Gürcistan'da Avrupa Birliği'ne (AB) katılım müzakerelerinin askıya alınmasının ardından başlayan protestolar, ülke genelinde şiddet olaylarına dönüştü. Muhalefet lideri Zurab Japaridze'nin gözaltına alınması ve protestolardaki polis müdahaleleri, gerilimi daha da artırdı.
Meydandan Gözaltına: Muhalefet Lideri Japaridze’nin Tutuklanması
Tiflis’in merkezi Rustaveli Caddesi’nde düzenlenen protestolarda yer alan muhalefet lideri Zurab Japaridze, polisin müdahalesi sırasında gözaltına alındı. Değişim İçin Koalisyon, Japaridze’nin maskeli polisler tarafından plakasız bir araca bindirilerek götürüldüğünü sosyal medya üzerinden duyurdu. Japaridze’ye herhangi bir suçlama yöneltilip yöneltilmediği ise henüz netlik kazanmadı.
Olay, muhalif çevrelerde büyük tepki toplarken, gözaltına alınan diğer protestocuların bazıları da polis şiddetiyle yaralandıklarını öne sürdü. Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zourabichvili, tutuklanan birçok kişinin dayak sonucu baş ve yüz yaralanmaları yaşadığını açıkladı.
Hükümetin Politikaları ve Protestoların Tırmanışı
Gürcistan hükümetinin AB müzakerelerini askıya alma kararı, ülkede aylardır devam eden siyasi gerilimi zirveye taşıdı. Göstericiler, AB üyeliği yönündeki umutlarının söndürülmesine tepki gösterirken, muhalefet partileri hükümeti demokratik değerlerden uzaklaşmakla suçluyor.
Başbakan Irakli Kobakhidze, protestoları anayasal düzeni yıkmaya yönelik bir girişim olarak nitelendirdi. Protestocuların koordineli şiddet eylemleri gerçekleştirdiğini savunan Kobakhidze, AB yanlısı hareketlerin, Batı'nın Gürcistan'ı Rusya ile çatışmaya sürükleme girişimi olduğunu iddia etti.
“Yabancı Ajanlar” Yasası ve LGBTQ+ Tartışmaları
Gürcü Rüyası Partisi’nin son dönemde çıkardığı "yabancı ajanlar" ve LGBTQ+ haklarını kısıtlayan yasalar, hükümete yönelik eleştirilerin merkezinde yer alıyor. Muhalefet ve insan hakları savunucuları, bu yasaların ülkenin demokratikleşme sürecine zarar verdiğini öne sürerken, iktidar partisi bu adımları “ulusal egemenliği koruma” gerekçesiyle savunuyor.
Uluslararası Tepkiler ve Diplomatların İstifası
AB ve ABD, Gürcistan’daki gelişmeleri “demokratik gerileme” olarak değerlendirerek endişelerini dile getirdi. AB temsilcileri, müzakerelerin askıya alınmasının Gürcistan halkının Avrupa ile bütünleşme hedefini zora soktuğunu vurguladı.
Öte yandan, müzakerelerin durdurulması ve dört yıl boyunca AB fonlarının kesilmesi kararı, Gürcistan’daki diplomatik çevrelerde de tepkiyle karşılandı. En az dört Gürcü büyükelçi istifa ederken, yüzlerce diplomat ve devlet memuru protesto amacıyla açık mektuplar imzaladı.
Cumhurbaşkanı Zourabichvili’den Tepki
AB yanlısı duruşuyla bilinen Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zourabichvili, göstericilere destek vererek hükümeti sert bir dille eleştirdi. Zourabichvili, "Bu, bir bütün olarak ülkenin isyanıdır" ifadelerini kullanarak seçim sonuçlarının iptali için anayasa mahkemesine baskı yapılması çağrısında bulundu. Görev süresinin dolmasına rağmen makamını terk etmeyeceğini belirten Zourabichvili, halefini seçecek parlamentonun gayrimeşru olduğunu savundu.
Başbakan Kobakhidze ise Zourabichvili’nin muhalefetin seçim yenilgisine duygusal bir tepki verdiğini iddia etti ve görev süresinin sonunda başkanlık sarayını terk etmek zorunda kalacağını ifade etti.
Rusya ve Batı’nın Rolü Tartışılıyor
Siyaset bilimciler, Gürcistan’ın Batı yanlısı politikalarından uzaklaşmasının arkasında Rusya’nın etkisi olduğunu ileri sürüyor. Moskova ise Gürcistan’ın iç meselelerine müdahale ettiği iddialarını reddediyor. Ancak eski Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev, Gürcistan’ın “Ukrayna yolunda karanlık bir uçuruma doğru ilerlediği” uyarısında bulundu.