HERKES siyasetle meşgul şimdilerde. Bir tarafta kılıç, bir tarafta havuç var. İnsanların büyük bir kısmı kılıçtan kurtulmak için, diğer büyük bir kısmı da havuçtan bir ısırık almak, nasiplenmek için bağlılık gösterilerinde bulunuyor. Cemaatler olaylardan ders alıp kendilerine çeki-düzen vermek, batıl vasıtalar kullanmaktan vaz geçmek yerine, bağlılık gösterme yarışına girmiş vaziyette. Siyasi zirveden buluşma talepleri, siyasi zirveye hamasi mektuplar yazma yarışı sürüp gidiyor. İnsanların aklı dumura uğramış gibi.

Kimileri ip cambazlarının ve Tıroçki’nin durumunu cinlere bağlamış. Tıroçki ne hesap derseniz, malumatfuruşluk olsun diye baş vurulan bir adres. İp cambazları ipin üzerinde cinler sayesinde yürüyormuş. Ne kadar önemli bir mesele ile meşgul adam, bakar mısınız! Bir başkası, eski bir Diyanet İşleri Başkanı, tarihte kimlerin ‘Ben eserlerimi Allahın ilhamıyla yazıyorum demiş’in peşinde. Bu da çok önemli bir konu. Bir başkası kızların kaç yaşında nikeahlanabileceğinin ilmi kaynaklarını sıralıyor, biri de 120 ay kırediye girmeyin diye dindarları uyarıyor. Ama kimse insanlara helal para kazanmanın ve helale para harcamanın yollarını anlatmıyor, anlatamıyor. Çünki bu kendisinde de yok.

Ulema bir cevap versin

Şimdi soralım ve çok bilen din uleması cevap versin lütfen. Bir ülkede enflasyon, yani paranın değer kaybı yüzde 26 ise, zengin bir adam bankaya yatırdığı 100 bin liradan kaç para faiz denen ürem alacaktır. Yüzde 26’nın altındaki her ürem, adamın parasının her an azalması, alım gücünü kaybetmesi demektir. Yüzde 26 ile para satan bankacılık, kendisi parayı yüzde 18’le alacaktır. Arada 8 puan bankanın kazancıdır. Yani banka 100 bin lirasını kullandığı adama enflasyondan daha az kazanç verecektir. O zaman bu adamın aldığı faiz midir, riba mıdır, nema mıdır, ürem midir. Vebali konusunda açık seçik düşüncesi olan din ulemasını bekliyorum.

Az gelirli denilen vatandaş kirada oturuyorsa, bir ev sahibi olmak için bankadan kıredi alıyorsa, ödediği kiranın iki katı kadar aylık ödeme ile ev sahibi oluyorsa, beş yıl sonra ise ancak bir kira tutarında aylık ödeme artmadan devam ediyorsa ev alması, bankadan kıredi çekmiş olmasının vebali konusunda sözü olan din uleması varsa buyursun. Bir insan ailesi için, hanımı ve çocukları otobüslerde, minibüslerde, kuyruklarda, soğukta, yağışta, karda, yağmurda eziyet çekmesinler diye bir araç almak istiyorsa, bankadan kıredi alıyorsa, yani para kiralıyorsa, onu da bölümler halinde öderken, paraya kira ödemeyi de kabul ediyorsa vebali nedir? Lütfen din uleması, biraz kafa yorun da, cinselliği esas alan yorumlardan uzaklaşın da bir çözüm üretin.

Zaruretler haramı caiz kılar mı?

‘Zaruretler haramı, zaruri miktarda caiz kılar’ hükmü var mı, geçerli mi? İnsanlar zaruri mal-mülk edinmek için para kiralayabilir. Ama model değiştirmek için, mobilya yenilemek için, tatile gitmek için bankadan para kiralamak elbette konu dışıdır. Bankadan para kiralamak ile, bir oturacak ev, ya da ticaret, imalat, depo yapmak için dükkean kiralamak arasında hangi farklar var ki, bankadan alınan paraya ödenen haram, ev ve dükkeana ödenen para helal oluyor.

Ya da başka türlü söyleyelim. Bir daire alıp, bir dükkean alıp kiraya verildiğinde alınan para helal, aynı para bankaya kiralandığında alınan kira haram sayılırken gerçekten de tartışılmaz İlahi ve Nebevi bir hüküm var mıdır? Evet, tarikatler, cemaatler, Diyanet, dini hayatında öne alanlar, ya da öyle görünenler, insanların gündelik güçlüklerini gidermek için düşünce üretmeli. Dini; hayatı yorumlayan ve kolaylaştıran, bu arada hayat sınavını kazandıran, ahireti mamur edecek tarzda yorum ve düşünceler üretemeyenler seslerini kesmelidir. Din ne namazla, ne cinsellikle, ne de banka ilişkilerinin anlatımıyla, ya da cinlerle izah edilemez. Din, hayatın tamamını kucaklar. Hayat sınavını kazandırır, ahireti kazandırır ve mamur kılar. Din adına düşünce ve eylem üretenler kendilerini yeniden gözden geçirmek zorunda.