ŞİMDİ benim size uzun uzadıya Atatürk'ün yaşadığı dönemde ne kadar güçlü bir devlet adamı olduğunu anlatmama gerek yok. Zaten biliyorsunuz.
Benim anlatmak istediğim ölümsüzlüğe göç edeli 80 yıl olmasına rağmen hala ne kadar güçlü olduğu gerçeği. Her alanda olduğu gibi sporda da böyle bu...
Cumartesi günü 10 Kasım'dı.
Hepimiz saygıyla andık atamızı.
İşadamı, işçisi, zengini, fakiri, köylüsü, kentlisi, genci, yaşlısı.
Sporda da... Futbolda da...
Hemen her konuda fikir ayrılığında olan, hatta birbirlerine düşman gözlerle bakan kulüplerimiz de birleşti Atatürk sevgisinde, saygısında...
Fenerbahçe'si, Galatasaray'ı, Beşiktaş'ı, Trabzonspor'u...
Anadolu'nun dört bir yanı...
Kayseri'de tribünde açılan pankartlar, posterler.
Ankaragücü'nün göğsündeki imza... Konyaspor'un kolundaki sevda... Hemen her kulübün, futbolcunun gönlündeki sevgiyi sözlerine dökmesi...
İşte bu bir kez daha gösterdi.
Böyledir Atatürk sevgisi. Başka şeye benzemez.
Böyledir Atatürk'e bağlılık. Hiçbir şey geçemez.
Sporda bile birleştirici güçtür Atatürk.
Rakip falan dinlemez.
Büyüklere ne oluyor?
Farklı bir sezon yaşıyoruz. Geçmiş yıllara benzemiyor.
Her takım her takımı yenebiliyor, artık kimse favori gösterilemiyor.
Peki neden böyle oldu?
Büyükler mi güçsüzleşti? Diğerleri mi çok güçlü hale geldi?
Galatasaray'ın başında İmparator var oysa ki! Beşiktaş'ın başında bilge hoca var! Fenerbahçe dünyaca ünlü bir yabancıyı gönderdi, yine tecrübeli bir isimle devam ediyor.
O halde... Neler oluyor?
Ne olduğu ortada... UEFA'nın finansal fair play kıskacına giren, borçları dağları aşmış büyük kulüpler eskisi gibi yıldız transferi yapamıyor, sıradan oyuncuları alıyor.
Böyle olunca... Takımın başında ister İmparator olsun, ister bilge hoca, isterse dünyanın en ünlüsü... Kadronda iyi futbolcu olmadıktan sonra...
Hiç unutmam. Bir gün teknik direktörlerle ilgili bir seminerdeydim. O dönemin genç ve yıldızı parlamış bir hocası bilgisayar görüntüleri eşliğinde konuşma yapıyor, başarısının sırrını anlatıyordu. Bilgisayarı çok iyi kullandıklarını anlattı. "Biz" dedi, "Rakip takımların özelliklerini bilgisayara işliyoruz. Örneğin o takım kaç kere sağdan geliyor, kaç kere soldan geliyor, orta sahada nasıl pas yapıyor, defansının zayıf yönleri ne, hepsini inceliyoruz. Ona göre taktiğimizi yapıp, sahaya çıkıyoruz. Bizim başarımızın nedeni işte bu!"
Sözünü bitirince ünlü ve tecrübeli teknik adamlarımızdan biri elini kaldırıp söz istedi:
"Hocam ne güzel anlattınız. Tamam biz bütün önlemleri aldık. Ya Hagi gelip de 40'tan 90'a takarsa ne olacak?
İşte durum budur.
Kadronda Hagi olunca İmparator olmak kolay!
Kadronda Gomez olunca bilge şampiyon olmak kolay!
Kadronda Alex olunca formana bir yıldız takmak kolay!
Asıl hünerini şimdi göstereceksin işte...
Yoksa... Düşünüp durursun "Neler oluyor bize böyle" diye...