İTIRAZLARA itiraz gelmesiyle süreç kısır döngüye giriverdi. Bazı ilçelerde geçersiz oylar yeniden sayıldı. Bazı itirazlar ret gördü. Bazı itirazlar karşısında tüm oylar yeniden sayıldı. Yine, yeni, yeniden şarkısı gibi başa döne döne başımız döndü. An itibarıyla hala ortada somut bir sonuç yok. Bir yandan bazı il ve ilçelerin mazbataları verilirken, ana kriz noktalarının düğümleri çözülemiyor. Taraflar birbirlerine sitem yarışında enerji dolu. Her yeni sayımdan sonra ekrana çıkarak, ‘Hak yerini buldu’ konuşmaları yapılıyor.
Net bilgi yok
Kim kimin hakkını yiyor, belli değil. Her iki taraf da oylarının arttığını iddia ediyor. Farkın kapandığı ifade ediliyor. Ama kamuoyu hala net bilgilenemiyor.
Anlaşılıyor ki, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kararı beklenecek. Burası son karar makamı. Artık itiraz yok. Daha üst mahkeme yok. Çünkü YSK kararları kesin hükümdür. Son karar organıdır. Yani yüksek yargı makamıdır. Buradan gelecek karara ve verilecek mazbataya kadar bekleyeceğiz. Kulaklarımız artık soyut açıklamalara kapalı. Seçmen ne bilgi bekliyor, ne de seçim sonucu. İlla da YSK kararı.
Hal böyle olunca başta İstanbul olmak üzere diğer büyük illerde sonucu etkileyebilecek büyük ve sürpriz bir değişim olacağı sanılmıyor. Algı operasyonları ve baskın duruma geçme gibi taktikler de boşuna.
Artık, ‘Ne olacaksa olsun’ noktasına gelindi. Bir sürü haksız spekülasyonlara neden olunuyor. Yok zaman kazanılıyormuş, yok devir teslimden önce bazı evraklar imha ediliyormuş, yok zemin hazırlanıyormuş. Bu tip şehir efsanesi haberler ile oyalanıp, komplo teorileri kurmak sağlıksız ortamlar oluşturabilir.
Zaten gergin ve bunalım geçirmekte olan toplumu dolmuşa getirmeye çalışmak ayrı bir sorun oluşturabilir.
Sosyal medya artık mizah alanı haline geldi. Bir an önce sonuca ulaşarak ciddiyet noktasına gelmekte yarar var.
Önümüze bakmalıyız
Sonuçların keyfini yaşayarak önümüze bakmalıyız. Ufak tefek de olsa deprem yoklamaları başladı. Nisan yağmurlarının eli kulağında. Baharın üstümüze biçtiği moral ve motivasyon ile silkinip, bu kaostan bir an önce çıkmalıyız.
16 Nisan itibarıyla TBMM tatilini bitirerek çalışmalarına başlayacak.
Yani asıl gündem zamanı. Vergi reformu, ekonomik kriz, bekleyen yasa tasarıları, askerlik, EYT mağdurları, terör ve dış politika.
İç politika dedikoduları yeteri kadar zamanımızı aldı. Bakın ABD, NATO resti ile karşımıza dikiliyor.