SİYASET kulvarında son randevular. Son buluşmalar. Belki de bu buluşmaların devamlılığı için ilk önemli hamleler.
İttifak söylenti ve spekülasyonlarının ardından Cumhur İttifakı cephesi gedik vermişti 31 Mart seçimleri için...
Bahçeli kendi yollarını çizmiş, Erdoğan da herkesin kendi yolunu önermişti.
Bu ilk blöfler görüldü. Ama ortada yekün olmayınca iki taraf da yeni oyun için kartlarını yeniden karmak zorunda kaldı.
Taban konuştu, tartıştı. Hesap - kitap yapıldı. Genel kanı oluştu:
İttifaksız olmayacak, olamayacak. Çünkü ortada risk var. Bahçeli taban oylarına güveniyor. Meydanlarda söyleyecekleri var muhalefet olarak. Erdoğan ise bir başka muhalefet sesi duymak istemeyecek. Ve safları sıkıştırmayı arzulayacak.
Bunları yazdık. Bu tip analizler bayatladı ve gündemden çıktı. Şimdi game over. Yeni oyun aslında yeni değil. Başa dönüldü.
Erdoğan'dan gelen davet gündemini sayın Bahçeli bilmiyor. Ama hepimiz biliyoruz. Siyaset biliyor. Ve açıklık Erdoğan'dan geldi:
Seçim ittifakı.
Günlerce yazdık. İttifak olmazsa olmaz. Köprüler atılamaz. Beraber yürüdüler bu yolda. Mitinglerde, meydanlarda. Şimdi ayrı gayrı olamaz. Kurmaylar alt katlarda buluştu, görüştü. Ve zımmen anlaştı. Detaylar bugün MHP ve AK Parti liderlerine kaldı. İşte bu nedenle bu ilk görüşme önemli.
Bir başka görüşme trafiği ise Kılıçdaroğlu'nun direksiyonunda. Deniz Baykal'ı ziyaret ederek görüşlerini aldı. Veya saygıydı, formaliteydi; bilemem.
Daha önce de gerçekleşen Kılıçdaroğlu - Ahmet Türk buluşması hala gündemde. Detayları bilinmiyor ama bu görüşmenin de yorumunu yapmak zor değil.
CHP'de asıl görüşme Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce arasında olacak. Bu görüşmede de sonuç ya Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi olacak, ya da CHP liderinin dediği gibi gerçekleşecek. Çünkü köprüler atıldı. Muharrem İnce de parti çalışmalarına aday olmasa da katkıda bulunarak seçim gündeminden uzak kalmayacak. Yani CHP'nin bir neferi gibi sade bir partili olarak görev yapacak.
Kılıçdaroğlu'nun görüşme, buluşma gündemi yoğun. Sonra da Meral Akşener'le bir araya gelecek. Millet İttifakı'nda sorun yok. Devam zorundalar. Sadece Ankara için Mansur Yavaş'ın yakasına takacağı rozet önemli. Unutulmamalı ki cekette iki yaka bulunur. Bir yakada CHP, diğerinde İyi Parti rozeti olur. Sorun da biter. Yani ortak adaylığa kılığ bulunur. Başka çare var mı? Var. O da yeni bir isim.
MHP'den istifa eden Mersin Belediye Başkanı Burhanettin Kocaman da aynı durumda. AK Parti'ye gidemeyeceğine göre elde var ikinci aday. CHP - İyi Parti konsorsiyumu Adana, Manisa, Bursa, Balıkesir, Antalya'da da bu yol izlenecektir.
İstanbul zaten kendiliğinden gelişti. Sayın Ahmet Türk'ün bazı il bazındaki yüzde 10 kemik oyları da pusulanın yönünü gösterirse CHP iyice iştah kabartmış olur.
Saadet Partisi ile yapılacak görüşmede sorun yok. Sivas, Konya, Kahramanmaraş gibi iller Saadet Partisi kontenjanından olursa kim itiraz edebilir?
Bu son fırsat ve başa dönmeyi sağlayacak son buluşmalar olacaktır. Gerisi parti kurmaylarına ve imzalanacak protokollere kalacaktır. İşte bu nedenle de Erdoğan - Bahçeli görüşmesi 31 Mart seçimlerini şimdiden mihenk taşını oluşturacaktır.
Grup toplantılarında en yüksek ve en net ses sayın Devlet Bahçeli'den geldi. Tam bir manifesto. Ünvirestilerde ders olarak okutulmalı. Arap ülkeleri, İslam'ın uygulanış biçimi, Suudi Arabistan, savaşlar, Veliaht Salman, Mekke İmamı ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere her satırına imza atmamaya imkan yok. Hele hele İslam dünyasında dökülen kan ve ayrıcalık ile Yemen'deki çocuk vahşetini hatırlatması Mekke İmamı'nın ağzından çıkan sözler yeni gündem belirlemek için ana başlıklardır.
Sayın Bahçeli teşhisi de koymuştur, tedavi önerisini de saptamıştır.
Haftaya da, gündeme de damgasını vurmuştur.
Haydi başarılı ittifaklara... Şimdiden hayırlı olsun.