Iran petrolüne by-pass Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamalarına göre İran’dan petrol ithalatı konusunda bir by-pass söz konusu. Nasıl çözümlenir bekleyip göreceğiz. Ve ABD... Bir türlü orta noktayı bulamıyoruz. Başkan Erdoğan her ne kadar Trump ile görüşme niyetinde olsa da PYD/PKK ve hatta FETÖ konusunda geri adım atacak durumda değiliz. Kaldı ki S400 füze anlaşmasını ABD bir türlü kabullenemiyor. Parası verildi. Anlaşma yapıldı. Füzeler yola çıktı, çıkacak.
Sapma olamaz. Ya alıp depoda saklayacağız ya da ısrarlı duruşumuzu sergilemekte direneceğiz. Peki o zaman F35 uçaklarıyla ilgili sorun nasıl çözülecek? Görüldüğü gibi ABD bulmacasını çözmek zor. Adeta bir labirent içindeyiz. ABD ne Türkiye’den vazgeçebilir, ne de biz ilişkilerimizi askıya alabiliriz. Bir yol ayrımında, akil bekleyiş içindeyiz. Sayın Erdoğan, Avrupa Birliği açmazında da açık tavır sergiledi: Yol verilirse ilerleriz, verilmezse başka yol buluruz... Bu tarif ‘olursa olur, olmazsa ne ala’ anlamına geliyor. Yarın grup toplantıları ve arkasından açılacak genel kurul ile yoğun bir döneme gireceğiz. Şimdilik özeti bu.
ANKARA siyasetinde yeni bir sahne ile karşı karşıya geleceğiz. Gerçi siyasette her sahne ayrı bir gündemi kapsar ama 31 Mart seçimlerinden sonra artık TBMM ve siyasi partiler farklı bakış açıları ile etkinlik gösterecek. AK Parti’nin Kızılcahamam kurultayı ve Başkan Sayın Erdoğan’ın manifestosundan sonra muhalefetin tavrı da netleşecek.
HAA bu arada şunu da belirtmek isterim. Sayın Erdoğan’la ilgili olarak ilk kez ‘Başkan’ statüsünü kullandım. Doğru, sayın Erdoğan artık resmen Devlet Başkanı. AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı diyerek söylemi uzatıyoruz. Sayın Erdoğan tek kelimelik göreviyle ‘Başkan’ olarak ifade edilmelidir. Çubuk olayları ve Kızılcahamam manifestosundan sonra ‘yumuşaması’ beklenen siyasi söylem dili, daha da ‘sertleşecek’ gibi görünüyor. Yarınki grup toplantılarında verilecek mesajları merak ediyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti’nin grup toplantılarına dikkat kesileceğiz. Elbette MHP’nin bakış açısına da... ‘Türkiye ittifakı’ önerisinden sonra Sayın Bahçeli’nin bu öneriyi benimsememesi, sonra da Sayın Erdoğan’ın Kızılcahamam çıkışını nasıl değerlendirecek bir başka merak konusu. Bütün siyasi partilerin hedef tahtası olan ancak ister istemez yerel seçimlerde Millet İttifakı’na destek veren HDP, hangi savunmayı yapacak, bunu da göreceğiz.
Bekleyen yasa tasarıları
Siyasi partilerimizin grup toplantılarındaki psikolojik taktiksel söylem ve davranışları, önümüzdeki siyasal süreç için de belirleyici nitelikte olacaktır. Ancak asıl gündem TBMM’de bekleyen yasa tasarıları. Muhalefet doğal olarak Cumhur İttifakı’ndan gelen söylemlere cevap verirken, diğer yandan da başta ekonomi ve dış politika olmak üzere sair eleştirilerini de dile getirecektir. Uzun bir aradan sonra TBMM yaz tatili dönemine kadar çalışmak zorunda. Unutulmamalı ki ek gösterge, MHP’nin af teklifi, askerlik, hayvan hakları, ekonomi bakanının hazırladığı paket çerçevesinde oluşması gereken yasalar gibi bekleyen ve mesai isteyen birçok konu var. Yetmez... Dış politika, olmazsa olmazımız. 2 Mayıs’ta başlayacak olan İran yaptırımı nedeniyle Türkiye petrol krizi yaşayacak. Tüpraş, İran’dan gelen petrol kapsamında oluşmuş bir tesisimiz. Bir başka ülkeden alınacak petrolün işlenmesiyle ilgili olarak minimum 150 milyon dolar civarında yatırım yapmamız gerekiyor. Ayrıca petrolü başka nereden alabiliriz ki? İlişkilerimizin gergin olduğu Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne doğru bir iteleme var. Şu an mümkün görünmüyor. Libya’da ise iç savaş hakim.
Iran petrolüne by-pass
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklamalarına göre İran’dan petrol ithalatı konusunda bir by-pass söz konusu. Nasıl çözümlenir bekleyip göreceğiz. Ve ABD... Bir türlü orta noktayı bulamıyoruz. Başkan Erdoğan her ne kadar Trump ile görüşme niyetinde olsa da PYD/PKK ve hatta FETÖ konusunda geri adım atacak durumda değiliz. Kaldı ki S400 füze anlaşmasını ABD bir türlü kabullenemiyor. Parası verildi. Anlaşma yapıldı. Füzeler yola çıktı, çıkacak. Sapma olamaz. Ya alıp depoda saklayacağız ya da ısrarlı duruşumuzu sergilemekte direneceğiz. Peki o zaman F35 uçaklarıyla ilgili sorun nasıl çözülecek? Görüldüğü gibi ABD bulmacasını çözmek zor. Adeta bir labirent içindeyiz. ABD ne Türkiye’den vazgeçebilir, ne de biz ilişkilerimizi askıya alabiliriz. Bir yol ayrımında, akil bekleyiş içindeyiz. Sayın Erdoğan, Avrupa Birliği açmazında da açık tavır sergiledi: Yol verilirse ilerleriz, verilmezse başka yol buluruz... Bu tarif ‘olursa olur, olmazsa ne ala’ anlamına geliyor. Yarın grup toplantıları ve arkasından açılacak genel kurul ile yoğun bir döneme gireceğiz. Şimdilik özeti bu.