Gazetecilere tanınan küçük haklardan biri de,

İSPARK'A arabanızı park ettiğinizde,

Basın kartlı olduğunuzdan,

3 saat sizden para alınmaması.

Hiç yoktan iyidir.

Sözde (!) kamu görevi yaptığımızdan,

Devletin bize tanıdığı.

Elimizde kalan son kurşunlardan biri de bu.

Sözü uzatmamayım,

Akşam yemeği için Bağcılar'ın ara sokaklarından birindeyim.

Bu durum sadece Bağcılar'da değil,

Sefaköy, Bakırköy, Mecidiyeköy, Kadıköy, Kartal...

Yani İSPARK'ın olduğu çoğu yer için geçerli.

Arabamı güvenli gördüğüm,

İSPARK görevlisi bir kardeşime teslim ettim.

Sivas'ın yiğit bir delikanlısı.

Kara yağız.

Aslan gibi.

Plakamın kayıtlı olup olmadığını,

Basın kartımın geçerliliğini sorguladıktan sonra,

Bu görevli kardeşim bana döndü;

"Ağabey seni yerde ararken gökte buldum.

Dertlerimiz çok ve de hayati.

İsmimi yazmadan bunları dile getirirsen,

Bizi çok mutlu edersin" dedi.

Delikanlı belli ki dertliydi.

Bazı sıkıntıları vardı.

Anlatmaya başladı;

"Gündüzleri görev yapmak kolay.

Kavgacı, kaçan, itiraz eden müşteriler bile önemli değil.

Onları bir şekilde hallediyoruz.

Ama geceler kâbus gibi.

Değişimli olarak 24 saat görev yaptığımızdan,

Gece saat 24'sonra KORKU saatleri başlıyor.

Çünkü görev yerinde bir kişiyiz.

Üzerimizde topladığımız yüklü paralar var.

Ortalıkta,

Tinerciler,

Hırsızlar,

Teröristler,

Bonzaiciler,

Arsızlar,

Eroinciler,

Gaspçılar,

İtler,

Kopuklar.

Fink atıyor.

Her an bir saldırı,

Her an bir gasp olabilir.

Görev yerinde bir kişi olmanın korkunç sakıncaları var.

Bize tahsis edilen kulübeler güvenli değil.

Ortalıkta polis yok bekçi yok.

Bir Allah'ın kulu yok.

TEK başınasınız.

Gece geç saatlerde görev yaparken,

İki kişi olmamızın çok büyük bir yararı var.

Ancak bu durumu yetkililerimize ilettiğimizde,

Maalesef olumlu cevap alamadık.

Lütfen bunu yazın.

Yazın ki,

Yarın bir arkadaşımız bir saldırıya uğradığında,

Kimse karşımıza geçip, bizim bu durumlu iletmediğimizi söylemesin".

Durum böyle dostlar.

İSPARK çalışanları,

Özellikle gece 24'ten sonra büyük bir korku içindeler,

Karanlıkta,

Avlanmayı bekleyen,

Kurbanlık koyun gibiler.

Haklı olarak ta sorunlarına,

Çare arıyorlar.

Ama maalesef yönetenlerinden bu konuda destek göremiyorlar.

İşin kötüsü bizim temel yapımızda,

Garip bazı davranış şekilleri var.

Biz evimiz soyulmadan,

Hırsıza karşı tedbir almayız,

Arabamız çalınmadan,

Hırsıza karşı tedbir almayız.

Yani yumurta kapıya gelmeden,

ASLA hareket etmeyiz.

Bu sefer bari öyle olmasın.

Bir İSPARK görevlisi kardeşimizin canı yanmadan,

İSPART yetkilileri bu durumla bir çare bulsunlar.

Lütfen.