YIL 1950... İstanbul Valisi Fahrettin Kerim Gökay, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü Haydarpaşa Garı’nda karşılıyor.

Dönemin valileri tek partili dönemde il başkanı gibi. Cumhurbaşkanı İnönü trenden inip Haydarpaşı Garı’nın merdivenlerinden kalabalık halkı selamlarken kendisine gösterilen büyük coşkudan gayet memnun.

Kalabalığı toplayan ve İnönü’nün huzuruna getiren Vali Fahrettin Kerim Gökay da memnun.

İnönü’nün memnuniyetinden hoşnutluk duyan Vali, eliyle halkı göstererek ‘İşte Paşam, İstanbul’ diyor.

Ancak 1950 seçimlerini Cumhuriyet Halk Partisi kaybediyor, İnönü de Cumhurbaşkanlığı koltuğunu...

Yıl 1979... Yine Cumhuriyet Partisi’nin Ecevit’i iktidarda. Kısmi senatör seçimleri ile boş bulunan 5 milletvekili için ara seçimler yapılacak. Yer gök ‘Ecevit’ ve ‘Karaoğlan’ diye inliyor. Son miting Burdur. Meydanda 60 bin kişi var. Seçimler yapılıyor ve Ecevit’in CHP’si, Burdur’da sadece 23 bin oy alabiliyor.

Sonuç: Ecevit kısmi senato seçimlerini de 5 milletvekili için yapılan ara seçimi de 5-0 kaybediyor ve hükümet istifa etmek zorunda kalıyor.

Meydanları dolduran kalabalık yanıltıcı mıdır yoksa gerçek taraftarı mı yansıtır? Bilemiyoruz. Sadece yanıltıcı iki büyük örnek kalmış aklımızda geçmişe yönelik.

Büyük İstanbul mitingi

1 milyon 600 bin kişi olduğu tahmin edilen dünkü Cumhur İttifakı’nın mitingi gibi bir mahşeri kalabalığa tanık olmadık. Elbette nüfus arttı. Millet İttifakı ile olan rekabet son haddinde. Seçim için vakit daraldı. Son tur değil, son düzlüğe girildi. İstanbul demek, en az 10 Avrupa ülkesi demek. İstanbul demek, Türkiye demek. Boşuna denmemiş taşı toprağı altın İstanbul diye...

İşte böylesine kutsal, böylesine mega kent İstanbul için büyük çıkartma yapıldı dün. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tartışmasız başrolde. Diğer ana rol TBMM başkanlığı ve Başbakanlık yapmış, Ulaştırma Bakanlığı ile birçok rekorları elinde bulunduran Binali Yıldırım’da... Diğer başrol ise AK Parti iktidarının en büyük destekçisi, her şeyden öte anayasa değişikliği yapabilecek gücü elinde tutan MHP’nin mutlak lideri Devlet Bahçeli...

Hal böyle olunca dünkü büyük miting adına yakışır şekilde gerçekleşmiş oldu.

İstatistik ve anketlere bağlı kalmıyoruz. Geçmişte görülen örnekler de sağlıklı olmayabilir. Ama 1 milyon 600 bin civarında ittifak destekleyicilerini toplayıp bir araya getirmek kolay bir iş olmasa gerek.

Bu çerçevede Millet İttifakı’nın İstanbul mitingi merak ediliyor ister istemez... Metrekareye düşen insan sayısı ortalamasıyla açığa çıkan kalabalık bir kıyas olabilir. Şu var ki Cumhur İttifakı’nın dünkü İstanbul çıkartması, partililer açısından moralleri yükseltti.

Tanınmayan, bilinmeyen Ekrem İmamoğlu CHP’nin sürpriz ismiydi. Adım adım dolaşıp adam adama yaptığı çalışmalarla ve ortaya sergilediği sempatiyle Binali Yıldırım’a tartışılmaz bir rakip oldu. Şu anki sergilediği grafik bile başarıdır. Seçim bu. Neyin ne olacağı belli olmaz. Ama görünen fotoğraf Cumhur İttifakı’nın İstanbul’da bir adım önde olduğudur.

1950 seçimi de 1979 ara seçimi de geride kaldı. Önümüze bakıyoruz. Görünen ve görünecek fotoğraflar 31 Mart seçimlerinin aynası ve yansıması olabilir. Ancak gerek ekonomik kriz, gerekse sert söylemler ve gergin ortam farklı sonuçlar da çıkartabilir.

Ortadan konuşuyor, ortadan analiz yapıyoruz. Bugüne kadar anket şirketleri bile öyle çok yanıldı ki... Seçim nabzı her dönem başka başka artmıştır. Ancak bizim şaşkınlığımız her iki ittifakın da mitinglerindeki bu yüksek katılım için...

Nasıl organize olup nasıl bir araya geliyorlar hayret. Ya büyük tutku ya da büyük merak.

Ne olursa olsun 31 Mart seçim sonuçları her yönüyle ilginç, her yönüyle kayda değer durum ortaya koyacaktır.