbarat elamanları peşlerine düşer.
Bölge araştırması yapılır.
Sorulur soruşturulur. Sonuçta ipuçları,
Ve de deliler birinin üzerinde yoğunlaşır.
Şahıs bir operasyonla yakalanır.
Elde edilen deliler ışığında,
Sorguya alınır. Sorgu sonucunda,
Şahsın bu dört süpermarketi soyduğu,
Ortaya çıkar.
Suç ortağı da Kuşadası'nda ikamet eden, başka bir hırsız.
Onun da evine baskın yapılarak yakalanır.
Soğrulama sonucunda,
İçinde;
Cep telefonları,
Akıllı telefonlar,
Flaş bellekler,
Video kameralar… Vs olan,
20 bin TL'ye yakın malzeme çaldıkları ortaya çıkar.
Ve suçlarını da itiraf ederler.
Buraya kadar her şey güzel.
Vatandaş memnun,
Jandarma mutlu.
Şahıslar haklarında gerekli fezlekeler tutulur,
Delilerle birlikte,
İtiraza yer bırakmayacak şekilde suçları sabit,
Adliye'ye sevke edilirler.
Hırsızlar yakalandı,
Vatandaş, Jandarma nefes aldı derken,
Maalesef öyle olmuyor işte.
Hırsızların sevk edildiği Menderes Sulh Hâkimliği,
Savcının itirazlarını dikkate almaz,
Ve hırsızları ilk duruşmada SERBEST bırakır.
İnanılır gibi değil
Sebep ne?
Hâkime göre;
"Hırsızları topluma kazandırma ?".
Mahkemenin kararlarını sorgulamak haddimize değil.
Hâkime savcıya saygımız sonsuz.
Ancak bu hırsızlar bir tane iş yapmamışlar.
4 tane büyük marketi sırayla soymuşlar.
İkili çalışmışlar, ekip olarak, çete olarak.
Belli ki profesyoneller.
Ve profesyonelce soymuşlar.
Bu hırsızlar cezalarını çekmeden topluma kazandırılır mı?
Bence kazandırılmaz.
Bir tane soysa anlarım.
Şimdi bu Sayın(!) HIRSIZLAR yine vatandaşımızın arasında,
Potansiyel tehlike olarak dolaşıyorlar.
Hangi garibanın kapısını çalacakları da belli değil.
Aynı bir zamanlar Güneydoğu'da olduğu gibi,
Naçizane benim de defalarca yazdığım gibi.
Adamlar terörist,
Güvenlik güçleri canlarını dişine takıp,
Göğüs göğse çarpışarak, hayatını ortaya koyarak bu katilleri yakalıyor.
Bir bakıyorsunuz bir süre sonra,
Siyasilerimiz bir af çıkıyor, teröristler serbest.
Hadi bakalım bir daha yakala bir daha çatışmaya gir.
Doğal olarak ta güvenlik güçlerinin morali bozuluyor.
Aynı bir ay boyunca UYKUSUZ geceler geçirerek yakaladıkları hırsızların,
Serbest kalmasından sonra,
Moralleri sıfıra inen Menderes İlçe Jandarma görevlilerinde olduğu gibi.
Hadi aynı bölgeden bir olay daha anlatayım.
Adam ceza evinden yeni çıkmış, tescilli HIRSIZ.
Suç dosyası, sabıkası kalabalık.
Kodesten çıktıktan bir süre sonra,
Gariban bir vatandaşın ahırına girip 4 tane hayvanını çalıyor.
Jandarma yakalıyor.
Mahkemeye sevk ediyor.
Tescilli o hırsız da serbest, şimdi aramızda.
Kimin kapısını tekrar HIRSIZLIK için çalacağı belli değil.
Şimdi soruyorum;
Jandarma bu durumda ne yapsın?
Yakalıyor, mahkeme serbest bırakıyor.
Yakalamanın bir anlamı kalıyor mu?
Sizce!
Bu durumda vatandaşın huzuru güvenliği nasıl korunacak?
Allah aşkına!