İstanbul’da, bebek hastalarını anlaşmalı özel hastanelere sevk ederek ölümlerine neden oldukları ve bu süreçte haksız kazanç sağladıkları öne sürülen 47 kişiye yönelik hazırlanan iddianame mahkemeye gönderildi. Türkiye’yi derinden sarsan ve kamuoyunda "Yenidoğan Çetesi" olarak bilinen bu yapılanmada, şüpheliler hakkında 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edildi. Ayrıca, çete tarafından yönetilen özel hastanelerin kapatılması ve mal varlıklarına el konulması istendi.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, iddianamede 10 bebeğin "maktul" olarak yer aldığı ve çete üyelerinin organize bir suç şebekesi şeklinde hareket ettiği belirtildi. 47 kişilik suç yapılanması içinde, çete lideri Fırat Sarı ve doktor İlker Gönen'in, bebeklerin ölümüne neden oldukları ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını işledikleri ifade edildi. Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir ise örgüt yöneticisi olarak suçlamalar arasında öne çıktı.
Hazırlanan iddianamede, çete üyelerinin özel hastanelerin bebek yoğun bakım ünitelerini doldurmak için 112 Acil Çağrı Merkezi’ni etkisiz hale getirdiği ve hastaların sağlık durumlarını olduğundan daha ağır göstererek Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) yüksek ödemeler aldıkları vurgulandı. Özellikle, hastalık derecelerinin manipüle edilmesi ve bu yolla devletten dolandırıcılık yapıldığına dair somut delillere yer verildi.
İddianameye göre, soruşturmayı yürüten savcının çete üyeleri tarafından tehdit edildiği de kaydedildi. İddianamede, ölen bebeklerin ailelerinden 5 kişi "müşteki" olarak yer alırken, SGK İstanbul İl Müdürlüğü "suçtan zarar gören" olarak belirtildi. Ayrıca, 19 hastane ve sağlık şirketi "malen sorumlu" olarak iddianamede yer aldı. Çete liderleri Fırat Sarı ve İlker Gönen hakkında, "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" gibi suçlardan toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep edildi. Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir’in ise benzer suçlardan 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapsi isteniyor.
İddianamede, suçtan elde edilen maddi kazançlar sebebiyle, hastaneler ve şirketler hakkında dolandırıcılık suçundan güvenlik tedbirleri uygulanması gerektiği vurgulandı. Bu bağlamda, suç işlenen hastanelerin kapatılması ve mal varlıklarına el konulması talep edildi. İddianame, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi ve mahkeme tarafından değerlendirme süreci başlatıldı.