“SERÇE Yuvasında yılandan güçlüdür.”
Ama yuvası emanet değilse!
Vatan kavramını Türk milleti kadar ulvileştiren bir başka millet var mı bilmiyorum. Şunu biliyorum ki Türk milleti balkanlar’da oluk oluk kan akıtırken, vatanın ne demek olduğunu çocuklarına gösteriyordu. Masal anlatır gibi anlatmıyor bizzat yaşıyordu.
Birinci Cihan Harbi’nde yedi cephede sınır beklemek için nöbete koşan Mehmetçik de vatan müdafaasının ne demek olduğunu dünyaya göstermişti.
İstiklal Harbi’nde göstermişti dedelerimiz vatan kavramının kutsallığını!
Vatan yalnız Türkler için mi kutsaldır?
Saddam için vatan, malikhane ve saray anlamı mı taşıyordu?
Ya Iraklı ne düşünüyordu vatan konusunda?
Bir milletin vatan sevgisi, bayrak ve hürriyet aşkı, o milleti dünya üzerinde özgürce yaşatmaya yeter. Ancak bunun bir bedeli vardır.
Bedel ödemeden vatanın tapusu tescil edilemez.
Bedelsiz bir hürriyetin ebediyen sürmesi mümkün değildir. Bayrak, özgürlüğün haykırışıdır.
Yaşadığımız vatan üzerinde dalgalanan bayrağımızda, sizin özgürlük türkülerinizin terennümü gizlidir. Bayrak nazlı nazlı dalgalanıyorsa önceden ödenmiş bir bedel karşılığı dalgalanmaktadır. Birilerinden ödünç aldığınız vatan, ödünç aldığınız hürriyet ve ödünç hürriyet sembolü olan bayrak, sizin için çok şey ifade etmez, edemez.
Irak’ta yaşananlar da Saddam da hürriyetlerini İngilizlerden ödünç almıştır.
Arap yarımadasındaki bütün bu devletçikler aynı derecede ödünç hürriyete sahipler.
Onlar o ödünç hürriyeti Osmanlı Türkü’ne isyan ederek, arkadan hançerlemenin ücreti olarak almışlardır. Ücret karşılığı alınan hürriyetin kıymeti bilinmez. Onun için Iraklı o hürriyete layık olamamıştır. Saddam da layık olamamıştır o hürriyete!
Saddam’ın öyle bir derdi olmadığı için, kendi insanına vatan ve özgürlük mefhumlarının manasını belletmemiştir. Hür bir vatana sahip olmanın bedelini kanıyla ödemeyen bir millet, o borcu bir gün mutlaka ödeyecektir. Iraklı o bedeli çok ağır ödemektedir.
Saddam büyük lider olmuş olsaydı halkına hürriyet ve vatan sevgisini öğretirdi. ‘Bir gün önce yaşasın Saddam!’ diyen o insanların, bir gün sonra ‘Kahrolsun Saddam, yaşasın Bush’ diye bağırmasını izah etmek hiç kolay değildir.
Saddam’ın kahrolmasını anlıyoruz.
Bush niçin yaşayacak?
Daha fazla insanın kanını dökmek için mi? Daha fazla Arap ülkesini işgal etmek için mi? Daha fazla enerji kaynağını gasp etmek için mi? Irak savaşı, yılanla serçenin savaşıydı. Serçe, öz yuvasında yavrularını korumak için kendisini rahatça feda etmeliydi! Ne yazık ki bu savaş herkesi şaşırttı. Bush’u bile!
Gerçek lider, maiyetindeki insanların inanç ve moral değerlerini yüksek tutmasını başaran liderdir. Emrindekileri köleleştirerek sünepe insanlar güruhu haline getirdikten sonra daha kolay yönetmeyi yeğleyen lider, lider değildir.
Olsa olsa zalimdir. Irak savaşı, Türk milletine ders olmalıdır. Irak savaşı Türk milletini yönetmek için siyaset yapanlara, vatan sevgisi, bayrak ve hürriyet aşkının milleti özgürce yaşatmaya yeteceği, bedel ödenmeden vatan tapusu tescil edilmeyeceği, millî davranamayan siyasetçilere de ders olmalıdır.
Yurtta sulh cihanda sulh temennisini hayata geçirilmesi için herkesten güçlü olmak zorundayız. Aksi halde sizin temennileriniz hiçbir işe yaramıyor. Cihanda sulhu gerçekleştirme gücümüz yoksa yurtta sulh da gerçekleşmiyor. Yurtta sulhun sürmesi bütün dünyada barışın korunmasına bağlıdır. ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-ü salah.’
Barış ve kardeşlik istemek yetmiyor. Barış sağlama gücüne sahip olmak da gerekiyor. Vatan, hürriyet ve bayrağınız için dünyayı ateşe vermekten kaçınmayacağınızı anlatmanız da gerekiyor ayrıca!
Vatanınız, özgürlüğünüz ve bayrağınız için kıyameti koparma kararlığına sahipseniz, sözünüzü dinletebilirsiniz.
İşte o, gerçek güç ve vatanseverliktir.