SEHER VAKTİNDE ZİKİRİN ÖNEMİ...
Şafaktan güneş doğuncaya kadar olan vakit, çok kıymetli bir vakittir. Bizzat Allah'ü Te'ala'nın ''Gündüz seni uzun uzun alıkoyacak işler vardır.
Rabbının adını an, herşeyi bırakıp, yalnız O'na teveccüh et.'' (Müzzemmil;7-8)
''Ağarmaya başlayan sabaha and olsun'' (Tekvir;18)
diye bu vakte kasem ''yemin'' etmesi.
''De ki; Sabahın Rabbine sığınırım'' (Felak;1) buyrulmasıyla övülmesi, ''… Gece saatlerinde ve gündüzleri dahi tesbih et, ki Rabbinin rızasına eresin.'' (Taha;130)
''Şüphesiz gece kalkış daha tesirli ve o zaman okumak daha elverişlidir'' (Müzzemmil;6)
''Onlar geceleri az uyuyanlardır. Ve onlar seher vaktinde istiğfar ederler.'' (Zariyat; 17-18) buyrulmasıyla bu vaktin faziletli olduğu anlaşılmış olur.
Bu vaktin fazileti böylece anlaşıldıktan sonra, yapılacak
ibadetin tanzimine gelince; uykudan uyanır uyanmaz Allah'ı anmalı ve ''Elhamdü lillahillezi ehyana ba'de ma ematena ve ileyhi'n-nuşur.''
''Beni öldükten sonra dirilten Allah'a hamd ederim. Kıyamette bütün insanların diriltilmesi de O'na aittir.'' duasını okumalı.
Abdestini aldıktan sonra evinde iki rekat sabahın sünnetini kılar. Hasan-ı Basri mürsel olarak bu hususta Resul-i Ekrem (s.a.v.)'den Allah'ın rahmetine ait şu kudsi hadisi rivayet etmiştir.
''Ademoğlu! Sabah ve ikindi namazlarından sonra
birer saat Beni zikreyle, bu iki vakit arasına ben kefilim''
(İbn. Mübarek).
Zikirleri devamlı olarak on kere tekrarlamak, ara sıra yüz yetmiş kere tekrarlamaktan daha makbuldür.
Çünkü devamlı zikir, kalbe daha çok tesir eder.
Devamlı olan az zikir, devamlı surette akan su damlasına benzer. Taş üzerine bile damlasa, oraya iz bırakır.
Bir defa veya çok seyrek aralar ile tekerrür eden zikir de aynı şekilde bir yere dökülen suya benzer. Yâni orada hiçbir tesir meydana getirmez.
(İmam Gazali, İhya'u Ulumi'd-din)
***
''Gece seher vaktinde ve namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.'' (Tirmizi)
Resulullah, Allah'ın Hz.Yakub'un çocuklarına söylediğini naklettiği: "Sizin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim" (Yusuf, 12/98) buyruğunu açıklamak üzere şöyle buyurur: "Yakub onların bu mağfiret isteklerini seher vaktine erteledi." (Tirmizi)
Seher, halvet vaktidir. Zira herkesin uyumakta olduğu bir sırada, sıcak yatağından kalkarak Rabbine dilekçe sunmak, ağlayarak, derdini ve problemini O'na aktarmak gibi nafile bir ibadet yoktur.
Nitekim; Hz Lokman, oğluna şöyle bir öğütte bulunuyor:
"Ey oğul! Seher vaktinde uyanıp öten horoz senden daha erken ve akıllıca davranıp kalkmasın, sen ondan önce davran, sakın o öterken sen mışıl mışıl uyumayasın." (İmam Nesefi)
Seher vaktinde rahmet melekleri hazır beklerler:
''Gecenin sonunda uyanamayacağından korkan, gecenin evvelinde vitri eda etsin! Sonra yatsın! Gece sonunda uyanacağını ümit eden, vitri o zaman kılsın! Çünkü gecenin sonundaki kalkmakta rahmet melekleri hazır olur.'' (Müslim)
Cenab-ı Hak seher vaktinde dünya semasına rahmetiyle tecelli eder:
Resulullah Efendimiz, bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurdular; ''Allah, her gece dünya semasına gecenin son üçte biri kaldığında rahmetiyle tecelli eder ve şöyle buyurur.
Bir isteyen yok mu ki onun istediğini vereyim? Bir duâ eden yok mu ki ona icabet edeyim?
Bir mağfiret dileyen yok mu ki kendisini bağışlayayım?'' (Kurtubi, 2/4, 39)
Resulullah, "En sadık rüya seherdekidir" diyerek ifade buyurmuş olmaktadır.
"Zira seher vakti meleklerin inme zamanıdır."
(Kütüb-i Sitte)
Sahabeler, Peygamber Efendimiz'in tavsiyesiyle seher vaktini dua ve istiğfarla geçirmişlerdir
Enes b. Malik der ki; Biz seher vakti yetmiş defa istiğfar getirmekle emrolunduk.
Enes'ten rivayet edildiğine göre o şöyle demiş:
Peygamberimizi şöyle buyururken dinledim:
"Şüphesiz yüce Allah buyuruyor ki;
Ben yeryüzü halkını azab etmek istiyorum da mescidlerimi imar edenlere, Benim rızam için birbirlerini sevenlere, teheccüd kılanlara, seher vaktinde mağfiret isteyenlere bakınca;
onlar sebebiyle yeryüzü halkından azabı defederim."
(Siracu'l-Munir)
Nafi' der ki; İbn Ömer bütün geceyi ihya eder sonra ey Nafi' seher vakti geldi mi? diye sorardı. Ben de kendisine;
hayır derdim. Bu sefer yine namaz kılmaya devam eder sonra aynı soruyu sorardı. Ben kendisine; Evet dediğim vakit oturur, Allah'tan mağfiret dilerdi.
İbrahim b. Hatıb babasından şöyle dediğini rivayet etmektedir:
''Seher vakti mescidin bir kenarında bir adamın şöyle dediğini işitirdim;
Ya Rabbi, Sen bana emrettin, ben de Sana itaat ediyorum. İşte bu bir seher vaktidir, bana mağfiret buyur. Kim olduğuna baktım, onun İbn. Mes'ud olduğunu gördüm.
(İmam Kurtubi)
