12 yeni doğan bebeği SGK üzerinden haksız kazanç sağlamak için öldürdüğü iddia edilen Yenidoğan Çetesi davası, kan donduran ifadelerle devam ediyor. İstanbul, Tekirdağ ve Çorlu’da gerçekleştirilen korkunç suçların yargılandığı davada, sanıkların savunmaları tüyler ürpertiyor.
Davanın son duruşmasında, bebek yoğun bakım hemşiresi olarak görev yaparken tutuklanan sanık Deniz Korkmaz, savunmasında Türk televizyon tarihine damga vuran Kurtlar Vadisi dizisindeki “Devleti soymak, milleti soymaktan şereflidir” repliğini kullandı. Mahkemede bu ifadeler büyük tepkiye yol açtı.
Bir diğer sanık Hasan Basri Gök’ün çapraz sorgusunun ardından söz alan Korkmaz, suçlamalar karşısında sorumluluğu reddederek, olayların arkasındaki sistemi suçlamayı tercih etti. Bu savunma stratejisi, mahkeme salonunda gerginliğe neden oldu.
Dün yapılan duruşmada, sanıklar arasında geçen bir diyalogda yer aldığı iddia edilen “Bebeğin fişini çek gitsin” sözleri de mahkemede okundu. Bu sözlerin dava dosyasına yansıması, çetenin soğukkanlı planlarını gözler önüne serdi.
Hayatlarının en masum dönemlerinde katledilen 12 bebeğin aileleri, mahkeme önünde bir araya gelerek adalet taleplerini yineledi. Dava boyunca yapılan bu tür skandal açıklamalar, ailelerin acısını daha da derinleştirirken, kamuoyunda büyük infiale yol açtı.
Savcı, sanıklar için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebinde bulunurken, mahkemenin bir sonraki duruşması için karar tarihi bekleniyor. Dava, Türkiye’nin gündemindeki en önemli hukuki süreçlerden biri olmaya devam ediyor.
7 yıldır yoğun bakım hemşiresi olduğunu söyleyen Korkmaz, “Hakkımdaki suçlamaların hiçbiri somut delile dayanmamaktadır. Ayrıca işin komik tarafı da şudur ki, bu davanın başında CİMER şikayetini ben yaptım. Şu an davanın tutuklusu da benim.” ifadesini kullandı.
Mahkeme Başkanı: 'Devleti soymak, milleti soymaktan şereflidir' demişsin. Neden?
Sanık hemşire Deniz Korkmaz:
Dedim evet. "Kurtlar Vadisi" diye bir dizi var, ünlü bir replik. Bakarsanız görürsünüz.
Mahkeme başkanı sanık Deniz Korkmaz’a soruyor: "Kanka, 'Denetime gelmişler' demişsin, Doğukan ile konuşmuşsun. Kaya Bebek ile ilgili bilgin var mı?"
Deniz Korkmaz: Sağdan soldan konuşmuşlar, bilgim yok.
Mahkeme başkanı: Savcılıkta ifade vermişsin.
Deniz Korkmaz: Bildiğim her şeyi anlattım.
Mahkeme başkanı: 1 dakika, ifadelerin doğru mu?
Deniz Korkmaz: Duyduğum, gördüğüm, bildiğim her şeyi anlattım.
Mahkeme başkanı: Fırat Sarı’nın kurduğu sistemde yüzde 40 kar aldığını söylemişsin.
Deniz Korkmaz: Evet, doğrudur.
Korkmaz ilaç satışıyla ilgili sorulan bir soruya ise şu cevabı verdi:
Fırat Sarı beni arayıp, evimde kaç tane olduğunu sordu ama benim evimde yoktu. Zaten ben o gün evde değil hastanedeydim. Hastanede kaç tane olduğunu bildirdim. Hakan Doğukan Taşçı ile ilaç hakkındaki konuşmamız ise çöpe atılması gereken ilaçlar vardı. Ben de bunları atmak yerine Hakan Doğukan Taşçı'ya sattım. Benden elimdeki şişeleri istemişti. Başka hiçbir eylemde bulunmadım. Anlattığım ve duyduğum herşeyi anlattım.
Epikriz yazmak hekimin işidir. GMZ şirket, sağlık ve turizim üzerineydi. Fırat Sarı, şirketi benim üzerime yapacağını söyledi. 'Sen de şirket sahibi olursun' dedi. Ben de maalesef kabul ettim. Şirketi Sümeyye Nur Arslan yönetiyordu.
Genelde para işleriyle Sümeyye ilgileniyordu.Şirket için Hasan Basri Gök’e velayet verildiğini biliyorum. Bir hemşireye 5 hasta düşüyordu. Çok fazla yoğunluk vardı. Hastayı eşya gibi görülüyordu. Avcılar Hospital'de sıkıntı çıktığında Fırat Sarı giderdi. Duyumlarım var gördüğüm şeyler yok.
