15 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı az bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara
Ortadoğu Gazetesi YAŞAM Münevver Karabulut'un acılı babasından yıllar sonra gelen dikkat çeken talep!

Münevver Karabulut'un acılı babasından yıllar sonra gelen dikkat çeken talep!

Türkiye'yi kahreden Münevver Karabulut cinayetinde dikkat çeken gelişmeler yaşanıyor.

Türkiye'yi sarsan ve çok konuşulan Münevver Karabulut cinayeti 3 Mart 2009'da Cem Garipoğlu tarafından gerçekleştirildi. Cem Garipoğlu, Münevver Karabulut'un cesedini testereyle parçalara ayırarak bir bavul ve gitar çantası içinde Etiler'deki çöp konteynerine attı. Cinayetten sonra 197 gün kaçmayı başardı.

Teslim olduktan sonra da yargılandığı Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Kasım 2011'de 18 yaşından küçük olduğu için Cem Garipoğlu'nu en ağır ceza olan 24 yıl hapisle cezalandırdı. Silivri 5 Nolu Cezaevinde üç kişilik koğuşta tek başına kalıyordu. 10 Ekim sabahı sayıma gelen gardiyanlar Cem Garipoğlu'nun cansız bedenini buldular.

Başına poşet geçirerek, çamaşır ipiyle kendisini boğarak, intihar ettiği kaydedildi. Cem'in intiharından önceki gün yapılan açık görüşte ailesiyle bir saat görüştüğü, görüş sonrası iki tarafın da moralinin bozuk olduğu bildirilmişti. İşte tüm kamuoyunda bu tarihten itibaren Cem Garipoğlu'nun intihar etmediği, kaçırıldığı, olayın ' intihar değil cinayet' olduğu hatta ölen kişinin başkası olduğu söylentileri kulaktan kulağa dolaştı. 8 yıldır da Savcılık ve Adli Tıp'ın raporlarına rağmen hala bu şüphe devam ediyor. Baba Süreyya Karabulut'un (56) ise kalbinde ve beyninde can yakıcı hiç dinmeyen bir şüphe...

Acılı baba Süreyya Karabulut Sabah Gazetesine yaptığı açıklamada "8 yıldır bu benim en korkunç kabusum. Hiç aklımdan kınalı kuzum çıkmadığı gibi bir de bu cellat gerçekten öldü mü kaçtı mı şüphesi. Uyuyamıyorum.. Bayramdan sonra bu celladın mezarının açılmasını talep edeceğim. Sindiremedim. Cesedini bize göstermediler. Fotoğraflarını eşim ve avukatımız görmüş. Fotoğraf bir şey ifade etmiyor. Gözümle cesedini görsem belki ikna olurdum" dedi.

Aslında eşi Nagihan Karabulut'un da ikna olmadığını söyleyen baba Karabulut, "Üzüntüden tansiyon, şeker hastası oldum. Beyne giden damarlarda tıkanıklık var. Gözlerimde yüzde 40 görme kaybı var" diye konuştu.

Münevver'in her gece rüyasına girdiğini söyleyen Karabulut "Kınalı kuzum karşıma çıkıyor. 'Baba kendine iyi bak' deyip boynuma sarılıyor ve ben o celladın intihar ettiğine inanamıyorum. Sindiremiyorum bazı şeyleri. Gözümle görmeden de ikna olmayacağım. Öldürüldüyse de bileceğim. Kaçtıysa da bileceğim" dedi. Ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avukatımız Rezan Epözdemir'e minnettarım. O olmasaydı bu davada bu noktaya gelemezdik. Bildiğim inandığım tek şey benim de Türk toplumunun da aydınlığa kavuşması. Beni yolda gören 'Süreyya amca Cem Garipoğlu'nun intihar ettiğine inanıyor musun? Biz inanmıyoruz' diye durdurup, soruyor. Bu soruların cevapları mezar açılınca bulunacak."

Mesleği aşçılığı dahi yapamadığını söyleyen Karabulut " Kınalı kuzum öldürüldüğünde ben Fener Rum Patrikhanesi'nin aşçısıydım. Daha sonra birkaç kez aşçılık yapmaya kalksam da yapamadım. Ben bıçağa dokunamıyorum. Kınalı kuzun aklıma geliyor. Onun cesedinin parçalanması aklıma geliyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *