ÖNCE hakkını verelim. İnsanüstü bir şekilde serpiştiren kara, ağırlaşan sahaya rağmen saldıran Galatasaray'a karşı iyi direndi Akhisar.
Ligin ilk yarısında Saffet Susiç'in yerine geçici olarak göreve gelen 41 yaşındaki Cem Kavçak, Galatasaray'a fark atmıştı. Bu kez de Cihat Arslan'ın gidince geçici görev başı yapmıştı, az daha yine Cim Bom'un canını yakacaktı. Ama son anda yakalandı. Kime? Kostas Mitroglou'ya. Nereden çıktı bu Kostas! Diagne sakatlandı da ondan sahaya çıktı. Bu da Kavçak'ın şanssızlığı Terim'in şansıydı belki de. Kısmet işte!
Galatasaray zaten takım olarak hele de kendi sahasında rakiplerini boğuyor. Yine öyle oldu. Sağdan, soldan kaç orta yaptı, sayısını şaşırdım. Ortadan kaç kere geçmek istedi, karıştırdım. Ceza alanı içinde kaç defa karambol yarattı; hesabını tutamadım. İşte hep o anlarda çilingirini aradı Galatasaray! Büyük umutlarla alınan, bonservisine 10 milyon euro sayılan, gol makinesi sanılan Diagne olamamıştı, Kostas Mitroglou da yapamıyor mu derken... Yaptı. 90+4'e kadar sahanın en iyilerinden biri olan kaleci Lukac bir anda kalesini boşaltıp da boşa çıkınca Kostas usta işi bir vuruşla topu ağlara gönderiverdi. Sonrası tribünler bayram yeri.
Galatasaray istiyor. Galatasaray bastırıyor. Kalecisi zaten iyi. Defansı yeterli. Orta sahası hem ofansif, hem de defansif açıdan etkili. Bir çilingir eksiksi, bu da bulundu artık demek ki.
Bu arada hakem Suat Arslanboğa'nın Mariano'nun ikinci sarı kartını atlamasını da geçmeyelim. Gösterseydi eğer Galatasaray 60 dakika 10 kişi oynayacaktı ki; o zaman bu kadar bastırabilir miydi? Bu da soru işareti olarak kalacak tabi!
Ligde yarış devam ediyor. Bu gol ligin kaderini belirleyecek belki; kimbilir! Ama böyle devam ederse... Galatasaray bu baskıyı sürdürürse, çilingir de kilitleri açmaya devam ederse ligin sonuna kadar yarışta kalır; işte bu kesindir.