DEVLET düzeneği; uluslararası yasalarla, milletlerarası kuruluşların kabulüyle ve kendi işleyişi için de yasalarla, en başta anayasayla ayakta duracaktır. Devlet düzeneğini işletecek olan da icra görevini üstlenecek insanlardır. İcra görevi, siyasal yapılanmasıyla hükümet ve onun bürokratlarıyla yapılır.

Hükümetler ve onun memurları daima değişir ama devlet düzeneği değişmez. Her devlet kurulurken ebet-müddet yaşamak arzusuyla doğar. Ama icra görevini üstlenen kadroların yetenekleriyle, devletler parlak dönemlerini, yükseliş dönemlerini, ya da zeval dönemlerini yaşarlar. İyi yapılandırılmış devletler, icrada etkili olan kadrolara rağmen ayakta kalmaya devam ederler. Devlet düzeneğinin ilkeleri, umdeleri, temel direkleri sağlam ve değişmezse, icra görevini üstlenen yeteneksizler topluluğuna rağmen devlet devam eder. Ama her devlette bir zaman gelir ki, kader hükmünü egemen kılar ve çöküş zamanı gelmiş olabilir.

O zaman da hükümet edenler ne kadar maahir olsa da işe yaramaz. Devletin temel ilkelerinden en önemlisi eğitim ve öğretimdir. Eğitim ve öğretim akılcı, tefekküre dayalı, araştırmaya dayalı ise eğitim işlerinde çok sorun olmaz. Günü birlik sorunların çözümü de kolay olur. Ama eğitim ve öğretimin ilkesi çıkarcı, fırsatçı, günü kurtarmaya yönelikse, akıl yerine siyaset, araştırma yerine hamaset ağır basıyorsa o devletin eğitiminde sorunlar çözülemez boyuttadır.

Iç ve dış hedefler

Devlet, eğitim ve öğretimden ne beklediğini ortaya koymalı ve bir hedef sahibi olmalıdır. Aslında iç güvenlik konusunda da, dış güvenlik ve ilişkiler konusunda da, ticaret ve hizmet sektörlerinde de, savunma ve kalkınma konusunda da hedefi olmayan devlet; zaten devlet olamamış demektir. Eğitim ve öğretim ne yazık ki, çoğunlukla devletin beklentilerine göre değil, hükümetin-bürokrasinin, siyasetin beklentilerini gerçekleştirmeyi önceler. Bu da söylendiği gibi icra edicilerin nitelikleriyle paralel olarak güçlenme, zayıflama ya da zeval dönemine uygun olur. Hükümetler, siyaset insanların, vatandaşların iyi yurttaş olmasını hedefler. İyi yurttaş; ver deyince veren, verdiğinin ne olduğunu sormayan, vatan için öl denildiğinde ölen ve kalanların, vatan için her şey feda demesini amaçlar. Ve en önemlisi, bir defa seçilenin daima seçilmesini ister. Ya seçilen ölünceye kadar, ya da seçen ölünceye kadar. Eğitim ve öğretimden siyasetin beklentisi dünyanın her ülkesinde ortak niteliktedir. Seçilmişleri kutsamak ve hep aynı çizgide istikrarı sürdürmek. İyi vatandaş işine bakacak, işi yoksa iş arayacak, halinden şikeayet etmeyecek, yönetenlere hesap sorma meyili göstermeyecek. Onlar ne kadar harcıyor-ben ne kadar harcıyorum hesaplarına girmeyecek.

Devlet veya siyaset adamı

Devletin eğitim ve öğretimden beklediği insan tipi ile siyasetin aradığı insan tipi benzerlik göstermez. Devlet, kendini güçlendirecek, ilelebet yaşatacak ilkeleri belirleyen, tesis eden ve yaşatan akıllı, ilim sahibi, tefekkür sahibi, arayan, bulan, bulduğunu geliştiren insanlar ister. Olanların ve olacakların farkında olan insanlar yetiştiren bir eğitim ve öğretim devletin beklentisidir. Yönetimler ve siyaset ise itaat eden, itirazı aklına getirmeyen, sormayan, soruşturmayan, halinden memnun, ver denildiğinde veren, al denildiğinde alan, aldığının azlığına-çokluğuna bakmayan, şikeayet etmeyen insan üretmesini ister eğitim ve öğretimin. Eğitim-Öğretim Bakanları siyasi yönetimin isteklerini devletin istekleriyle yaklaştırabildiği nispette başarılı sayılır. Devletin beklentilerini hedefleyen bakanlar devlet adamı olur. Hükümetlerin beklentilerini hedefleyen bakan siyaset adamı olur. Hükümetlerin beklentilerini hedefleyen bakan geçici olur. Ne devletin, ne hükümetin-siyasetin beklentisine karşılık vermeyen bakan ise tarihte hatırlanmayan isimler arasında kaybolur gider. İşte bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kimi Milli Eğitim bakanlarının adı alameti farika (marka) olmuşken kimilerinin adına ancak arşivlerde rastlanabilir.