Türk siyasetçileri olarak,

Bizim MÜZMİN,

KRONİK bir hastalığımız var.

Ayılmamız,

Olayları idrak etmemiz,

Geleceğim görmemiz,

Hep YUMURTA kapıya geldikten sonra oluyor.

Her şey bittikten sonra,

Bağırıyoruz,

Çağırıyoruz.

ABD "DERİN DEVLETİNİN" Ortadoğu ile ilgili planları belli.

Tavşana kaç tazıya tut misali.

Devamlı karışık,

Devamlı birbirin katleden,

Kan içinde yüzen,

Ve ABD'nin KURTARICILIĞINA muhtaç bir bölge istiyor.

Çünkü burayı elde tutmanın,

Asya'yı elde tutma ile bir olduğunu biliyorlar.

Bölgeyi kontrol altında tuttuklarında,

Kendilerine uzanacak TEROR saldırılarını,

Bu sayede yerinde yok etme amaçları da var.

Tabii bölgedeki petrol ve de doğalgaz kaynaklarını elde tutmada önemli.

En önemlisi de İSRAİL'İN güvenliği.

Bu işgalci, haramzade tetikçi devlet onlar için çok önemli.

Ortadoğu'da ki Küçük AMERİKA adeta.

Onun için BOB denen,

Büyük Ortadoğu projesini planladılar.

Türkiye, İran, Irak Suriye, Mısır, Tunus, Libya, Cezayir'in dâhil olduğu bu proje ile

Küçük kontrol edilebilir,

Batıya muhtaç devletçiler hayal edildi.

Ve de projenin büyük bölümü gerçekleşti.

İşte bu planlamalar yapılırken,

Bizim siyasetçilerimiz;

"Ey Amerika" demeleri gerekirken,

Bunu yapmadılar,yapamadılar.

ABD'nin bu sinsi planlarına karşı,

Kendi stratejilerini,

Kendi milli projelerini uygulayamadılar.

Aksine gidip bu İHANET projesinin eş başkanı oldular.

Sonucu görüyoruz.

İşin ucu geldi bize dayandı.

ABD bölgede bir Kürt Koridoru istiyor.

ABD bölgede,

İsrail'i yalnızlıktan kurtaracak,

Kesin kes müttefiki olacak,

Bir KÜRT Devleti istiyor.

Bölgede dört ayrı ülkede yaşayan KÜRTLERİN birleşip,

Büyük Kürdistan'ı kurmaları istiyor.

Yıllardır PKK'ya verilen destek bundan.

PEJAK' ABD kurdu.

PKK'yı da ABD'li uzmanlar kurdu.

Demirtaş'ı ABD'de ağırlamalar.

PYD Başkanı Salih Müslim'e yapılan yardımlar,

Yıllardır ABD'de ağırlamalar,

Barzani'nin hep elin en üstünde tutulması,

Bölgeye yığılan ve bize dönen silahlar.

Bu planın bir ürünü.

Türkiye'nin Kuzey Irak dâhil bölgede istenmemesinin,

İran' kabullenene ABD'nin,

Türkiye'ye şaşı bakmasının sebebi de bu.

Planların uygulanması için ,

Türkiye'nin bölgede olmaması lazım.

Meşgul olması lazım.

Onun için terör inanılmaz boyutlarda arttı.

Onun için PYD' ye yapılan yardım,

PKK' yapılan yardım arttı.

Son aşamada güçlü,

Türkiye'ye kafa tutacak bir KÜRT ordusu istiyorlar.

Bunu da adım adım uyguluyorlar.

Ta imzalamadıkları Lozan anlaşmasından beri durum bu.

İşte bizim siyasetçilerimiz bun görmek istemediler.

Genelkurmayın bütün uyarılarını hep göz ardı ettiler.

Hatta ABD karşıtı planlara destek veren askerleri göz altılarla kodeslerle cezalandırdılar.

Üstüne üstlük bizim siyasetçilerimiz,

İnanılmaz HATALAR DA yaptılar.

İşi GÜNLÜK siyaset olarak algıladılar.

Önlerini göremediler.

Veya işlerine geldiği için görmek istemedi.

Bunları görseydiler,

Asla AÇILIM süreci denen,

PKK'nın şehirlere inmesini,

Kent savaşı başlatmasını sağlayan o süreci başlatmazlardı.

Türk ordusunun Irak'a girmesinin önünü kesmezlerdi.

Asla ABD'ye stratejik ortak demezlerdi.

Büyük Ortadoğu projesine destek vermezlerdi.

Salih Müslim'i Ankara'da ağırlamazlardı.

Kobani'ye Peşmergeyi göndermezlerdi.

Malatya'ya radarları yerleştirmez,

NATO uçaklarına bütün hava alanlarımızı açmazdık.

PKK'nın şehirlere silah yığmasına,

Mevzilenmesine göz yummazlardı.

Bölgede ABD planlarının tersine hareket eden,

Rus uçağını düşürmezlerdi.

Şimdi Cumhurbaşkanımız bağırıp çağırıyor.

Sanırım aldatıldığını,

Arkadan hançerlendiğini,

ABD'nin dost değil,

Düşman olduğunu yeni anladı(!)

Ama geç oldu maalesef.

Bence artık bu geç algılama aymazlığından kurtulmalıyız.

Rusya ile masaya oturup meselelerimiz çözmeli.

ESAT' LA bir masanın etrafında buluşmalı.

İran'la anlaşmalı.

Ve de ABD'ye soğuk durmalıyız.

O zaman PYD denen bir meselenin kalmadığını,

ABD'nin bize daha dostvari düşman olarak yanaşacağını göreceğiz.

EY AMERİKA diye bağırmamıza da gerek kalmayacak.

Benden söylemesi.