BATIDAN alınan kelimeyi daha çok seviyoruz. Onun için criminal kelimesi herkesin dilinde. Ama bu kelime Arapçadan İngilizceye geçme. Arapçadaki cürüm kelimesinden başka değildir. Crime, Crimin, cürüm suç anlamıyla yüklüdür. Toplumu sarsan suçlar işlendiğinde aydın kesim fırsat bulduğunda konuşur ve yazar. Ünlü bir sendikacı, ünlü bir gazeteci, ünlü bir siyasetçi, sanatçı, ilim adamı, hukukçu ya da topluma çok sevimli gelen bir genç kız öldürüldüğünde toplum kesimleri onu birkaç gün konuşur ve kendilerince çözüm önerirler.
Kişiye göre değişir
Suç işleyenleri istatistik ilmi yaşına, eğitimine, yaşadığı bölgeye, işli-işsiz oluşuna ve hangi meslek mensubu oluşuna göre rakamlarla ifade eder. Yönetimleri zor durumda bırakacak suçları işleyenler iki anlayışla karşılanır. Suçu işleyen kişi güç odağına yakın biri ise; suçlu meczup ve suç da fevri, bireysel bir davranıştır. Suçu işleyen güç odaklarına ait biri değilse, güç odaklarını zora sokacak örgütsel bir davranıştır. Hesabı sorulmalıdır. Mesele adaleti sağlamak mı yoksa düzeni sağlamak mı? Düzeni sağlamak isterseniz bir çok çizgi dışı davranışı görmezden gelmeniz daha iyidir. Hayatını kaybeden genç araştırma görevlisi, hukuk öğrencisinin kaynaklara bakarak soru cevaplamasını görmezden gelseydi, düzen sağlanmış olacaktı. O hanımefendi ölmemiş, kişi de katil olmamış olacaktı. Ama genç üniversite hocasının adalet duygusu, hak duygusu, ahlak ve namus duygusu, ferdi sorumluluk duygusu işe karışınca, başkalarına tanınmayan fırsatın ona da tanınmaması gerekir düşüncesi devreye girince, öğrenciye müdahale etmek zorunda kalıyor. Ama öğrenci başka dünyalardan başka tiz iletiler sunuyor anlayana.
Adaleti sağlamak zordur
Düzeni sağlamak kolaydır. Bir sınıfta en haylaz kişiyi sınıf başkanı ilan edersiniz, düzen sağlanır. İşini yapmakta zorlanan, suçlu duruma düşen birini o işin yetkilisi kıldığınızda sorun kalmaz. Ama düzeni sağlamak günceldir ve yarına kalmaz. Her an düzeni yeniden sağlamak gerekir. Ama adaleti sağlarsanız bin yıllar devam eder. Adaleti sağlamak kolay değildir. Masraflıdır. Külfetlidir. Zordur. Ama kalıcıdır. Genç katil zanlısı suçunu itiraf etmiş. ‘Hoca beni kopya çekerken yakaladı. Benim de başka türlü mezun olma şansım yok. Hayatımla oynadı. Ben de çok kızdım onun hayatıyla oynadım’ anlamında sözler sarf etmiş. Bazı akademisyen arkadaşların ‘Bu nasıl mantık’ diye hayıflandığını izliyorum. ‘Bireysel silahlanma konusunu yeniden gündeme getirmek gerek’ falan gibi de alakasız noktalarda geziniyorlar.
Katil zanlısının mantığı
Katil zanlısı genç çok başka dünyalardan, aslında içinde yaşanan ama kimsenin fark etmek istemediği dünyadan mesaj veriyor. Adamın mantığı şu: Etrafa bakındığında sayısız haksızlığı, yolsuzluğu, yasa tanımazlığı izliyor. Güçlünün Anayasa karşısındaki gücünü izliyor. Kendisi de bütün bu olan bitenler içinde bir nokta bile oluşturmayacak bir yolsuzluğa giriştiğinde hop yakalanıyor. İşte o zaman çıldırıyor. Neden tüm kanunlar güçsüzlere karşı etkili? Neden namuslu yaşamak bu kadar zor? Madem her şeyin çivisi çıkmış, benim de bir küçük kaçamağım neden anında görülüp cezalandırılıyorum? İşte katil zanlısının mantığı böylesine vahim bir toplum hayatının ilancısı. Etrafınızda olan biten her şeyi gözden geçiriniz. Hangi iş olması gerektiği gibi oluyor? Hangi meselede insanımızı mutlu eden bir çerçeve var? Toplum hayatında ruh sağlığı bozulan insanlar, davranışlarını kural ve kaideye uygun yapamayan insanlar suç işliyorlar. Her suçun ruhi bir yarası var. Her suçlunun ruh sağlığına kavuşturulması için ciddi tedavi gerekiyor.