İSTANBUL (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Terör örgütünü ülkemizin içinden söküp attık. Bir daha terör örgütünü ülkemizin içerisine sokmayız, sokturmayız. Kırmızı çizgilerimiz var. Yitiklerimizi bulduk bir daha kaybettirmeyiz, kaybetmeyiz." dedi.

Sultangazi Belediyesi'nin etkinlik çadırındaki sahur programına katılan Soylu, dün gece Diyarbakır'da 50'ncisi yapılan kökünü kurutma operasyonunda 201 uyuşturucu satıcısının gözaltına alındığı operasyonda güvenlik güçlerine kolaylık dilemek için orada bulunduğunu, gün içinde Kahramanmaraş ve Hatay'da koordinasyon toplantılarına katıldıktan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır programına eşlik ettiğini anlattı.

Soylu, "Diyarbakır'da binlerce insan Sayın Cumhurbaşkanımızı bir gönül seliyle karşıladılar. Orada Cumhur İttifakı'yla birlikte hakikaten çok önemli mesajlar Diyarbakır'da verildi. Hem var olan yapılan TOKİ'nin kalıcı konutları açılmış oldu. Hem de yapılacak yeni afet konutlarının kalıcı konutların temeli atılmış oldu. Sonra da bir iftar yaptık." diye konuştu.

"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen 6 Şubat depremlerinin üzerinden 69 gün geçtiğini, Sultangazi Belediyesini ve personelini Adıyaman'da gördüklerini belirten Soylu, şöyle konuştu:

"Kahramanmaraş'ta ve Hatay'da yaptığımız önümüzdeki hafta içerisinde de Adıyaman ve Malatya'ya gideceğim. Değerlendirme toplantılarında 69 günde geldiğimiz noktanın bir taraftan 727 bin çadır, yaklaşık 2 milyon 900 bin içerisinde yaşayan insan. Şu ana kadar kurulan 66 bin konteyner içinde yaşayanların, bir taraftan yine altını çizerek söylüyorum 57 bin yıkılması gereken acil, aynı zamanda yıkık olan binanın yaklaşık 41 bini şu anda yıkıldı, taşındı. Allah nasip ederse bayrama kadar 10 vilayetin Hatay hariç her birinin ki Hatay'daki bugünkü oranda yüzde 74'e kadar geldi. İnşallah bayramdan sonraki ilk 10 gün içerisinde orayı da tamamlamış olacağız. Örneğin Kahramanmaraş'ta birçok ilçeyi bitirdik. Pazarcık'tan başlayarak köyüyle, şehriyle beraber birçok ilçeyi tamamladık ve bitirdik. Ramazandan sonra da bayramdan sonra da nasip olursa özellikle ağır hasarlı binaların yıkımıyla başlayacağız.

Bir taraftan ramazan akşamı mübarek 2 milyon kardeşimize orada ramazan iftarlığıyla beraber buluşturan hiçbir şeyin eksikliğini ona hissettirmemek için çaba sarf eden bir taraftan hem iftar çadırlarını bir taraftan teravih ve diğer vakit namazlarını beraber kılabilecek o mescitleri, çadırdan olan mescitleri bir taraftan sabahtan akşama kadar sağlık sistemimizi ayakta tutarak günün içerisinde köyleri dahi tarayarak diğer sağlık ocaklarında, hastanelerde, oradaki vatandaşlarımıza hizmet vererek yine aynı zamanda YGS'ye ve YKS'ye hazırlanan çocuklarımızın, gençlerimizin diğer bölgelerde diğer illerde hazırlananlardan geri bırakmamak için her çadır kentte her konteyner kentte onların Milli Eğitim Bakanlığımızın ortaya koymuş olduğu koordinasyonla bir şekilde eğitimlerinin devam etmesi, destekleme eğitimlerinin devam etmesi, yine aynı zamanda bizim birlikte Milli Eğitim Bakanlığımızla yaptığımız hatta Kültür Bakanlığı'nı da işin içine kattığımız Adıyaman'da da var."

Ticari faaliyetlerine devam edemeyen depremzedeler için 10 bin 500 geçici işyerinden 6 bin 600'ünün tamamlandığını kaydeden Soylu, "Şehrin hemen dışarısında eğitim kampı, kültür kampı, spor kampının birlikte yaptığımız o çocuklar isterlerse orada kalabildikleri öğretmenlerin isterse orada kalabildiği ve onların o imtihanlara hazırlandığı, kampların hazırlanması da dahil. Yaklaşık şu ana kadar yıkılanlar veya ağır hasarlı olup da içeri giremediği için işlerini devam ettirmeyenlere yönelik 10 bin 500 geçici iş yeri kuruyoruz. Bunun 6 bin 600'ü şu anda tamamlanmış durumda ve büyük bir bölümü işine 'Bismillahirrahmanirrahim' diyerek başlamış durumda. Yani bir taraftan esnafıyla, bir taraftan geçici barınmasıyla bir taraftan aşıyla, bir taraftan eğitimiyle, bir taraftan sağlığıyla günde tuvaletin banyonun 100 bin defa temizlendiği yirmi bin tuvalet, on bin banyonun, beş bin çamaşır makinesinin dört bin kurutma makinesinin her birinin konteyner kentlerde ve çadır kentlerde bulunduğu ve her birinin bakımının, her birinin teknik ihtiyaçlarının sürekli olarak takip edildiği, devam edildiği bir süreci ifade etmek istiyorum." dedi.

Hasarlı 1 milyon 700 bin haneye 10'ar bin lira yardım yapıldığını, 435 bin haneye de 15'er bin liralık taşınma yardımının verildiği bilgisini paylaşan Soylu, "AFAD tarafından, milletimiz tarafından Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla destekler 39 binin üzerindeki aileye verildi ve verilmeye de devam ediyor. Önümüzdeki hafta Allah nasip ederse kira yardımlarını başlatmış olacağız. Peyder pey hangi vakit geliyorsa, onun planıyla, programıyla adım atan bir anlayışı orada gerçekleştirmeye çalışıyoruz. O kardeşlerimizi orada yalnız bırakmayacağız." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın doğal afetler sonrası vatandaşları yalnız bırakmadığını söyleyen Soylu, "Elazığ'dan Van'a, Malatya'dan İzmir'e, Arhavi'den Kastamonu Bozkurt'a, Sinop Ayancık'a, Bartın Ulus'a kadar aynı zamanda yaşanan bütün afetlerde özellikle orman yangınlarında tarihimizin en büyük orman yangınlarında hem Manavgat'ta Muğla'da Marmaris'te ve diğer orman yangınlarında bir yıl içerisinde vatandaşlarımızı kalıcı konutlarıyla beraber buluşturduk. Allah nasip edecek." ifadelerini kullandı.

Soylu, şöyle devam etti:

"Bilim adamlarıyla sürekli beraberiz. Diyorlar ki biz 3 fayın kırılmasına kadar çalıştık ama burada 7 tane kırıldı. 110 bin kilometrekarelik Hollanda'dan büyük bir alan ve 10 ilde etkilediği diğer illerde de meydana gelen Kayseri'den Niğde'ye kadar hatta Tunceli'ye kadar, Batman'a kadar birçok vilayeti etkileyen bu büyük depremde oraya gelen yabancı devlet adamlarının söylediği bir tek şey var. Dünyada hiçbir devlet bu kadar zamanda bu bölgeyi ayağa kaldıramazdı. İnşallah sadece ayağa kaldırmak değil, çok kısa bir zaman içerisinde hep birlikte oralarda o hayatın eskisinden daha güvenilir oradaki evlerin eskisinden daha güvenli oradaki insanların elbette ki hemşerilerimizin hüznü acıları olacak ama 84 milyon vatandaşımızın onların gönülleriyle bir olmasından kaynaklanan o yaraların sarılması için seferber olmasından kaynaklanan o karşı karşıya kaldığı üzüntülerini unutturarak yepyeni bir yolculuğa başlayacak. Eskisinden daha güçlü olacak, eskiden daha güvenilir olacak. Eskisinden daha yaşanabilir bir hale gelecek."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son 20 yılda yapılamaz dediği her şeyi hayata geçirdiğini kaydeden Soylu, şöyle devam etti:

"14 Mayıs'ta seçim var. Tam yirmi yıldır Türkiye'de Recep Tayyip Erdoğan yapılamaz denilen her şeyi yapmış, milletimizle beraber hem milletimizi mahcup etmeden, hem de milletimizle dünyaya mahcup olmadan bir büyük yolculuğu gerçekleştirmiştir. Şimdi başka bir imza atma zamandır. Bir üst lige Türkiye'yi çıkarma zamanıdır. Türkiye yüzyılını başlatmanın zamanıdır. 20 yıldır altyapısı Türkiye'nin çok iyi bir şekilde dizayn edildi, kolay yapılmadı. Zorluklarla yapıldı. Bu esnada da hani derler ya bazen şeytan taşlamaktan tavaf etmeye fırsat bulamadığımız zaman dilimleri içerisinde bu yapıldı. Pandemi ile mücadele ederken gerçekleştirilen Çanakkale Köprüsü'ne kadar Osmangazi Köprüsü'ne kadar Avrasya Tüneli'ne kadar, Marmaray'a kadar Türkiye'nin her noktasında aşılamaz dağları aştığımız Nissibi Köprüsü'nden tutun her türlü tüneline kadar yoluna kadar. Türkiye bambaşka bir tabloyla karşı karşıya kaldı."

Türkiye'nin siyasal istikrarının defalarca bertaraf edildiğini dile getiren Soylu, "Türkiye 20 yıldır bunlardan yoksun değildi. Aynılarıyla karşı karşıya kaldı. 27 Nisan e muhtırasında karşı karşıya kaldı. Gezi olaylarında karşı karşıya kaldı. 17-25 Aralık darbesinde karşı karşıya kaldı. 6-8 Ekim olaylarında karşı karşıya kaldı. Yani sadece selin afetin depremin yıktığı evlerimiz olmadı bu ülkede. Şırnak'tan Nusaybin'e kadar Kızıltepe'ye kadar Yüksekova'ya kadar birçok noktada o olaylarda evler yakıldı yıkıldı. Camiler, kütüphaneler yakıldı yıkıldı. Şehirlerin ticaret hayatı, ekonomik hayatı, sağlık hayatı, eğitim hayatı bertaraf edilmeye çalışıldı. Tayyip Erdoğan sadece afetler sonrası şehirleri kaldırmadı. Doğu ve Güneydoğu'da yaşanan bu haksızlıklar sonrası da oraların insanını yalnız bırakmadı. Oraları da ayağa kaldırdı. Devletinin milletinin varlığını ve sıcaklığını herkese ülkenin en ücra noktasına kadar ulaştırabilme kabiliyetine gayretine sahip oldu." ifadelerini kullandı.

Soylu, şunları kaydetti:

"Bunlar nasıl oldu? Şimdi enerjimiz her geçen gün bize yetebilecek bir hale geliyor. Eskiden Gabar Dağı'nda terör vardı, oralara girilemezdi. Bırakın Şırnak-Cizre yolu yıllarca yapılamadı. Çok iyi biliyorum. İçişleri bakanı olduktan sonra oradaki arkadaşlar geldiler. Ne olursunuz yolu bitirelim dediler. Yolun her bir kilometresine kule yaptık ve bu yol burada bitecek dedik. Sadece o yol bitmedi. Bugün valimiz evindeydi. Esma Çevik'imiz orada şehit oldu. Niçin şehit oldu biliyor musunuz? Çünkü Gabar'ı temizledikçe Gabar'ın altındakilere ulaşmak istediler. Gabar'ın altında petrol var ve orada aynen Şırnak'ta Batman gibi bir petrol şehri oldu. Artık orada terör yok. Şırnaklılar diyorlar ki biz her gün taşınan petrol arabalarını saymaktan yorulduk. Daha yeni başladık. Bir taraftan Gabar'da çıkarılan petrol diğer tarafta Sakarya Gaz Sahasında çıkarılan gaz. Diğer taraftan burnumuzu sokmaktan bile imtina ettiğimiz Doğu Akdeniz'de aradığımız inşallah onu da bulacağımız gazımız, enerjimiz. Türkiye bambaşka bir hikaye yazıyor."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkede sadece baraj ve yol yapmadığını, büyük devrimler gerçekleştirdiğini anlatan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu ülkede on yıllarca özgüveni içimizden almaya çalışanlara karşı bu ülkenin yitiklerini bu ülkeyle beraber buluşturdu. Bu milletin yitiklerini bu milletle beraber buluşturdu ve büyük devrimler büyük değişimler meydana getirdi. Orası Ayasofya'ydı. Allah'a şükürler olsun. Daha önümüzde büyük yolculuklar var. Daha 3 tane koyunu güdemeyenler bu ülkenin karşı karşıya kaldığı bu büyük meselelerin altında ezilip giderler. Türkiye sadece kendi iddialarının ülkesi değildir. Türkiye aleme nizam vermek üzere kendiyle beraber ahitleşmiş bir ülkenin ve büyük bir millet adıdır. Yapacak çok işimiz var. Altyapımızı oluşturduk. Özgüvenimizi yerine getirdik. Şimdi Türkiye yüz yılını başlatma zamanıdır. Bu da sizlerin ortaya koyacağı iradeyle mümkündür. Eksiklerimiz olur. Eksiksiz Cenab-ı Allah'tır. Biz kuluz eksiklerimiz var ama biz milletimize sadığız. Biz değerlerimize sadığız. Bize gitsin diyenler Doğu ve Güneydoğu'da yaptığımız terör operasyonlarını bitirmek istiyorlar. Alenen de ilan ediyorlar. Irak'ın kuzeyinde, Suriye'nin kuzeyinde şu anda yurt dışında kahramanca şahadeti göze alarak bu milletin özgürlüğü hürriyeti, namusu için birliği ve beraberliği için mücadele eden kahramanlarımızın geri gelmesinin doğru olacağına iddia ediyorlar. "

Türkiye'de aile yapısının bozulmaya ve ortadan kaldırılmaya çalışıldığını vurgulayan Süleyman Soylu, şunları kaydetti:

"Aile yapımızı ortadan kaldırmanın önünü açmak istiyorlar. Kendilerine sorun. Kendi evlerinden aynı cins evliliği kabul edeceklerse onu bütün milletimize açıklasınlar. Kendi beyannamelerinin içerisinde kendi söylediklerinin içerisinde tüm sapkınlıkları içeren bu milletin diniyle, diyanetiyle, inancıyla, değerleriyle, milliyetiyle, geleneğiyle, göreneğiyle örtüşmeyen bütün önerileri sadece Amerika söylüyor diye sadece Avrupa söylüyor diye bu ülkeye dayatmaya çalışıyorlar. Bunu Macaristan kabul etmedi. Bunu dünyadaki birçok ülke kabul etmedi. En son bunu kabul etmeyen ülkelerden bir tanesi de Bulgaristan'da geçen hafta seçim oldu. Orada yeni kurulan bir siyasi parti sadece bunu söyledi diye birçok siyasi partinin önüne geçerek çok yüksek oy aldı. Bizim hassasiyetimiz inancımızdan, değerlerimizden, aile yapımızdandır."

Aile yapısının önemine işaret eden Soylu, şöyle konuştu:

"Aile yapımıza dokundurmayız. Kırmızı çizgilerimiz var. Terör örgütünü ülkemizin içinden söküp attık. Bir daha terör örgütünü ülkemizin içerisine sokmayız, sokturmayız. Kırmızı çizgilerimiz var. Yitiklerimizi bulduk bir daha kaybettirmeyiz, kaybetmeyiz. Onun için bu mücadeleyi hep beraber ortaya koyacağız. Hep beraber gerçekleştireceğiz. O bizi istemeyenler yerimize bunları ikame etmeye çalışanlara vereceğimiz cevap budur. Bir vereceğim cevap daha var o da şu. Böyle liderler ülkelerine yüz yılda bir ya gelir ya gelmez. Ne yapacaksak zamanında yapacağız. Ülkemizi onun zamanında zenginleştireceğiz. Ülkemizi onun zamanında büyüteceğiz. Ülkemizin altyapısını en mükemmel onun zamanında getireceğiz. Sonra gelecek nesillere güçlü ve büyük bir Türkiye bırakacağız."