Tuva Vadisi...

Kur'an-ı Kerim'de bahsi geçen kutsal 

"Tuva Vadisi", Hz. Musa'ya ilk vahiyin geldiği vadidir.

Kur'an'da iki yerde geçen (Taha; 20/12; 

Naziat; 79/16) 

Mukaddes Vadi Tuva, Şam çölünde Tur-i Sina dağının eteğinde bir vadidir. 

Tuva, bu vadinin ismi ve onun açıklamasıdır. 

Önce temiz ve mübarek demek olan "mukaddes" sıfatıyla nitelenmesi, ilahi feyiz ve bereketin önce temiz kalplere geleceğine ve dolayısıyla her şeyden önce temizliğin gerekli olduğuna dikkat çekmektir.

Nitekim Taha Suresi'nde "Haydi papuçlarını çıkar. Çünkü sen mukaddes Tuva Vadisi'ndesin."

(Taha; 20/12) buyrulmuştu.

Bazı alimler bu kelimeyi "iki kez" manasına alarak "iki kat mukaddes kılınmış vadi" demek olduğunu söylemişlerdir. 

Bu durumda "iki defa takdis" manasında "mef'ulü mutlak" demek olup, 

aynı hatırlatmayı te'kit ile yapmış olur. 

(Elmalılı, Naziat 16. ayetin tesfiri)

Hz. Musa (as)'dan niçin pabuçlarını çıkarmasının istendiği açıklanır­ken bazı müfessirler pabuçların yapıldığı malzeme üzerinde durmuşlarsa da daha çok ayaklarının o kutsal mekana doğrudan temas etmesinin ve bereketinden nasiplenmesinin istendiği yorumu tercih edilmiştir. 

(Taberi, ilgili ayetin tefsiri)

Ayrıca buna ilave olarak, ilahi vahye muhatap olacak olan Hz. Musa (as)'nın kendisini ruhen buna 

hazırla­masının amaçlandığı, 

dolayısıyla kendisine çeki düzen vermesi ve daha özel bir saygı göstermesi için uyarıldığı söylenebilir. İbn Atıyye de buna yakın bir yorum yapmaktadır. 

(Taberi, İbn Atıyye, ilgili ayetin tefsiri)

Diğer taraftan, ilahi vahiy Tuva vadisinde surete yönelip tecelli edince, vahye refakat eden sayısı belirsiz melekler bu vadiyi doldurmuş bulunuyordu. 

Özellikle ilahi buyruğu yerine getirmekle görevli olup, işleri yöneten "Müdebbirat" adlı melekler, 

vadiyi bereketlendirmiş bulunuyorlardı. 

O halde kutsallığa, feyiz ve berekete nail olan vadi topraklarında, ilahi vahyin tecellisi karşı­sında ayakkabıları çıkarmak edeptendi. 

Taki beden toprakla temas kurup, oradaki ilahi feyiz ve akımı kalbe ve kafaya iletme imkânına daha çok eriş­sin.

Bu kutsal vadide peygamberlik görevi Hz. Musa (as)'ya verildi. 

Bütün vücudu gelen sese kulak oldu. 

Dikkati tek noktada toplandı. 

Gelen ses kulaktan kalbe intikal edip ruhu sardı. 

O nedenledir ki, kutsal Kabe'de yalınayak bir vaziyette tavaf yapılır.

Olayın Seyri ve Nedeni:

Musa Peygamber'in soğuk bir mevsimde ehlini alıp Medyen'den yola çıkması, 

hem sebepsiz hem de rastgele değildir. 

Aldığı ilham üzerine Medyen'i terkedip Mısır'a İsrailoğullarına gitmesi gerekiyordu.

Hz. Musa (as), daha önce Mısır'da yanlışlıkla bir adam öldürmesi ve ortalığın onun aley­hine iyice karışması sebebiyle, 

yine kalbine doğan ilham üzerine Mısır'ı terkedip Medyen'e gitmiş ve orada Şuayb Peygamber'in kızıyla evlenmişti. 

On yıla yakın Medyen'de kalıp Şuayb Peygamber'in rahle-i tedrisinde de iyice yetiştikten sonra, onu bekleyen daha önemli ve büyük hizmetler bu­lunuyordu.

Her şeyden önce azıp sapıtan, 

İsrailoğullarına ikinci, hatta üçüncü sınıf vatandaş muamelesini reva gören, 

bu da yetmiyormuş gibi, kendini ilahlaştıran Firavun'u doğru yola davet etmek ve özellikle İsrailoğul­larını 

o zulüm ve işkenceden kurtarmak gerekiyordu.

İşte Hz. Musa Peygam­ber'in ailesiyle birlikte Medyen'den çıkmasının ve bu arada Tuva vadisin­den geçerken ilahi hitaba mazhar olmasının sebep ve hikmetlerinden biri de budur. 

(İlmin Işığında Asrın Kur'an Tefsiri, 

Taha 16. ayetin tafsiri)