Ramazan'a Girerken İslam Dünyası...
DÜNYA Müslümanları bu Ramazan'a da çeşitli sıkıntılarla ve acılarla giriyor. İslâm dünyası'nın birçok yöresindeki yaralar, bu Ramazan'da da kanamaya devam ediyor.Bu yaraların sarılması ve kanamaların durdurulması ise, ancak Müslümanların kendi aralarında dayanışmalarıyla, ümmet şuur'u içinde birbirlerine destek olmalarıyla ve aynı bütünün birer parçaları oldukları inancıyla mümkün olacaktır. Bugün dünyaya hükmetmeye çalışan güçlerin Müslümanların kanayan yaralarıyla ilgileniyormuş gibi görünerek, ne gibi oyunlar çevirdiklerini, Müslümanları sürekli oyuna getirerek, onları hep başkalarının tahakkümü altında yaşamaya zorlamak için çaba sarf ettiklerini hep birlikte görüyoruz.
Müslüman beldesi Irak, senelerdir A.B.D'nin işgali altında kan gölü. O Güzel Irak halkı inim inim inliyor. Ülkeleri işgal altında namusları tehlikede. Bu zulme karşı çıkan yok.
Filistinli yöneticilerin aralarında anlaşmama günahını Filistin halkı ödüyor. Filistin kan gölü, Mısır, kan gölü, Suriye kan gölü, Libya kan gölü. Müslüman halk tedirgin ve geleceğinden endişeli olarak yaşıyor.
İslam coğrafyasının sıkıntılı bölgeleri sadece buralar değil.
En önemli sıkıntılardan biride Terördür. Hergün ailelerin, özellikle de annelerin yürekleri yanıyor.
Zenginler, kendilerini kurtarıyor. Ya fakirler; ''İslam beldesinde hiçbir yerden geliri olmayan binlerce Müslüman ailesi, yardımseverlerin veya hayır kuruluşlarının dağıttığı üç beş paket erzakla Ramazan'ı çıkarabilmenin hesaplarını yapmaktadır.''
Sefaletin hüküm sürdüğü İslam ülkeleri başlarına, ADİL YÖNETİCİ buluncaya kadar bu sefalet devam edecektir. İslam ülkelerindeki mevcut yönetimlerin çoğu kendi siyasi ve ekonomik sistemlerini Kur'an-ı Kerime göre değil, ABD'nin "yeni dünya düzeni" teorisine entegre etmeye çalışırken kendi halklarını her gün daha da fakirleştirmekte, daha çok sefaletin kucağına itmektedirler.
Müslümanların içinde bulunduğu bu durum, iman has-sa-siyeti taşıyan insanların yüreklerini paralıyor. Kendileri geniş imkanlara sahip olsalar da rahat olamıyorlar. İşte bu sıkıntılar, müslümanların başsız kalmasının, birlik ve bütünlük içinde haksızlıklara karşı duramamalarının çıkarmış olduğu manzaralardır.
Mü'minler Bir Vücut Gibi Olmalı:
İslam dininde mü'minlerin birbirlerini sevmeleri ve kardeş olmaları çok mühimdir.Nitekim, Hz.Peygamber bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
''Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir azası rahatsız olursa, diğer azaları da bu yüzden ateşlenir ve uykusuz kalır.'' (Buhari)
Hz. Peygamber (s.a.v) diğer bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur: ''Bir mü'minin diğer mü'min kardeşlerine karşı ilgisi, birbirini bağlayıp destekleyen bir binanın taşları gibidir.'' (Buhari)
''Birbirine karşı muhabbet ve merhamet'te, mü'minler, bir vücut gibidir.Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, rahatsız, uykusuz kalıp, onun tedavisi ile meşgul olduğu gibi, Müslümanlar da birbirlerine yardıma koşmalıdır!'' (Buhari).
Müslümanlar, tek vücut olmadıkça,
birbirini sevmedikçe, Allah ve Rasülü'nün emir ve yasaklarına uymadıkça huzur ve sukunete erişmemizin zor olacağını anlıyorum. Yinede Allah'tan umudumuzu kesmeyelim. Mübarek Ramazan ayının feyz ve bereketini umarak, Allah'tan af ve mafiret diliyelim. Allah'ın rahmeti bereketi üzerinize olsun. Hayırlı Ramazanlar...
