RAHATLAMA

 
BU başlıktan iki anlam çıkabilir:
 
a) Rahata, huzura kavuşma. Rahatlığı elde etme. 
b) Sakın ha gevşeme, işi gücü bırakma.
 
İki anlam da yazımızın içeriğine anlam yükleyecektir.
ABD seçim sonuçları ve Trump'ın zor duruma düşmesiyle rahatladık.
Hezimet olmasa bile Trump üstündeki tartışma ve kara bulutlar, yani Senato - Temsilciler Meclisi dengesi Türkiye olduğu kadar diğer ülkelere de önemli bir soluk aldırmıştır.
 
Doların ve dövizin düşüşe geçmesiyle korkularımızı da bir yana koyduk.
 
Günlerdir İran yaptırımı konuşuyoruz. Etkisini ve tahribatını tahmin etmekten çok Trump'ın "Ben yaptım, oldu" dikbaşlılığı rahatsız edici.
Ve de PYD - YPG'yi bir yana koyarak PKK yöneticileri için "Kullan, at" alışkanlığını sürdürüp acaba sorusuyla ardından gelecek olanları tahmin etme arayışımız ile rahatlamaya zaman bulamayacağız.
 
Hepimiz bu konuda elbirliği etmişcesine aynı yorumu yapıyor, aynı tavrı sergiliyoruz.
 
Dünya kamuoyu önünde kendisini yeterince antipatik yapan Trump'ın çelişkili söylem ve eylemleri ile rahatsızlığımız sürecek.
 
ABD görüyor ki müttefiki ve Ortadoğu coğrafyasındaki potansiyeli ile Türkiye'siz uygulamayacağı planları önemli prestij kaybına neden olacaktır.
İsrail'in güveni için kurulacak Kürdistan kantonlarının tampon olma işlevine elbette itirazımız olacaktır.
 
3 - 4 gündür de hep birlikte itirazımızı haykırıyoruz. Bu haykırış sırasında da gördük ki ülke çıkarı açısından muhteşem birlik - beraberlik oluştu. Tek ses halinde HAYIR dedik.
 
ABD de PKK'nın son kullanma tarihini biliyor. Terörle mücadelemiz başarıyla sürerken bölgede yaşayanların huzur ve mutlulukları belki de kıskanılıyor.
ABD, Türk Devleti'nin de halkının da tavrını biliyor. Test, anket dönemi bitti. Başka tekliflere bakarak ilerlemek lazım artık.
Bugün de penceremizden dışarıya baktık, gözledik. Artık kendi gündemimize kaldığımız yerden devam etmemiz lazım. 
 
Nerede kalmıştık?
 
İçeride gündem yoğunluğu sürüyor. Asıl gündem ve sığ gündem şeklinde ayırabiliriz.
 
Sığ gündeme değinmeyecektik ama Türkçe ezan tartışmasını da örneklemeden geçemeyeceğiz. Bu tartışmanın kime ne yararı olacak, anlamak mümkün değil. Olmayacak duaya amin gibi... Uygulandı. Tartışıldı. Bitti. Yıllar önce denendi. Israr neden? 
İslam aleminin tek sesi bu. 
 
Haaa, anlarım kötü bir ses ile icra edilir veya aksan bozuk olur. Anlarım hakkıyla okunmaz. Anlarım parazitli mikrofonik ses çıkışlarını. Anlarım da bu itirazlara anlam veremem.
 
Toplumun hassas konularına değinmek, toplu iğneyi batırmak gibi tepki verir, işte o zaman rahatsızlık ortaya çıkar.
Asıl gündem unutuluyor. Üstü örtülüyor. Saptırılıyor. Geçim, işsizlik, elektrik, gaz, su, süt, ekmek. 
Ve de refaha gidecek yol asıl konumuz. Hadi içeriye bakalım. Öneri ve yorumlarla ekonomiye kafa yoralım. Yoksa unutamayacağımız bir kış yaşarız.