KİRALIK katiller 16 sokak köpeğini öldürdü. Ankara Batıkent’te zehirli tavuk eti ile kandırdılar. Oysa açlıktan kemikleri sayılacak derecede zayıflamışlardı. Zorlu kışı atlatmayı başarmışlar, baharın gelişiyle umutlanmışlardı. Bereketin geldiğini sandılar poşet poşet tavuk öbekleri önlerine atılınca. İştahla yediler. 10 dakika içinde zehirlenip acı çekmeye başladılar.
Yeni doğmuş yavrular dahil, tümü toprağa uzanmış sancı çekerken, salya akıtıyor ve can veriyorlardı.
Semt halkı koştu imdatlarına. Yedi köpek son anda tedaviye alındı ve kurtarıldı. Diğerleri vahşice öldürüldü.
Daha acı olan ise yakalanan ifadeleri alındıktan sonra serbest kalışlarıydı. Çünkü cezalandırılmalarına gerekçe olacak yasa henüz çıkmadı. Kalleşçe, adice, hunharca katliamın ne yazık ki, yaptırımı olmadı. Çok mu zordu hayvan hakları yasasının çıkması? Hayır... Maaş artışlarını 5 dakikada değiştiren parlamento için belki de 1 dakikalık el kaldırıp kabul oyu vermesiyle gerçekleşecekti.
Bu bir cinayet
Yeni döneme bırakıldı. Gazetelerde üç ayrı köpek cinayeti haberi daha vardı dün. İnsan öldürmekten farkı yok bu katliamların. Tanrının verdiği canın ömrünü eğer bir cani biçiyorsa bu cinayet değil mi? Manzarayı gören Batıkent halkı perişan oldu. Ağlayan, feryat eden, protesto yürüyüşü yapan, lanet okuyanlar vardı. Ne yazık ki üzülmekle kaldık. Vicdansızlar ellerini kollarını sallayarak çıkıp evlerine gittiler.
Sevgisiz, ahlaksız adamların elbette cezalarını yakın çevresi verecek ve yalnızlaşacaklardır.
Adalar’daki atların yaşamları unutuldu. Arabasının arkasına iple bağlayıp sürükleyenler hafızalardan silindi. Her böyle bir katliamdan sonra umutlar köreliyor, kahroluyoruz.
Oysa köpek sevgidir... Şefkattir... Yarendir... Sadıktır... Yardımcıdır... Kılavuzdur...
Tekrarında fayda var. Deprem, arama kurtarma, narkotik, bekçi, sürü, avcılık, kılavuzluk, çocukların terapi alanlarında katkıdır köpek... Sivil ya da ulaşımda, dağda kaybolanları, o güçlü koku zenginliği ile bulmalarında çaredir köpek. Parmak kadar çocuklardan öğrenecekleri var bu zalimlerin.
Oturduğum sitenin parkında aynı anda iki köpek doğum yaptı. 9 ve 11 olmak üzere tam 20 yavru katıldı aramıza. Hava soğuk ama anne şefkati büyük. İki anne bütün yavrularını altına alarak ısıttı. Emzirdi ve büyüttü. Site çocukları ekip oluşturmuş. Evlerinden su, yemek ve battaniye taşımışlar parka. Kulübeler almışlar o parmak kadar çocuklar. Harçlıklarını toplayıp kuru mama siparişi vermişler. Sonra duyduk ve katkı sağladık. Veteriner aşılarını yaptı. Kamu hizmeti sorumluluğu diyerek ücret de talep etmemiş. Sevginin yaptığına bakın. Hiçbir yavru zayi olmadı. Anneler hepsini büyüttü. Şimdi üç aylık oldular. Bir kısmı sahiplenildi. Anneler kısırlaştırıldı.
Çocukların zaferi
Bu o çocukların yaşamlarındaki ilk başarısı, ilk zaferiydi. Korkan ve pislik muamelesi yapan o sevgisiz insanlara verilesi bir dersti bu. Düşünsenize parkta 20 yavru ve arkasında koşturan 30-35 çocuk ilişkisi... Bütün canlılara ait olan bu güzel dünyada birlikte yaşayabilmenin küçük bir örneği. Anne köpekler ne kıskandı, ne de koruma içgüdüsüyle o çocuklara saldırdı. Sevginin olduğu yerde kaba kuvveti köpek de sergilemez. Hisseder ve uyum sağlar. Rahatsızlık duyanların kendileriyle ilgili meselesi vardır aslında. Ki kendileriyle olan rahatsızlıklarının acısını hayvanlardan çıkartırlar.
Bırakın ayıp ve günahı... Vicdan, vicdan, vicdan...
Bu tip canilere verilecek en büyük ceza, köpek bakım evlerinde zorunlu görev olmalı bence. Şu kanun Allah aşkına çıksın bir an önce. TBMM, 16 Nisan’da çalışmaya başlayacak. 17 Nisan’da da kanun yasallaşmalı.
Bu tip caniler, kamuoyuna boy boy fotoğraflarıyla teşhir edilmeli. Bakıma muhtaç köpeklerin emrine verilmeli. Para ve hapis cezalarıyla mahkum edilmeli.
Bu caniler kamu hizmetlerinden yoksun kılınmalı. Psikologlarca tedavi görmeli. Evlerine zimmetli köpek verilmeli. Lanetlenmeli. Adi, kalleş, vahşi, inançsız adamlar. Allah cezanızı versin! Defolun gidin aramızdan!..
Defolun!.. Ki sevgi dolu çocuklarımızın içini acıtıp ağlamalarına neden olmayın.
Allah aşkına şu kanun hemen hayatiyet bulsun. Ve şu sevgisizlik sona ersin.