Müthiş bir uyarı yazısı.
Özlü ve de düşündürücü.
Yazan kim?
Bir sahil belediyesi.
Kime karşı yazılmış?
Magandalara,
Görgüsüzlere,
Aile-toplum terbiyesi almamış olanlara karşı.
Çünkü artık belediye görevlileri bu tür insanlarla başa çıkamaz hale gelmişler.
Her yere kötü izlerini-hatıralarını pisliklerini mutlaka bırakıyorlar.
Sigara içiyorlar izmaritini rastgele sallıyorlar.
Bira içiyorlar şişesini beğendiği yere fırlatıyorlar.
Su içiyorlar plastik şişesini yola fırlatıyorlar.
Arabada bir şey zıkkımlanıyorlar kâğıdını camdan fırlatıyorlar.
Ulu orta beğendiği yere tükürüyorlar.
Anlatmakla bitmeyecek kadar iğrenç görüntüler.
Özetle ülkemizi çöplüğe çevirip çirkinleştiriyorlar.
Ortalık bu tür görgüden insanlıktan nasibini almamışlarla dolu.
Bunlar gittikleri her yere kötü hatıralarını bırakanlar.
Birde gelip de iyi hatıra bırakanlar,
Ayak izlerine bile hasret kaldıklarımız var.
Ülkemizin bacasız sanayisi turistlerimiz.
Maalesef hükümetimizin yanlış bazı politikalarına,
Terör ve de bazı başka argümanlarda eklenince,
Gelen turist sayımız bayağı bir düştü.
Turizmimiz SOS veriyor.
Turist ve turizm konusunda hassas olmamız gerekirken,
Tam tersini yapan, Antalya Valisi gibi turistlere açık alanda bira türü içkiler içmeyi
Yasaklayan valilerimiz eklenince, turizmimiz maalesef can çekişme aşamasına geldi.
Yahu Antalya bizim turizmimizin AMİRAL GEMİSİ.
Kendi insanından çok turist var.
Bize ne onun içeceğinden,
Günahından sevabından.
Bizi onların ülkemize getireceği döviz ilgilendirmeli.
Ne içeceği değil.
***
Sabah gezintisinde 4 yıldızlı Doğan Otelin sahibi turizmci Mesut Sarıkaya kardeşimle beraberiz.
Turizmin, turistlerin durumunu soruyorum,
Cevabı karamsar;
"Ağabey ne sen sor ne ben söyleyeyim.
Hep cepten yiyoruz. Durum feciden de öte fecaat.
Bu yıl işletmenin kapısına kilit vurmazsak şanslıyız
İşin kötüsü turistin gelmemesinden öte, fiyat düşüren, düşük fiyatlara ülkemize gelmeye çalışan
Sıradan turistlere kaldık. Onların getirisi götürüsünden fazla".
Hal böyle.
Bakıyorsunuz Almanya"dan gelen turist sayısı yüzde 40 azalmış.
Hollanda, İngilitere, Fransa. Vs öyle.
Sebebi ne?
Siyasilerin uluorta batı ile girdiği gerginlik politikaları.
Gazeteleri okuyan ora insanları doğal olarak bundan etkileniyorlar.
Ve gelmiyorlar.
İspanya"yı, Mısır"ı, Yunanistan"ı tercih ediyorlar.
İşin kötüsü bu turistler bir kere güzergâhlarını değistirdiler mi !
Yandın gülüm keten helva.
Bir daha geri dönmeleri zor.
Çünkü tercihen gittikleri yere yine giderler.
Türkiye Cumhuriyetinin iki ana gelir kaynağı vardır.
Ülkemize çok ihtiyacımız olar DÖVİZ girdisini sağlayan;
Biri TURİZM,
Diğeri ise tarım ürünleri ihracatımızdır.
Bu iki kalemde hassas olmamız, dikkatli olmamız gerekir.
Batının tutumlarının hiçbirimiz tabii ki tasvip etmiyoruz
Darbeye, Fetö"ye de, PKK"ya da, DHKP-C"ye ve de PYD"ye de sahip çıkan onlar.
Bu yeni değil ki.
Cumhuriyet kurulduğundan beri hatta ondan önce de böyleydi.
Onun için gerginlik politikalarına girip elimizde kalan son turistleri de kaçırmayalım.
Bu politikalardan batının kaybı pek olmaz.
Ama bizim kaybımız ortada.
Alman parlamenterler İncirliği ziyaret etse ne olur.
Etmese ne olur.
Biz ticaretimize, ülkemize döviz kazandırmaya bakmalıyız.
Bunun yolu da gerginlik itişip kakışma değil.
İyi ilişkiler kurmadır.
Bunu başarabiliyor muyuz?
Çevremize ve de dünya ile ilişkilerimize baktığımızda,
Koca bir MAALESEF cevabını alırız