ABD Başkanı Trump’ın Suriye’den asker çekmesiyle ilgili şok kararına günlerdir ne anlam verebiliyoruz ne de yorum yapabiliyoruz. Hemen hemen herkes aynı soruyu soruyor. ‘Trump neden asker çekti?’ Akademisyenler, dış politika uzmanları, yazarları, büyükelçiler, askerler hep birlikte oturup düşünüyoruz. Karar açıklığa kavuşacak ama faturası ne olacak? Bugün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, uzmanlarıyla birlikte Rusya’ya gidiyor. Hemen arkasından ABD ulusal güvenlik danışmanı Türkiye’ye gelecek. Yanı sıra Amerikalı generaller de Türk komutanlarla bir görüşme yapacak. Daha sonra da Rusya’ya giden aynı heyet ABD’ye geçecek. Tüm bu görüşmelerin ardından Trump’ın niyeti açıklık kazanacak. Ama ORTADOĞU Gazetesi’nin dünkü manşetinde olduğu gibi Trump kıvırdı. Amaç maliyetten kurtulmak. Eğer Suriye’de bir hamle içinde olacaklarsa Irak’tan geçebilirler. Bu demek ki 2 bin civarında askerinin evlerine dönme kararı değil, karargah değiştirme işlemi. Belli ki Irak’ta kurulan üs böylece daha geniş ve kapsamlı olacak. Bu nedenle ne silah ne cephane ne de araç gereç çekimi olmayacak.

Görevi lütfediyor

Irak’ın Enbar yöresinde iki yeni üst kuracak olan Trump, altıncı ve yedinci filolarıyla Akdeniz’de de nöbet tutarak pozisyon alacak. Aylardır IŞID ile mücadele edebilecek kapasitemiz ve isteğimiz olduğunu söylememize rağmen Türkiye’yi işe karıştırmayan ABD, şimdi bu görevi bize lütfediyor. Elbette Suudi Arabistan gibi zengin bir ülkeye de masraflarını karşılatarak ekonomik olarak sıfır maliyetle bu işten sıyrılmaya çalışacak. Şimdilik dörtlü küçük zirvenin büyük ayağında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Putin ve Trump görüşmesi gerçekleri de ortaya çıkartmış olacak. Türk Silahlı Kuvvetleri gerekli yığınağını yaptı. Artık yerli ve milli savunma araç gereçlerimizle, aynaya bakar gibi sınırımızdaki hareketlilikleri görüyoruz. Dronların çektiği fotoğraf ve videolar terör örgütünün nasıl kaleler kurduğunu, yer altı mahzenler oluşturduğunu ayan beyan ortaya koyuyor. Terör sayesinde yüksek antrenman kabiliyetine sahip olan Türk Silahlı Kuvvetleri olası bir Fırat’ın doğusu harekatında hem teröristleri temizleyecek hem de İŞİD mevcudiyetini sona erdirebilecektir. Ancak gözle görülüyor ki teröristler de yer değiştiriyor, IŞID de... Kaçan kovalanır. Zor coğrafya ve iklim şartlarında bu harekat elbette gerçekleşecek. Artık maliyet söz konusu değil. Ok yaydan çıktı. Dün ve önceki akşam da uzmanları izledik. Ve yorumlarına tanık olduk. Kimse hiçbir şey bilmiyor. 150 civarındaki Fransız askerinin pozisyonu hakkında da bilgi sahibi değiliz.

Mehmetçik emir bekliyor

Mehmetçik artık emir ve istikamet bekleme durumunda. Dün akşamdan bu yana herhangi bir konvoya tanık olunmadı. Obüslerden yüksek kapasiteli tank, uçaksavar ve hatta iş makinelerine kadar sınırda beklemeye alındı. Trump’ın sürpriz Irak seyahati ile askerine Noel sürprizi yapması gibi Türk Silahlı Kuvvetleri de sürpriz yapabilir! ‘Bir gece ansızın girebiliriz’ tarifi son derece de anlamlı ve beklentili bir cümle. AK Parti’nin ittifak ortağı MHP’nin geç kalmadan derhal bu harekatın gerçekleşme isteğine şu aşamada itiraz eden ve karşı duran kimse yok. Fırsat fırsattır. Haritada bile kimin nerede olduğu bilinmeyen karmakarışık Suriye coğrafyasına bir çeki düzen verme vakti geldi. Ülke güvenliği için hazır niyet ortaya çıkmışken ve kararlılık hakimken o bir gece merakla bekleniyor. Faturaysa fatura, masrafsa masraf. Sadece terör ve IŞID ile kalmıyor Amerika’nın bölgedeki varlığı. İran’a olan yaptırım, Kuzey’de Ukrayna ve Gürcistan’da bulunan gölgesi, Türk ekonomisi üzerindeki oynayışı ile birlikte ekonomik çerçeveyi de dikkate almak gerekiyor. Hazır ilişkiler yumuşamışken ve karşılıklı bir anlaşmaya girilmişken Türkiye, Rusya, ABD ve bazı Arap ülkeleri artık aynı masaya oturmuş durumda. Eskiden olduğu gibi masa dışında kalan ve oyuncuları seyreden bir durumumuz yok. Türkiye nihayet aylar sonra Suriye politikasında oyuncu durumuna geçmiştir.