Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Tiran’da Arnavut mevkidaşı İgli Hasani ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Bakan Fidan, Ekonomi, ticaret, diplomasi, kültür dahil birçok alanda iki ülke arasındaki karşılıklı çalışmaların devam ettiğini vurgulayarak “Amacımız 2024 yılı içerisinde Birinci Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi toplantısını iki ülke arasında yapmak. Liderlerimizi bir araya getirerek. İki ülke arasındaki ticaret hacmini ilk etapta, 2 milyar dolara ulaştırma yolunda bir azmimiz var.” ifadesinde bulundu

Bakan Fidan, dün akşam Arnavutluk’taki Türk iş insanlarıyla bir görüşme gerçekleştirdiğini, Arnavutluk’taki yatırım faaliyetlerini ve imkanlarını dinlediğini belirtti.

Bakan Fidan, "Değerli meslektaşıma da ifade ettim. Şu anda sahip olduğumuz iş birliği var olan potansiyelin oldukça gerisinde. Bunu daha da ileri taşımamız gerekiyor. Her iki taraftan biraz daha gayrete ve emeğe ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı. 

Bölgesel ve küresel sorunların da görüşmelerde masaya yatırıldığını belirten Hakan Fidan, Gazze'ye insani yardımların engellenmesine ilişkin şu açıklamalarda bulundu;

"On binlerce masum Filistinli, günlerdir dünya kamuoyunun gözü önünde katledilmeye devam etmekte. Geldiğimiz noktada başka bir trajedi seviyesiyle karşı karşıyayız. Binlerce insanı biz kurşunlardan ve bombalardan kaybetmişken, şimdi İsrail tarafından Gazze’de rehin alınmış milyonlarca Filistinlinin açlıkla ve salgın hastalıkla katledilme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Gazze'ye girilmesine izin verilmeyen insani yardımlar, tıbbi malzemeler içeride büyük bir felaketin habercisi şu anda.

Uluslararası kamuoyunun bugüne kadar gösterdiği çaba ve niyet, maalesef olması gereken yardımın içeriye girmesini mümkün kılmamamıştır. Bu nedenle, buradan uluslararası kamuoyunu daha farklı yöntemler kullanarak rehin alınmış 2 milyon insanın açlıkla ve salgın hastalıkla yok edilmesini önleyici tedbirler almaya davet ediyorum. Aksi takdirde çok geç olabilir. Bombalardan ve kurşunlardan ölen insanlara ilaveten on binlerce, yüz binlerce insanı açlıktan kaybedebiliriz. Bu dünya kamuoyunun taşıyamayacağı büyük bir vicdani yük olur ”