TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Adıyaman Valiliğindeki afet koordinasyon toplantısının ardından, bayramın ilk gününde Adıyamanlılarla olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Devlet olarak ilk andan itibaren bu toprakların görmüş olduğu belki tarihteki en büyük yıkımlardan birisiyle karşılaştıklarını dile getiren Kurtulmuş, ilk günlerde defaatle Adıyaman ve diğer illere geldiklerini ifade etti.
Kurtulmuş, depremlerin tabiri caizse küçük kıyamet, hatta kıyametin bir provası olduğunu ve çok büyük kayıplar verdiklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Adıyaman'da da 8 bin 337 vatandaşımız depremde hayatını kaybetti. Allah rahmet eylesin çok acı hikayelere şahit olduk. Bugün de dün de dinlediğimiz hikayeler, bildiğimiz ağır kayıplar, ağır böyle gönül hüznüyle takip ettiğimiz hikayelere şahit olduk. Ailesinden çok sayıda insanı kaybeden çok sayıda yakınını hayattan kopmuş olan insanlarla karşılaştık. Depremin ilk anından itibaren milletçe sahip olduğumuz en büyük hasletlerden birisi devreye girdi. Hamiyetperverlik, yardımseverlik, dayanışma duygusu, arkadaşının, vatandaşının, komşusunun, milletinin, soydaşının bir şekilde yarasına merhem olabilme kaygısı 85 milyon vatandaşımızı harekete geçirdi. Hem kamu kurum ve kuruluşlarının ilk andan itibaren sahada çok etkin müdahaleleri, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarımızın ve vatandaşlarımızın cansiparane çalışmaları o büyük felaketin, o büyük yıkıntının hemen ertesinde kısa süre içerisinde yaraları sarmak için seferber olundu."
Depremin hemen ardından insanların barınma ve yiyecek ihtiyaçlarının karşılandığını anımsatan Kurtulmuş, çadırların ardından depremzedelerin konteynerlere yerleştirildiğini hatırlattı.
Kurtulmuş, devletin depremzedelerin yanında olduğunu vurgulayarak, "Süratle kalıcı konutlara geçilmesi için seferberlik vaktidir. Bununla ilgili olarak da devlet elindeki bütün imkanları kullanarak depremzede vatandaşların yanındadır. Topyekün büyük bir seferberlikle Allah'ın izniyle kısa bir süre içerisinde kalıcı konutların tamamlanacağına yürekten inanıyoruz." diye konuştu.
Ekim ayından itibaren tamamlanan kalıcı konutların hak sahiplerine verileceğini aktaran Kurtulmuş, böylece orta vadede insanların barınma sorununun çözülmesinin planlandığını söyledi.
"Türkiye sadece deprem değil afet bölgesi"
Kurtulmuş, zemin problemi nedeniyle bazı şehirlerin yeniden inşa edilmesi mecburiyetinin bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Yine aynı şekilde eski şehrin olduğu belli alanlarında ortak kamusal fonksiyonlarla donatılması, millet bahçeleri, spor alanları, kültürel alanlar gibi ortak kamusal hizmetlere açılması bununla ilgili çalışmalar yapılıyor. İlgili bakanlık bununla ilgili olarak şehir plancılarını seferber ediyor. Türkiye'de inşallah deprem şehirlerinin yeniden ayağa kalkması mümkün olacaktır. Ama bunun da ötesinde Türkiye sadece deprem değil afet bölgesi. Biz bu amaçla afetleri gelmeden evvel tedbirini almak, çalışmalarımızı bitirmek mecburiyetindeyiz. Bununla ilgili olarak da afetlere dirençli şehirler programıyla bir afet risk kalkanı oluşturulacak ve böylece şehirlerimizin hepsinin afetler gelmeden evvel bu kalkan vasıtasıyla, alınacak tedbirler vasıtasıyla korunması en azından gelecek olan afetin tesirlerinin minimum seviyeye indirilmesi temin edilecektir. Hep beraber devlet, millet, el ele, gönül gönüle bu süreci atlatacağız. Türkiye'yi afetlere dirençli bir ülke haline getirmek boynumuzun borcudur."
Ziyaret ettikleri evlerde vatandaşların hüzünlerine ortak olduklarını ve ağlamamak için kendilerini zor tuttuklarını ifade eden Kurtulmuş, ancak hayatın devam ettiğini söyledi.
Deprem bölgelerindeki öğrencilerden derece yapanların olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Şimdi önümüzdeki önemli meselelerden biri de sanayinin ve ticaretin de güçlü bir şekilde sürdürülmesini temin etmektir. Burada da fabrikalarımızın, atölyelerimizin ciddi zararlar içinde olanları var ama yavaş yavaş buradaki oranı herhalde yüzde 50'ler seviyesinde sanayiyi tekrar kendisini toparlama noktasına geldi. Ticaret de ona yakın bir noktaya geldi. En kısa süre içinde deprem öncesindeki hale sanayi ve ticareti de getirmek mecburiyetindeyiz. Bununla ilgili de ilgili bakan arkadaşlarımız, bakanlıklarımız bütün imkanlarıyla çalışmalarını sürdürüyorlar."