Zeynep Sultan Camii...

Zeynep Sultan Camii; 

Alemdar Caddesi üzerinde, Gülhane Parkı'nın karşısında yer almaktadır. 

Camiyi yaptıran Zeynep Asime Sultan, 

Lale Devri padişahı olan III. Ahmet'in 

''1703-1730'da'' dünyaya gelen 31 çocuğundan biridir. 

Sultan III.Ahmet'in çocuklarının çoğu küçük yaşta ölmüş, bununla beraber iki erkek çocuğu, 

III. Mustafa ve I. Abdülhamit, daha sonra padişah olarak tahta çıkmıştır.

Cami, barok üslupla bulunduğu yerin mimarisi göz önüne alınarak yapılmış olup, 

bu nedenle Doğu Roma ''Bizans'' kiliselerini andırmaktadır. 

1769 yılında tamamlanan caminin mimarı, 

Mehmet Tahir Ağa'dır. 

Tuğla ve kesme taştan yapılmış, kare planlı ve tek kubbeli bir yapı olan caminin kurşunla örtülen kubbesi taşıyıcı duvarlar üzerine oturtulmuştur.

Zeynep Sultan Camii, duvarların dışındaki köşelerde küçük yarım kubbeler bulunmaktadır. 

Sade bir avlu ve son cemaat yerine sahiptir. 

Son cemaat yeri, altı sütün üzerine, dört sivri kemerlidir. 

Aynalı tonozlar ile örtülü son cemaat yerinin ortasında bir kubbe bulunmakta olup, cümle kapısının her iki yanında mihrap nişleri yer almaktadır. 

Caminin tek minaresi tuğla taşlar ile örülmüş olup, 

tek şerefesi demir korkulukludur. 

Minarenin taş merdivenleri dışarıdan görülebilecek şekilde yapılmıştır.

Caminin dış ve iç kapıları ile giriş kapılarının üzerinde birer kitabe bulunmaktadır. 

Cami girişinin hemen üstünde mermer sütünün taşıdığı ahşaptan yapılmış olan kadınlar mahfili, 

sol üst tarafta ise hünkar mahfili bulunmaktadır.

Zeynep Sultan Camii, içerisi son cemaat yerine kadar uzanan zengin kalem işlemeleri ile bezenmiştir. Mihrap kırmızı mermerden yapılmış olup, 

iki yanında sütunlar bulunmaktadır.

Cami ile beraber sıbyan mektebi, çeşme, sebil, medrese ve türbe de yapılmıştır. 

Sebil 1871'de atlı tramvay çalışmaları sırasında yıkılmıştır. 

1774 yılında vefat eden Zeynep Sultan'ın sandukasının bulunduğu türbe de yine bir yol genişletme çalışması sırasında yıkılmış ve sultanın kemikleri bir tabut içerisinde caminin bodrum katına konulmuştur. 

1955 yılında cami ve hazire duvarının tekrar inşa edilmesi sonucunda ise, Zeynep Sultan'ın kemikleri eşi sadrazam Melek Mehmet Paşa'nın yanına defnedilmiştir.

Günümüzde caminin giriş kapısının solunda bulunan sebil; IV. Vakıf Han'ın yapılması sırasında, 

Sultan I. Abdülhamit tarafından Sirkeci'de yaptırılan imarethanenin yıkılması neticesinde oradan alınarak şu anda bulunduğu yere taşınmıştır. 

Yine aynı imarethaneden camiye taşınan çeşme ise, daha sonra Taya Hatun Sokağa nakledilmiştir. 

Sıbyan mektebi günümüzde de okul olarak kullanılmaktadır. 

Medrese ise, Osmanlı Araştırmaları Vakfı'nın kullanımına bırakılmıştır.

Caminin haziresinde Osmanlı Devleti'nin önemli sadrazamlarından biri olan Alemdar Mustafa Paşa'nın da mezarı bulunmaktadır. 

Alemdar Mustafa Paşa, Rusçuk ayanı iken, 

Sultan III. Selim'in tahttan indirilmesi ile sonuçlanan Kabakçı Mustafa isyanını bastırarak II.Mahmut'un tahta çıkmasını sağlamış kendisi de sadrazam olmuş, devlet katında büyük bir güç ve hakimiyet kazanmıştır.

Ancak kısa bir süre sonra tekrar patlak veren yeni bir yeniçeri isyanına hazırlıksız yakalanmıştır. 

Evi yeniçeriler tarafından kuşatılan Alemdar Paşa, yardım geleceği umuduyla bir süre tek başına kahramanca direnmiş ancak yeniçeriler evin içine girmeye başlayınca evin deposunda bulunan cephaneliği patlatarak kendi ve yeniçerilerden koruduğu kadın hizmetçisi ile birlikte yüzlerce yeniçeriyi öldürmüştür. 

Bu olay sonrasında Alemdar Paşa'nın cesedi Yedikule Zindanları'nda kör bir kuyuya atılmıştır. Paşa'nın naaşı Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra kuyudan çıkarılarak Yedikule Surları'nın civarında bir mezara gömülmüş, 

II. Meşrutiyet'in ilanından sonra da bir törenle Zeynep Sultan Camisi'nin haziresine defnedilmiştir.

Zeynep Sultan Camii, 1958 yılında Vakıflar İdaresi tarafından, 1983 yılında ise, çevredeki hayırsever cemaatin desteğiyle restore edilerek günümüze gelmiştir.