Ramazan ayının vazgeçilmez tatlılarından biri olan güllaç, hafifliği ve ferahlatıcı lezzetiyle sofralarda yerini alıyor. Ancak bu tatlının kökeni hakkında son dönemde yaşanan tartışmalar gündemdeki yerini koruyor. Kastamonulu ustalar, güllacın tarihsel olarak kendi yörelerinden Osmanlı sarayına taşındığını belirterek, başka şehirlerden yapılan coğrafi işaret başvurularına tepki gösteriyor.

Tarihi kayıtlara göre, 1489 yılında Osmanlı sarayından görevliler Kastamonu’ya geldiklerinde, yerel bir usta olan Ali Usta tarafından yapılan “güllü aş” tatlısını büyük bir beğeniyle karşılıyor. Bu beğeni sonucunda Ali Usta, İstanbul’a saraya davet edilerek tatlıcıbaşı görevine getiriliyor. Güllacın Osmanlı mutfağına girişi de böylece gerçekleşiyor. Bu bilgi, Prof. Dr. Arif Bilgin’in "Osmanlı Saray Mutfağı" adlı eserinde de yer alıyor.

Kastamonu’da faaliyet gösteren Kastamonu Kalkınma Derneği (KAL-DER) tarafından 2023 yılında güllaç için coğrafi işaret başvurusunun gündeme getirilmesine rağmen, henüz resmi bir adım atılmış değil. Öte yandan Bilecik’in güllaç için coğrafi işaret başvurusunda bulunması, Kastamonulu tatlı ustalarının tepkisine neden oldu. Uzmanlara göre, güllacın Bilecik ile tarihsel veya kültürel herhangi bir bağlantısı bulunmuyor.

amazan ayında tüketimi artan bu geleneksel tatlı, hem hafifliğiyle hem de görselliğiyle dikkat çekiyor. Güllacın hazırlanışı şu şekilde özetlenebilir:

  • Buğday nişastasından yapılan yufkalar, şerbetli süt ile yumuşatılır.

  • Aralarına ceviz, fındık veya antep fıstığı serpiştirilir.

  • Üzerine nar, çilek gibi meyveler ile süsleme yapılır.

  • Soğuk servis edilerek yaz aylarında da tercih edilir.

Kastamonulu üreticiler, her Ramazan ayında büyük bir ilgi gören bu tatlının yöreyle bütünleşmiş kültürel mirasın bir parçası olduğunu vurguluyor.

Kastamonulu pastane işletmecisi Abdullah Demirci, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Bu tatlı 500-600 yıllık bir geçmişe sahip. Bizler hem üretici hem de Kastamonu halkı olarak bu ürünün coğrafi işaretle tescillenmesini istiyoruz," dedi. Güllaç gibi köklü bir tatlının Kastamonu’nun diğer coğrafi işaretli ürünleri olan taşköprü sarımsağı, etli ekmek, banduma, kuyu kebabı, siyez buğdayı ve Tosya pirinci gibi tescillenmesi gerektiğini belirtti.

Bilecik’in Başvurusu Tartışma Yarattı

Demirci, "Bilecik’in güllaçla hiçbir tarihsel bağlantısı yok. Güllacı sahiplendikleri bu girişimi doğru bulmuyoruz. Kastamonu’nun tarihine ve Ali Usta’mızın emeğine saygı duyulmalı," ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.

Zeugma Mozaik Müzesi’ne  Yoğun Ziyaretçi Akını Zeugma Mozaik Müzesi’ne Yoğun Ziyaretçi Akını

Kastamonu’ya Çağrı: Güllacın Tescili İçin Adım Atılmalı

Son olarak Kastamonu Üniversitesi, Ticaret Odası ve yerel yönetimlere çağrıda bulunan Demirci, bu kültürel değer için birlikte hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. "Güllaç bu topraklarda doğdu, tüm ülkeye buradan yayıldı. Şimdi bu değerin hakkını verme zamanı," diyerek güllaç tatlısının tescillenmesi için destek çağrısında bulundu.

Kaynak: İHA