Bu günlerde ortalık çok karışık.

Adeta toz duman.

Gözaltılar.

Tutuklamalar.

Yakalama kararı çıkartılanlar.

Malına el konulanlar.

Polis,

Jandarma marifetiyle,

Dağda bayırda arananlar.

Suçlu mu?

Suçsuz mu?

Olduğu tam anlaşılmayanlar.

Özetle Cumhuriyet tarihinin en huzursuz, karışık ve de sıkıntılı günlerini yaşıyoruz.

PKK saldırıyor,

Kan döküyor.

İŞİD denen yobaz kanlı örgüt 12 yaşındaki çocukları kullanarak,

Masum sivillerin kanını döküyor.

ABD artık tarafını belli etti.

FETO,

Ve de PKK-PYD yanındayım dedi.

Ülke sanki bir kaosta.

Her dakika bir bomba.

Her dakika bir patlama,

Her dakika bir Mehmetçik kanı DÖKÜLÜYOR,

Şehit haberleri artık sıradanlaştı.

Türkiye ise artık bir cezaevi ülkesi haline geldi.

Cezaevleri tıka basa doldu.

Adalet bakanı af yok demesine rağmen,

Yer kalmadığı için kısa metrajlı bir af bile geldi.

Kimse ne makamından, ne geleceğinden,

Ne de yarınından emin değil.

Düne kadar karşısına çıktığımızda titrediğimiz,

Komutanlar, savcılar, hâkimler şimdi kendilerini tutuklamaya gelen polislerin karşısında KORKU teri döküyorlar.

Aynı Güney'de ki bir ilimizde gerçekleşen bir olay gibi.

Polis ekipleri adliyeye geliyorlar,

Ellerinde bir liste başsavcının odasına giriyorlar,

"Listede FETO ila bağlantılı olduğunuza dair suç isnadı ve de adınız var.

Sizi gözaltına alıyoruz" derler.

Savcı itiraz ediyor;

Ben vatanını seven milliyetçi, cumhuriyetçi bir Cumhuriyet Savcısıyım" der.

Cevap nettir;

"Zamanında FETO dershanelerinde eğitim görmüşsünüz.

Savcı bu sözler üzerine duraksıyor, yıllar öncesi gözlerinin önünden geçiyor.

Bu yıllar öncesi de ifadesine şöyle yansıyor;

"Çok fakir bir ailenin çocuğuydum. Evimizin üç tavuğu bir horozu vardı.

Kardeşimle yumurtayı erken kapmak için tavukların başında bekliyorduk

Okulda başarılıydım. Babam beni okutabilmek için kendi işinin dışında, tarlada yevmiye ile çalışarak ırgatlık bile yapıyordu.

Lise ikinci sınıfta hukukçu olmayı kafama koymuştum.

Ancak üniversiteyi kesin kazanabilmem için ek ders ek bilgi de almam gerekiyordu.

O zaman ilimizde iki dershane vardı biri Final dershaneleri ki çok pahalıydı.

Diğeri de FEM Dershaneleri.

Babam gitmiş durumumuzu anlatarak Fem Dershanelerinden iyi bir indirim almış,

Taksitte yaptırarak beni oraya yazdırmış.

Ama bu dershanelerin üzerinde FETÖCÜ yazmıyormuş(!)

Parasını ödedik ve hakikaten iyi bir eğitim alarak hukuk fakültesini kazandım.

Şimdi bu dershanede bulunmam beni FETÖ'cü yaptı?

Hayatımı kararttı, mesleğim, çürüttüğüm dirsek kara kalemle çizildi.

Söyleyin Allah Aşkına benim nerem FETÖ CÜ?

Nerem Terör örgütü mensubu?".

Hakikaten soruyoruz, başka bir bağlantısı yoksa bu başsavcımızın suçu ne?

Sadece iki yıl bu dershanelerde okumak mı?

Eğer öyleyse kabinede 15 yıl görev yapan milletvekili, bakan, bürokrat, belediye başkanı,

Üst düzey yetkili, AKP mensubu, hatta muhalefet vekillerinin, kişilerin geçmişleri araştırılsın.

O kadar çok bu okullarda okuyan öğrenim gören dershanelerini tercih eden adam çıkacak ki,

Dudaklarınız uçuklayacak.

Şimdi onlar da mı?

Feto mensubu olacak!

Onlar da mı?

Tutuklanacak.

Aman Sayın yönetenlerimiz kurunun yanında yaşın da yanmamasına dikkat edin.

Kaş yaparken lütfen göz çıkarmayın…