Ülkesini, Milletini, Türkiye Cumhuriyetini, Türk dünyasını seven, ilelebet yaşatmak isteyen her Türk’ün, siyasi görüşü, ülküsü, ne olursa olsun, nasıl düşünürse düşünsün, milli dilimizin ve kültürümüzün yaşatılmasını, milli dava olarak görmelidir.

Ülkede bizim, dilde bizim, Türk milleti olarak, milli kültürü ve dili yaşatmayı, milli bir dava olarak görüp, hep birlikte, milli şuurla sahip çıkarak, ülkenin birliği ve dilin bekasında birleşmeliyiz.

Türk dilinin önüne geçen, dilimize ve kültürümüze zarar vererek, rahatsızlığa sebep olan, lokanta, restoran, market, kafe, hastane ve ticarethanelerin tabelalarındaki, yabancı isim istilasından kurtulmak için, devlet millet olarak, yerel yönetimlerle birlikte, partisi siyasi görüşü ne olursa olsun, Türk halkının dil bekası, gençlerimizin istikbal ve geleceği için, milli değerlerimize, kültürümüze ve dilimize sahip çıkarak, milli menfaatlerimizi ön planda tutmalıyız.

Türkiye Cumhuriyetinin menfaatleri söz konusu olduğunda, milli olmalıyız. Türk Dil Kurumu, bu kirlilik karşısında mücadelesi devam ediyor, yabancı isimlerin, ismini değiştirmesi karşılığında, onur ödülü veriyor, TDK çağrısına duyarsız kalmayan, İstanbul’da Myshowland olan adını, İstanbul Kültür ve Sanat Merkezi, Kayseri’de ise Armonium olan adını Kayseri Park ve İpek City ismini de İpek Saray olarak değiştirdiğini biliyoruz.

Türkçe terimlerin yerine, garip anlamsız, anlaşılamayan yabancı isim, söz ve ifadelerin kullanılması, özellikle gençlerin arasında iletişim ifadelerinde, Türkçeden uzaklaşılmış olması, dil birliğimizi yok etme amacının, göstergesi olarak görebiliriz.

Geçmişi köklü ve derin bir millet olarak, çok zorlu ve çetin, nice badireleri birlikte, millet bilinciyle atlattık. Türk milleti, Türk diline yapılan saldırılardan, dil bilincimizin gelişmesiyle, bir gün muhakkak kurtarılacaktır. Türkiye’de geçmiş idarecilerin yaptığı ihmal geride kaldı, diline kültürüne hassas ve sorumlu idarecilerimiz, milli konularda gerekli hassasiyeti göstermeye başladıklarını da müşahede etmekteyiz.

“ Türkçe demek, Türk demektir; ne mutlu Türküm diyene” (M.K Atatürk)

EMPERYALİST SÖMÜRGECİLERE KARŞI DURMAK

Dil, din ve kültürel birliğimizin olduğu, emperyalistlerin sömürgesi altındaki ülkelerle, ortak ekonomik işbirliği yaparak, önemli zengin kaynakları ekonomiye kazandırmalıyız. Türkiye’nin desteğiyle büyük projeler üretilerek, ülkelerin kalkınmasına katkı sağlamanın yanında, bu ülkelerle ekonomik etkinliğimizi ve pazar gücümüzü artırmalıyız.

Osmanlının mirasına çöken emperyalistler, bu ülkelerin kaynaklarını, kendi ülkelerine haksız ve adaletsiz olarak taşımaları, kaynakların çıkartıldığı ülke için kullanmaktan kaçınarak, kendi emperyalist emelleri için kullanmalarına fırsat vermemeliyiz. Bu ülkelerle var olan ilişkilerimizi geliştirerek, milli birlik anlayışı içinde, siyaset üstü davranılarak, ülkelerin kaynaklarının, emperyalist sömürgeci ülkelere akmasını engelleyerek, ortak çalışıp, bu coğrafyada adil paylaşım, karşılıklı kazan kazan ilkesiyle, ülkeler arasındaki ticari, sanayi ve ekonomik işbirliğimizi artırmalıyız.

Atatürk'ün en büyük hedefi olan; birlik ve beraberlik içinde modern bir ülke olarak “muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak” ülküsünde, Türkiye'nin güçlü devlet yapısı ve ekonomisiyle, hedefe emin adımlarla yürümeliyiz.