ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Yeni bir süreci başlatmak zorundayız, Mustafa Kemal Atatürk'ün ideallerine uygun, güçlü, güvenilir, dünyada söz sahibi olan bir Türkiye'yi inşa etmek zorundayız." dedi.

CHP'den yapılan açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu, ülkücü kanaat önderleri ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, bir yol ayrımında olunduğunu, Türkiye'de herkesin huzur içinde beraber yaşamak istediğini belirtti.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vazgeçemediği iki temel ilkesi olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Birincisi 'Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterim.' der. Yani 'bayrağımın altında hiç kimsenin dokunmayacağı bir özgür iradeye sahip olmak zorundayım' der. Biz buna 'siyasi özgürlük' diyoruz. Ama Türk tarihinden de bahsettik. Hanedanlardan bahsettik. Ama ekonomik olarak zayıf olduğunuz zaman siyasal özgürlüğünüz tartışmalı hale geliyor. Onun için ikinci bir kuralı daha vardır. Der ki Mustafa Kemal, 'Savaş meydanlarında kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa siyasi istikbaliniz her zaman tartışma konusu olur.' Bu nedenle bağımsızlık savaşını kazandıktan sonra ilk yaptığı iş İktisat Kongresini toplamak olmuştur. Devasa bir Osmanlı düşünün ve fabrikaları çalışmayan, üniversiteleri bilgi üretmeyen ve zaman içinde giderek çöken ve Batı'nın emperyal güçlerine bir anlamda teslim olan Osmanlı düşünün. Mustafa Kemal, bunun hepsinin farkındaydı. O nedenle ilk olarak İzmir İktisat Kongresini topladı."

Atatürk'ün daha sonra hemen 1921'de Kayseri'de uçak fabrikasının temelini attığını, dokuz yıl sonra Kayseri'den kalkan ilk uçağın Ankara'ya gittiğini belirten Kılıçdaroğlu, Etimesgut'ta uçak motoru fabrikasının, ikinci uçak fabrikasının da Eskişehir'de kurduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, 1945 yılında dünyaya uçak ihraç eden beş ülkeden birisinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu ifade etti.

Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'nden güçlü bir devlet inşa etmek için her türlü çabayı harcadığını ve hiç kimseye el avuç açmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Yeni bir süreci başlatmak zorundayız, Mustafa Kemal Atatürk'ün ideallerine uygun, güçlü, güvenilir, dünyada söz sahibi olan bir Türkiye'yi inşa etmek zorundayız. 'Milliyetçilik' dediğiniz budur. Eğer birisi kalkıp da bu devletin başkanına 'aptal olma' diyor ve o da ses çıkarmıyorsa ve bizler ses çıkarmıyorsak bir derdimiz var demektir. Nasıl olur böyle bir şey? Beka sorunundan söz ediyor. Evet, Türkiye'de bir beka sorunu var. Nedir beka sorunu? 'Beni kızdırma bak, senin mal varlığını açıklarım' diyor. Tek bir cümle kurulamıyorsa buna karşılık bu memleketi yöneten kişinin teslim alındığını gösteriyor. Eğer bir devletin başkanı kalkıp da benim için bir şey söyleseydi böyle bir cümle kullansaydı ona şunu söylerdim. 'Araştırmazsanız namertsiniz' derdim."

"Bizi kültürümüze yabancılaştırdılar." diyen Kılıçdaroğlu, Türkçeyi yabancı sözcüklerden de Atatürk'ün arındırdığını, Türk Dil Kurumunun ve Türk Tarih Kurumunun kurulduğunu hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, "Milliyetçilik, bu ülkede hiç kimseye el avuç açmadan özgürce yaşayabilmektir. Hiç kimse, hiçbir emperyal güce el avuç açmadan özgürce yaşayabilmektir ve bunun altyapısını oluşturmaktır." dedi.

Savunma sanayisinin yıllar içerisinde geliştiğini anlatan Kılıçdaroğlu, Arifiye'deki Tank Palet Fabrikası'nda 2018'de beş model tank üretildiğini, Ankara'da deneme atışlarının yapıldığını ve tamamının başarılı olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Seri üretime geçilecekti, engellendi. Niye engellendi? Bunu hepimizin araştırmasını isterim. Tank motorları fabrikası Türkiye'de kurulacaktı, onun anlaşmaları yapıldı. Ama o da engellendi. Türkiye'nin gerçekleri çok farklı, bazen gerçeklerden çok farklı hareket edebiliyoruz. Türkiye, kendi iç dinamikleriyle kendi bölgesinde de dünyada da söz sahibi olabilir. Yeter ki siyaset bunun önünü açsın. Yeter ki çalışın, yeter ki üretim gelsin. Bunların hepsini yapmak mümkündür." diye konuştu.

Ülkenin çıkarı, bayrak ve vatan için beraber ve birlikte olunması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Bu bayrak dalgalandığı zaman ben huzur içinde evimde uyuyabilirim. Bizim iki kırmızı çizgimiz var. Vatanımız ve bayrağımız, başka kırmızı çizgi yok. Vatan ve bayrak diyen herkesin başımızın üstünde yeri var. Vatanımıza ve bayrağımıza sahip çıktığımız zaman göreceksiniz Türkiye nasıl hızla büyüyor, gelişiyor." şeklinde konuştu.

Sığınmacılar konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Arap dünyasına karışmayacaksınız. O dünyada bir sorun çıkarsa Türkiye Cumhuriyeti Devleti sorun çözen, başvurulan kaynak olarak ortaya çıkmalı." ifadelerinin bulunduğunu aktardı.

Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yani orada bir sorun çıktığı zaman gelip bize danışacaklar. 'Gel bizi barıştır, bir araya getir.' Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin asıl görevi buydu. Fakat oradan süratle çıktık ve Orta Doğu bir sorun alanı ve bu sorun alanının bir parçası haline geldik. Mısır ile Suriye ile kavga ettik. Diğerleriyle kavga ettik. Dolayısıyla pek çok sorun geldi bizim kapımıza dayandı."

Dış politikayı eleştiren Kılıçdaroğlu, resmi rakamlara göre 10 milyon Suriyeli kaçağın Türkiye'de bulunduğunu, sınırların hala açık olduğunu, Suriye, Pakistan, Irak ve Afrika ülkelerinden isteyenin dilediği gibi Türkiye'ye girebildiğini savundu.

Bu durumun, ülkedeki nüfus dengesini bozacağını, Anadolu dokusuna zarar vereceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun çok büyük bir risk barındırdığını belirtti. Kilis'e yaptığı ziyaret sırasında Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ile görüştüğünü belirten Kılıçdaroğlu, "Bana, 'Birkaç yıl sonra seçim olduğunda Kilis Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı bir Suriyeli olacak.' dedi. Yine Kilis'te bir ana cadde var. Orada da vatandaşlarla sohbet ederken şunu söylediler, bu cadde pahalı dükkanların olduğu yer. Fakat burada ağırlık Suriyelilerde. Bir kişi ayrıldığı zaman, para bol, gelip parayı veriyorlar ve burada iş yeri açabiliyorlar." ifadelerini kullandı.

Türk evlatlarının, gencecik askerlerin, vatan koruması için mücadele ederken, Suriyeli gençlere Türkiye'de cadde ve sokakların dağıtıldığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Senin Türkiye'de ne işin var? Gideceksin Suriye'de eğer varsa bir şey orada mücadele edeceksin. Ama oradan geliyorsun Türkiye'ye, Türkiye'de istediğin gibi geziyorsun. En son Hatay'daydım. Bir esnaf aynen şunu söyledi, 'Bizim bunlarla rekabet etme şansımız yok. Biz vergi veriyoruz, bunlar hiç vergi vermiyorlar. Bizim çalışanımız sigortalı, bunların hiçbirisi sigortalı değil. Şikayet ettiğinizde kapatıyorlar. Üç gün sonra yeni bir dükkan açıyorlar. Dolayısıyla biz giderek burada azınlığa düşeceğiz.' Böyle bir endişeyi de dile getirdiler."

Türkiye'nin hedefinin muasır medeniyet olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türk ve İslam tarihine bakıldığında farklı alanlarda çok önemli bilim insanlarının yetiştirildiğinin görüldüğünü ifade etti. Daha sonra bilimde geri gidildiğini dile getiren Kemal Kılıçdaroğlu, İslam dünyasında bilim insanlarının yayımladığı eserlerin Batı ülkelerine, Roma'ya götürüldüğünü ve burada Rönesans'ın başladığını anlattı.

Kılıçdaroğlu, "Evet, zor durumdayız. Evet sorunlar var biliyorum. Ama sorunları aşmak da bizim görevimiz. Soruna teslim olmak değil, sorunu aşmak bizim görevimiz. Çözümler üretmek, sandığa gitmek ve vatanına sahip çıkmak." değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Seçimi'nin ikinci turunda tüm vatandaşlardan sandığa gitmesini isteyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sandığa git, vatanına sahip çık. Vatanımıza sahip çıktığımız zaman bütün sorunları çözeceğiz. Akılla, mantıkla, bilgiyle, birikimle bütün bu sorunları çözmek mümkündür. Biz demokrasi isteyen, herkesin özgürce düşüncelerini ifade ettiği güzel bir toplum istiyoruz. Huzurlu bir toplum istiyoruz. Tarihimizden yani Gazi Mustafa Kemal'den aldığımız, Metehan'dan bu yana da asla ve asla geri adım atmadığımız ülkemizi büyütmek için çaba harcadığımız güzel bir Türkiye inşa etmek istiyoruz. Pek çok sorun var. Türkiye'yi bütün dünyayla barış içinde yaşayan bir ülke haline getirmek istiyoruz. Bu ideallerle yola çıktık. Bizim gibi düşünen milyonlar var. O milyonların da bizim sesimiz olarak Türk coğrafyasında bizim dileklerimizi, bizim beklentilerimizi anlatmaları gerekiyor. Mutlaka ve mutlaka başaracağız, bundan en ufak bir endişem yok."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, daha sonra ülkücüler tarafından "Doğunun Başbuğu" olarak anılan Yılma Durak ile de bir süre sohbet etti.