Dünyada genel kanı budur…
Futbol bir "mucizeler oyunudur…"
Doğrudur!.. Mesela, potada bunu söyleyemeyiz pek. Basketbolda karşımıza çok ender çıkar mucize… Bir güç gösterisi olduğu kadar, aslında bir taktik becerisidir basketbol…
Voleybolda ise mucizelere neredeyse hiç rastlanmaz…
Ve öteki sporlarda da …
Takım oyunları içinde, bünyesinde en çok mucize barındıran, futboldur…
Ve bu inanış, ülkemizde çöktü… Bu yıl futbol, bir mucizeler oyunu değil bizde…
Sezon başında "bu sezon üç büyükler şampiyon olamayacak" diye yazdığımda çok tepki aldım… Beni, "felaket tellalı" diye eleştirenler bile oldu…
Ama haklıydım…
Futbol, her ne kadar "bir mucizeler oyunu" olsa da, bu sezon öyle olmayacağı çok belliydi…
Galatasaray'da bir İMPARATORUN ÇÖKÜŞÜNÜ izledik, izliyoruz mesela…
Beşiktaş'ta "kaleciden teknik adam olmaz" tezimizin ne kadar doğru bir tez olduğunu gözlemliyoruz…
Fenerbahçe'de "para yoksa mucize de yok" oyunu sahneleniyor…
Üç büyüklerin son 10 yılda nasıl yanlış ellerde, nasıl yanlış yönetildiğini fark edemeyenlerimiz çoktu… Oysa, bu gün gelinen tükenmişliğin temeli, daha o günlerde atılmıştı…
Üç büyükler, Finansal Fair-Play olgusunun kendilerine hiç ilişmeyeceğini sandı… Yıllardır
onlara bir şey olmuyordu ya… Yine olmayacaktı…
Ama o gerçek kapılarını çaldı bir kere…
Hani o imparator
Galatasaray gibi bir takım, 2-0 öne geçtiği bir maçta ligin dibindeki takıma yenilmekten son anda kurtuluyor artık ligimizde… Rizespor, geçen hafta Galatasaray'ı sahadan sildi attı… Peki, hani o İMPARATOR?..
Fatih Terim'i yıllardır "erişilmez" sananlar, "yoktan var eden adam" diye tanımlayanlar nerede şimdi?..
Kendilerini şampiyon yapan santrforlarını "üç paraya" satan ya da finansal fair play yüzünden satmak zorunda kalan yöneticiler de o imparatora güvenmişlerdi…. Maçların devre arasında soyunda odasına giriyor ve adına "motivasyon" dedikleri "tehditlerini" savuruyor ve futbolcular ikinci yarılarda neredeyse kimlik değiştirerek kazanıyordu…
Ama yemedi… Eldeki kadro "o güce sahip değilse" Fatih Terim'i imparator sananların nasıl bir yanılgıyla yaşadıklarını gördük.. Yani ortada bir imparator falan yoktu… Tam tersine, "Avrupa'nın gerçek yüzünü bizden önce gördüğü" ve kapısını yıllardır asla çalmadığı bir teknik adam vardı o kadar… Sıradan yani…
Galatasaray anladı ki, gerçek imparator paraymış…
Güneş doydu
Şenol Güneş, iyi bir insan… Ama, futbolun kemikleşmiş inanışı olan "kaleciden iyi teknik adam olmaz" tezini o da yıkamadı…
Düşünün bakalım.. Bu sezon Beşiktaş Şenol Güneş yüzünden kaç maçı kazanabilecekken kaybetti?.. Ya da kaç maçı bir teknik adam hamlesiyle tersine çevirebilecekken beceremedi?.. Beceremez… Üç büyükler içinde kadro konusunda en "oturmuş" olanı Beşiktaş'tı… Hedeflerine en kararlı koşabilecek konumda olan da Beşiktaş'tı… Ama kendi sahasında Malmö ile berabere kalmayı bile başaramayıp kaç milyon dolar kaybetti biliyor musunuz?
Gerçek şu ki, Beşiktaş değil belki ama, Şenol Güneş tükendi…
Sezon sonu ayrılacağını açıklayan bir teknik adamla şampiyonluk kovalayacağını sanan yönetim yanıldı…
Üstüne basa basa tekrar söylüyorum… "Kaleciden teknik adam olmaz!..." olmuyor işte… Tarihte de olmadı, bundan sonra da olmayacak…
Futbolculuğunda "yalnız adam" olanlar, takım oyununun ruhuna yeterince hakim olamıyorlar… Çabuk doyuyor, çabuk tükeniyorlar…
Comoli yaktı!..
Fenerbahçe ise, tarih yazıyor bu yıl… Düşme potasının üzerine tırmanabilmek bir büyük takım için "tek hedef" haline gelmişse, o takım zaten bitmiş demektir…
Ali Koç'u büyük umutlarla başkan seçen camia, başlarına böyle bir felaket geleceğini hiç düşünmemişti… Ali Koç da düşünmemişti aslında…
Ama Fenenrbahçe'deki bu tarihi ezilişin tek mimarı, Comoli