İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı düzenlenen protestolarda gözaltına alınan gençlerin yargılanmasına devam ediliyor. “Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüş” ile “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıyla hâkim karşısına çıkan gençlerin savunmalarında dikkat çeken detaylar yer aldı.
25 Mart’ta 1. Sulh Ceza Hakimliği'nde görülen duruşmada, gözaltındaki 19 gençten yalnızca 2’si adli kontrolle serbest bırakılırken, 17 genç hakkında tutuklama kararı çıktı. Tahliye edilen gençlerin savunmalarında Cumhurbaşkanı ile olan bağlantılar vurgulanırken, avukatların sunduğu ifadeler sosyal medyada da gündem oldu.
“Bir Hafta Önce Cumhurbaşkanımızın Yemeğine Katıldı”
Adli kontrolle serbest bırakılan 18 yaşındaki öğrenci, protestoya katılmadığını ve yalnızca izleyici olarak orada bulunduğunu belirtti. Öğrencinin avukatı mahkemede şunları söyledi:
“Müvekkilim maske takmamıştır. Kendisi dışarıdadır, eylemin içinde değildir ve hiçbir olaya karışmamıştır. Üniversite öğrencisidir, bir hafta önce sayın Cumhurbaşkanımızın yemeğine katılmıştır. Sadece izlemek için gitmiştir, herhangi bir olaya karışmamıştır. Sabit bir ikametgahı vardır, kaçma şüphesi yoktur ve deliller toplanmıştır. Delilleri karartma şüphesi bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle, müvekkilimin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasını, mahkeme aksi kanaatteyse adli kontrol hükümlerinin uygulanmasını talep ederiz.”
“Keşke Gitmeseydi” Savunması Dikkat Çekti
Başka bir davada ise Sabancı Üniversitesi öğrencisi olan ve “Cumhurbaşkanına hakaret” ile suçlanan 24 yaşındaki gencin avukatı şu ifadeleri kullandı:
“Müvekkilin babası, ülkemiz için milli firkateynleri üreten firmalardan birisinin CEO’sudur. Babasının Cumhurbaşkanı ile çekilmiş fotoğrafı vardır. O gün oraya yüz bin kişi gitmişti, ancak yüz bin kişi burada değil, keşke gitmeseydi.”
Bu savunma sonrası 24 yaşındaki öğrenci adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Ancak aynı dosyada yer alan diğer 7 genç tutuklandı.
Mahkeme Gerekçesi: “Tutuklama Bu Aşamada Orantılı Değil”
Tahliye edilen gençler için hakimlik kararında şu ifadelere yer verildi:
“Şüphelilerin üzerine atılı suçu işledikleri iddiasıyla tutuklanmaları istemiyle hakimliğimize sevk edilmişlerdir. Ancak, şüphelilerin savunması ve dosya kapsamı dikkate alındığında, tutuklama tedbirinin bu aşamada orantılı olmayacağına ve tutuklamadan elde edilecek faydanın adli kontrol hükümleri ile de sağlanabileceğine kanaat getirilmiştir. Bu nedenle, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın tutuklama talebinin reddine, şüphelinin başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü olmaması halinde derhal serbest bırakılmasına, ayrıca şüphelinin CMK'nın 109-110 maddeleri uyarınca adli kontrol altına alınmasına karar verilmiştir.”
