FETÖ tasfiyesinin ardından ASELSAN mühendislerini intihar süsüyle katledemeyen, TSK’nın operasyonlarını engelleyemeyen, terör örgütleri üzerinden Türkiye’yi hizaya getiremeyen ABD, yine yaptırım silahına sarıldı. Ancak onlar ambargo uyguladıkça Türk savunma sanayi şaha kalkıyor.
Türkiye son bir yıldır bütün dünyayı kasıp kavuran pandemi döneminde sadece virüsle uğraşmadı.
Libya’da askeri üs kurarak bir yandan darbeci Halife Hafter’i püskürttü bir yandan da asırlardır sömürülen Afrika’ya umut oldu.
Ayasofya’yı 86 yıl sonra yeniden ibadete açtı.
Karadeniz’de dev doğalgaz rezervi buldu.
Terör örgütleri FETÖ, DEAŞ ve PKK’yı yok olma seviyesine getirdi.
Akdeniz’deki yetki alanlarında kuş uçurtmuyor.
KKTC’yi Ersin Tatar’a emanet etti.
Dağlık Karabağ’da 30 yıllık Ermenistan işgaline son verdi.
Memleketim Bilecik Söğüt’te 6 milyar dolarlık altın rezervi keşfetti.
Katar, Somali, Bosna, Afganistan ve daha birçok coğrafyada Türk bayrağı dalgalanmasından bahsetmiyoruz bile.
Bütün bunlar olurken ABD, hasımlarıyla mücadele yasası (CAATSA) kapsamında SSB Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, SSB Başkan Yard. ve Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Yiğit, SSB Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanlığından Serhat Gençoğlu ve Mustafa Alper Deniz’e yaptırım uygulama kararı aldı.
Yani ‘üretme, karışma, yerinde otur, biz önce etrafını sonra seni parçalayacağız sesini çıkartma’ diyor kısacası.
İÇERİDEKİLER EVLERE ŞENLİK
Tabi dışarıdan gelen bu tazyike içerideki mankurtlar da kayıtsız kalmadı.
Gezi parkı olaylarında eylemcileri,
Çukur operasyonlarında PKK’yı,
Afrin'de PYD/YPG teröristlerini,
Suriye'de Esed'i,
Libya'da Hafter'i,
Akdeniz'de Yunanistan'ı,
Mısır’da Sisi’yi savunlar,
15 Temmuz'da darbeci FETÖ teröristlerinin açtı yoldan seğirtip kahve içmeye gidenler…
Suriye, Libya ve Karabağ’da hava savunma sistemlerine göz açtırmayan adeta dünya savaş doktrinini yeniden yazan Türk SİHA'larını kötülemek için yapmadıkları kalmadı.
Şu kadarını söyleyeyim;
Olayı ‘uyuşturucu kaçakçısından, organ mafyasından niye vergi almıyorsunuz’a kadar getirdiler.
BU İLK AMBARGO DEĞİL
Türkiye 1974 Kıbrıs harekatını düzenleyince de Amerika, silah ambargosuna sarılmıştı.
Peşi sıra uçakların lastik ihtiyacı için PETLAS kuruldu.
Günümüzde ‘Defense News Top 100 listesinde yer alan ASELSAN, HAVELSAN ve TUSAŞ gibi yapılar da o dönemde faaliyete geçirildi.
Bu şirketler şimdi uçaktan, gemiye, tanktan, rokete, toptan, tüfeğe, bombadan, İHA-SİHA-TİHA gibi insansız muharebe araçlarına kadar çok sayıda yüksek teknoloji silah üretiyor.
Milli helikopterlerimizde kullanılacak olan ilk motorumuz TEİ-TS1400 daha bu aybaşında tanıtıldı.
Yerli hava savunma sistemi HİSAR-A+’nın seri üretime geçtiği müjdesini ise Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat verdi.
Yani ABD ve Batılı ülkeler ülkemize silah ambargosu uyguladıkça Türk savunma sanayisi daha da büyüyor.
Anlaşılan tam ve bağımsız bir Türkiye için biraz daha ambargoya ihtiyacımız var.
Bu arada müttefiklik anlayışından çok, düşmanca tavır alan ABD’ye İncirlik’in ne kadar büyük ve önemli bir üs olduğunu hatırlatmak gerektiğini düşünüyorum.