Sabah gazetesinin duayen yazarı Yavuz Donat, CHP kurultayında genel başkanlığı kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili çok çarpıcı ifadeler kullandı.
Donat'ın bugünkü yazısından bir bölüm şöyle:
İzmir marşıyla gelmişti... 22 Mayıs 2010... "İzmir'in dağlarında çiçekler açar."
Ve... Bir Manisa türküsü ile gitti... 5 Kasım 2023... Gün doğmadan:
"Dam üstünde kestane,
Oğlan gider askere Varın söylen zabite,
Ona versin teskere."
Ailesi ile birlikte sağlıklı bir yaşam diliyoruz.
Hangi Kemal?
Gandhi Kemal... Demokrat Amca... Sakin güç Piro Bey... Bay Kemal... Halkçı Kemal... Memur Kemal... İşçi Kemal... Dosyacı Kemal.
Bitmedi... Devamı var.
Devrimci Kemal... Çakma Gandhi... Tornistan Kemal... Yiğitoğlan Kemal... Che Kemal... Malkoçoğlu Kemal... Bozkurt Kemal.
Liste uzun... Sayalım:
Çarkçıbaşı Kemal... Uç uç Kemal... Ernesto Kemal... Horasan Ereni Kemal... Sorosçu Kemal... Ülkücü Kemal... Yürü be Kemal. "Lakap" çok... Uzatmayalım... Bu kadarı yeter.
100 yıllık CHP tarihinde... Hatta, Türk siyasi tarihinde bu kadar çok lakap takılan bir başka lider duydunuz mu?
Sabır taşı çatladı
Anayasa referandumunu kaybetti... 12 Eylül 2010.
Genel seçimi kaybetti... 12 Haziran 2011.
Yerel seçimi kaybetti... 30 Mart 2014.
Genel seçimi kaybetti... 7 Haziran 2015.
Erken seçimi kaybetti... 1 Kasım 2015.
Anayasa referandumunu kaybetti... 16 Nisan 2017.
Genel seçimi kaybetti... 24 Haziran 2018.
14-28 Mayıs 2023... Milletvekili seçimi...
Cumhurbaşkanlığı seçimi... Kaybetti.
Girdi kaybetti... Her seçimde kaybetti.
Delege... Sabretti... Sabretti... Ama nereye kadar? Ve sonunda sabır taşı çatladı.
Çoktan çekilmeliydi... "Kendisine yazık etti."
"Kasetle" geldi... "Hançerle" gitti
Tabandan gelmedi...
Bir siyasi mücadele ile gelmedi... FETÖ kumpası bir kasetle geldi.
Ve seneler sonra... Kendi söylemiyle...
"Sırtından hançerlendi."
Jül Sezar son nefesinde "hançeri kimin sapladığını" söylemişti.
Kılıçdaroğlu onu da söylemedi.
Sahi... Bay Kemal'i kim/kimler hançerledi?