Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı görkemli bir şekilde kutlanırken, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 'Cumhuriyet nedir' sorusuna verdiği cevap tekrar gündem oldu.
Gazeteci Fikret Bila, 17 Haziran 2015'te Milliyet'teki yazısında şu ifadeleri kullanmıştı:
Süleyman Demirel'in, Atatürk, cumhuriyet ve demokrasi sevgisini doğduğu köy olan Isparta'nın İslamköyü'nde kendi ağzından dinlemiştim.
Baba evini bize gezdirirken, başımızı eğerek girdiğimiz kerpiç odaya bir göz gezdirdikten sonra şöyle demişti:
"İşte ben bu odada kardeşlerimle yaşadım. Elektrik yoktu. Gaz lambasıyla okur-yazardık. Köy okulunu bitirdim. Ortaokul yoktu. Ortaokula gitmek için her sabah kilometrelerce yürür, kasabaya giderdik. Sonra Afyon Lisesi. Eğer bana Cumhuriyet nedir, diye sorarsınız. Size cevabım şudur: Cumhuriyet benim işte! İslamköy'den çıkmış bir köylü çocuğunu cumhurbaşkanı yapan, Cumhuriyet'tir. Cumhuriyet budur. Bunu Büyük Atatürk'e borçluyuz."
Demirel'in "Cumhuriyet" tarifi beni etkilemişti. Doğru bir tarifti.
Benzeri bir tarifi bir uçak seyahatinde başka türlü de yapmıştı...
Uçağın penceresinden Anadolu'ya bakarken şöyle demişti :
"Bak şu kiremitleri görüyor musun? Cumhuriyet bu kiremittir. Şu göleti görüyor musunuz? Cumhuriyet işte budur? Bakın şu baraja Keban'dır, biz yaptık. Bu Cumhuriyet'tir. Şu fabrikaya bakarsınız, orada Cumhuriyet'i görürsünüz. Cumhuriyet, çimentodur, kiremittir, fabrikadır, yoldur, barajdır, kalkınmadır, refahtır."