Atatürk, Cumhuriyet’in kurucusu olarak büyük bir liderdi;

Ancak kendisini bir “kurtarıcı” ya da “ilah” gibi görmediği,

Aksine halkın bir parçası olarak gördüğü bilinen bir gerçekti

O, kendini insanüstü bir figür olarak göstermeye çalışan değil,

Akıl, bilim ve özgür düşünceyi ön planda tutan bir liderdi.

***

Bu bağlamda, Atatürk’ün heykellere ya da fiziksel anıtlara değil,

Eserlerinin ve düşüncelerinin yaşatılmasına önem verdiği açıkça anlaşılır.

Ona göre, bir liderin mirası, yalnızca hatırlanmakla değil,

Fikirlerinin gelecek nesillere aktarılması ve onların yaşatılmasıyla anlam kazanır.

Bu nedenledir ki;  "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır,

Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır"

Bu söz, sadece bir veda değil, aynı zamanda

Atatürk’ün milletine ve devrimlerine duyduğu sarsılmaz inancın simgesidir.

***

Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değildir aslında

Atatürk’ün milletine olan inancı, bağımsızlık tutkusu ve özgürlük sevdasıdır.

Bu duygularla yoğrulan Türkiye Cumhuriyeti,

Gelecek nesillerin de bu bilinci sahiplenmesiyle ilelebet payidar kalacaktır.

Bu yazıda, Atatürk’ün Devrimlerinden Rahatsız Olanları

Yoksa Atatürk düşmanlığı bilinçli bir provakasyon aracı mı?

Atatürk’ün Mirası Neden Hedefte? bunları ele alalım hep birlikte;

***

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e

Duyulan saygı ve sevgi, toplumun büyük bir kesimi için ortak bir değerdir.

Ancak, son zamanlarda  bazı çevrelerde artan bir "Atatürk düşmanlığı" dikkati çekiyor.

Bu düşmanlığın kaynakları, amacının ne olduğu ve kimlere hizmet ettiği gibi sorular,

Bu konunun anlaşılması için önemlidir.

Olaya derin baktığımızda;

Atatürk düşmanlığı, yalnızca bir kişiye duyulan tepki değil,

Cumhuriyet'in temel değerlerine karşı bir duruşu da  ifade eder.

***

Atatürk’ün getirdiği devrimler;

Laiklik, modern eğitim, kadın hakları, çağdaş hukuk sistemi ve

Demokratik yönetim gibi unsurları içerir.

Bu yenilikler, halkın aydınlanmasını,

Bilime ve sanata dayalı bir toplumun gelişmesini sağlamıştır.

Ancak bu devrimler, toplumsal ayrıcalıklarını kaybeden bazı kesimleri rahatsız etmiştir.

Atatürk’ün  ilkesine olan bağlılığı

Özellikle bazı grupların ideolojik eleştirilerine maruz kalmıştır.

Atatürk düşmanlığının temelinde de bu devrimlerle zayıflayan

Eski statükoyu yeniden canlandırma çabası yatmaktadır.

***

Atatürk karşıtlığının bir diğer boyutu ise,

Bu düşmanlığın toplumu provoke eden bir araç olarak kullanılmasıdır.

Bir toplumun kurucusuna ve milli değerlerine yönelik düşmanca söylemler,

insanlar arasında kutuplaşmayı artırır.

Bu tür yaklaşımlar, özellikle zor dönemlerde toplumda güvensizlik yaratmak için kullanılır.

Atatürk düşmanlığı yaratarak,

Halkın Cumhuriyet’in temel değerlerinden ve laiklik gibi kazanımlarından uzaklaştırılması hedeflenirken

Bu tür söylemler, Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”

İlkesine aykırı olarak halkın gücünü zayıflatmak isteyen çevrelerin provokasyonlarına hizmet eder.

***

Peki Atatürk ün mirası neden hedefte?

Atatürk’ün özellikle bilimsel düşünceye verdiği önem ve akılcılığa dayalı toplumsal düzen,

İdeolojik saiklerle hareket eden çevreler için bir tehdit unsuru olarak görülebilir.

Çünkü akılcı bir toplum, özgür düşünceye dayalı olarak hareket eder ve kolay manipüle edilemez.

Bu yüzden Atatürk’e duyulan düşmanlık,

Aslında özgür, sorgulayıcı ve demokratik bir toplum istemeyenlerin tavrıdır.

Atatürk’e duyulan düşmanlık, sadece geçmişi değil, bugünü ve yarını da hedef alır.

Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan nesiller yetiştirmek,

Atatürk’ün ideallerini anlamak ve yaşatmakla mümkündür.

Onun mirasını yaşatmak, basit bir nostalji değil;

Aksine  bağımsızlık, laiklik ve çağdaşlık ideallerine olan bağlılığımızın ifadesidir.

Atatürk düşmanlığına karşı durmak, yalnızca onun hatırasını korumak değil;

Cumhuriyet’i, bağımsızlığı ve modern toplum düzenini korumak anlamına gelir.

***

Atatürk düşmanlığı, ideolojik önyargılarla ve

Toplumun bir kesimini diğerine karşı kışkırtmak amacıyla körükleniyor olabilir.

Ancak Atatürk’ün Türkiye için belirlediği hedefleri sahiplenmek, çağdaş, demokratik,

Bilimle ilerleyen ve güçlü bir toplum inşa etmek adına geleceğe yapılan en sağlam yatırımdır.

Türkiye’nin barış içinde, birlik ve beraberlik içinde ilerlemesi için

Cumhuriyet değerlerinin korunması şarttır.

Atatürk’ün mirası, Türkiye’nin özgür, bağımsız ve aydınlık yarınlarını simgeler ve

Ona duyulan saygı, ülkenin geleceğine duyulan inançtır.

***

Sonuç olarak, Atatürk düşmanlığına karşı çıkmak, sadece bir kişi olarak ona değil,

Bağımsızlık, laiklik ve özgürlüğe olan inancımıza sahip çıkmaktır.

Cumhuriyet’i yaşatmak ve güçlendirmek,

Atatürk’ün en büyük hayaliydi ve

Bu hayali gerçekleştirmek hepimizin sorumluluğundadır.

ATAYA SAYGI VE MİNNETLE …