Kuloğlu, on yedinci Yüzyılın ünlü asker ozanlarındandır. Hayatı yaşadığı zamanı belirten tek sağlam bilgi, Dördüncü Murat'ın ölümü üzerine söylediği ağıttır.
Bu ağıta dayanarak Kuloğlu'nun IV.Murat zamanında ve daha sonrasında yaşamış bir halk ozanı olduğu ortaya çıkmaktadır.
Adı geçen ağıt dışında merhum Fuat Köprülü ile Sadettin Nüzhet, Kuloğlu'nun Safranbolu'lu olduğu, asıl adının; Süleyman Ağa olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Bu araştırmacılara göre Safranbolulu olan Kuloğlu'nun Oğlu da dönemin Muhasip Mehmet Paşa adıyla tanınan sayılı devlet adamlarından birisidir.
Fakat bu bilgiler kanıtlanamamıştır.
Cahit Öztelli; ''Üç Kahraman Şair Köroğlu Dadaloğlu Kuloğlu'' adlı eserinde bu görüşlerin yanlış olduğunu belirtmiştir.
Cahit Öztelli'ye göre; Kuloğlu'nun adı Süleyman değildir.Cahit Öztelli Kuloğlu'nun bir şiirine dayanarak, onun yeniçeri kökenli bir halk şairi olduğunu ileri sürer.
Bu şiirinde Kuloğlu, Yeniçeri olduğunu ve bu şiirinde Mustafa olduğunu belirtmiştir.
Bu şiire bakılırsa Cahit Öztelli'nin görüşü doğruluk kazanmaktadır.
''Ben Kuloğlu Mustafa'yım, mailim güzele ben
Hem münkire hem asiye, meyletmem ağyara ben
Yalın ayak, başıkabak öyle vardım yare ben
Bir kere geldi de dedi: budalam dağdan gelir.''
Kuloğlu ve hayatı hakkında hemen hemen hiçbir bilgi bulunmamaktadır.
Aşık Ömer'in bir dörtlüğünde adının geçmesi dışında ondan söz eden diğer bir kaynak ise Evilya Çelebidir.
Evliya Çelebi, bir olayı anlatırken, zamanın ozanlarını sıralamış, bu arada Kuloğlu'nun da ismini anmış ve devrin tanınmış halk şairlerinden birisi oluğunu belirtmiştir.
Şiirlerinden çıkarılabildiğine göre, öncelikle asker-ozanlardan olduğu, hem kara askerliği, hem deniz askerliği yaptığı anlaşılıyor.
Cezayir'deki savaşlara katıldığı gibi 4.Murat'ın ünlü Bağdat Seferi'ne katıldığı tahmin edilebilmektedir. Eğer bir başka kuloğlu yoksa Kuloğlu, hem kara da hem de denizlerde askerlik yapmış, hem kara da hem de denizlerde şiirler söylemiş bir ozandır.
Sözü edilen bu şiirler başka Kuloğlu adlı şairlerin şiirleri ile karışmamışsa Kuloğlu Bağdat seferine katıldığı gibi deniz yoluyla Cezayir önlerine kadar gidip gelen Levent ve Yeniçeri bir şairdir.
Şiirlerindeki aşk ve kahramanlık hisleri Osmanlı ordularında veya donanmasında dövüşmüş bir saz şairi olduğunu açıkça göstermektedir.
Bundan başka yine Kuloğlu mahlasını taşıyan ve Rıdvan Nafiz tarafından bulunmuş bir koşma onun Cezayir'de deniz harplerine karışmış olduğunu da anlatmaktadır.
AŞIKLIK YÖNÜ:
KULOĞLU, on yedinci yüzyılda yetişen ve yaşayan bir halk ozandır. Aşık Ömer'in ve Evilya Çelebi'nin ününden söz etmesi onun çağında tanınmış bir halk ozanı olduğunun delaletidir.
Halk şiirimizin güçlü ozanlarından birisi olduğu yazdığı şiirlerinden de anlaşılmaktadır.
Kayıkçı Kul Mustafa, Katibi, Aşık Ömer'le çağdaş bir ozan olduğu ortaya çıkmaktadır.
Kuloğlu'nun şiirleri yiğitlik, aşk ve genel konular üzerinde söylenmiştir.
Kuloğlu, halk şiirinin özelliklerini ustaca kullanan ve uygulayan bir ozandır. Şiirlerinde dın dışı konuları ele alan Kuloğlu'nun şiirleri din dışı halk şiirimizin geleneksel konularında söylenmiştir.
Şiirleri tahlil edildiğinde Kayıkçı Kul Mustafa gibi asker kökenli bir şair olduğu anlaşılır.
İhtimal ki Kayıkçı Kul Mustafa ile birlikte Bağdat seferinde de katılmış bir ozanımızıdır.
Şiirlerine bakıldığı zaman doğuştan şair tabiatlı bir şair olduğu, Allah vergisi bir şairlik yeteneğine sahip olduğu belli olmaktadır. Dili çoğu kez yalın ve sade olan şairin kimi deyişlerinde Arapça ve Farsça kelimelerin de olması ilginçtir.
Sultan Murad'a Ağıt:
''Sultan Murat eydür şimdi zamane
Bize de kalmadı beyler elveda
Büküldü kametim döndü kemane
Gezüp seyrettiğim dağlar elveda
Ardımca gelen sevgili telekler
Tersine devretti çarh-ı felekler
Yeniçeri, sipahiler, solaklar
Önümce yürüyen kullar elveda
Hep kullarım alayıma dizilsin
Kullarımın esamisi yazılsın
Tabutum düzülsün kabrim kazılsın
Varıp seyrettiğim çöller elveda
Ecelim yetişti yıldızım düştü
Dostlarım ağladı düşmanım güldü
Yapılan kadırgam deryada kaldı
Şu Malta'ya giden yollar elveda
Kuloğlu dostların yüzü ağ olsun
Düşman olanların bağrı dağ olsun
Kardeşim Sultan İbrahim sağolsun
Oturduğumuz taht-u saray elveda''
***
''Uzaktan merhaba olmaz
Gel ey mestane bakışlım
Kolların boynuma dola
Dile mestane bakışlım
Seni sevenler unutmaz
Hayalin karşımdan gitmez
Padişahlar hiç zulm etmez
Kula mestane bakışlım
Der Kuloğlu gune gune
Melek gelmemiş cihane
Her sözüme bir bahane
Bul a mestane bakışlım''
Kaynak; www edebiyatciyim.com.