İNTERNET ve çevrimiçi teknolojiler günümüz dünyasının en popüler iletişim araçları olarak günlük yaşamın vazgeçilmezleri arasında yerini aldı. Bu teknolojik araçlar özellikle çocuklar ve gençler arasında daha da yaygın olarak kullanılmaktadır. Kitle iletişim araçları dediğimiz karmaşık yapı içinde hiç şüphesiz en önemli yeri medya dolduruyor. Bugün bireyi neredeyse yediden yetmişe en çok etki altına alan internet, televizyon, sinema, gazete ve cep telefonu gibi iletişim araçlarıdır. Toplumsal yapı içinde bireyin ilk barınağı hiç şüphesiz ailedir. Aile ise örgütlü toplumsal yapının ilk basamağıdır. Geçmişte birey üzerinde ailenin tesiri daha fazlaydı. Zamanla ailenin yerini kısmen örgün eğitim kurumları aldı. İçinde bulunduğumuz 21’inci yüzyılda teknolojik aygıtlar bireyin hayatını adeta şekillendirir oldu. Birey için bugün teknolojik aletler, ailenin de okulun da ilerisinde birinci sıraya oturdu. Birinci sıranın ötesinde bireyi yönlendiren bir aygıt haline geldi.

Çocuklara şiddet sunumu!

Medyada artan şiddet içerikli haber, reklam ve filmler çocuklar ve gençlerdeki saldırgan davranışları artırmaktadır. Mama reklâmları, anne sütü alma oranlarını düşürmekte, reklamlarda çocukların kullanılması tüm ailede psiko-sosyal sorunlara yol açabilmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, nüfusun yarıdan fazlasını oluşturan 18 yaş altı çocukların ve gençlerin gelişmelerde medyadan olumsuz yönde etkilendiklerini göstermektedir. İşte size gazete ve televizyon haber başlıklarında çocuk ve şiddet: ‘İzmir’de bir çocuk, oyun arkadaşını kalbinden bıçaklayarak öldürdü. Sakarya’da 10 yaşındaki kız çocuğu mağazada müşterinin çantasını alıp kaçarken yakalandı. Eskişehir’de 8 yaşındaki kız çocuğu soygun yaptı. Bankadan 48 milyar bulunan çantayı çalan kız daha sonra yakalandı. Bursa’da 9 yaşındaki bir kız çocuğu, alışveriş merkezinde kapkaç yapıp kaçtı. Cinnet getiren genç, anne ve kardeşini öldürdü.’ Türkiye son yıllarda suç işleyen, suça yönlendirilen çocukları ve gençleri konuşuyor. Ebeveynler ‘Çocuklarımıza neler oluyor?’ diye endişe içindeler. Zira anne babalar haksız da değil. Çünkü ebeveynlerin kaygıları yapılan araştırmalara da yansımış durumda. Uzmanlara göre çocuklarımıza bir şey olduğu yok. Asıl suçlu şiddeti içselleştiren ve özendiren toplum ve onu yanlış bir yöntemle teşvik edercesine sunan medya. Anlaşılmamak, engellenmişlik duygusu, ekonomik yetersizlik, haksızlığa uğradığını düşünmek, dikkate alınmamak, sürekli eleştirilmek ve aşağılanmak çocukları suça iten diğer etkenler.

Eğitimciler uyarıyor!

Şiddet konusunu medya abartıyor. Toplumun genelinde şiddet ne kadarsa okullarda da o kadar şiddet var. Eğitimcilerin en çok şikâyet ettiği konulardan biri de televizyonlarda yayınlanan şiddet içerikli mafya dizileri. Mafya dizileri şiddeti özendiriyor ve zımnen teşvik ediyor. 3 bin 500 denek üzerinde yapılan bir araştırma çocukların yüzde 15’nin çeşitli suçlara bulaştığını gösteriyor. Daha kaygı verici olan gelişme ise suç işleme yaşının 7 yaşa kadar düşmüş olması. Çocuk mahkemelerinin verilerine göre, 1998-2007 yılları arasında ceza mahkemelerinde açılan davalardaki çocuk sanıkların sayısı çok yakın bir tehlikenin işareti adeta. 10 yıl önce çeşitli ceza mahkemelerinde toplam 67 bin 240 çocuk yargılandı. Ancak aradan geçen yıllarda suç işleyen çocukların sayısı tam iki kat artış gösterdi.

İnternetin çocuğu!

Medya şiddeti bilinçli veya bilinçsiz özendiriyor. Manevî boşluk ve moral değerlerden uzaklaşılması gençleri kötü alışkanlıklara itiyor. Şiddetin kaynağının temelinde sevgisizlik ve şefkatsizlik vardır. Çocuklar ebeveyn ve öğretmenlerden sevgi, şefkat ve ilgi bekliyor. Çocukla kim ilgilenirse çocuk adeta onun çocuğu oluyor. İnternetle fazla ilgilenen çocuk internetin çocuğu oluyor. Böylece çocuğu internet eğitiyor. Medya kendine çeki düzen vermeli, otokontrol sistemini etkin bir şekilde çalıştırmalıdır. Özellikle gazetelerin bu meseleyi ‘okuyucu temsilciliği’ gibi bir yöntemle çözmesi mümkün değildir. Medya geleceğimizin teminatı olan çocuk ve gençlerimiz için eğitici, öğretici ve geliştirici programlara ağırlık vermelidir. Önemli not: ‘Yükseköğretimde, akademisyenlerin güncel sorunları ve çözümleri’ çalıştayı 8 Aralık 2018, Cumartesi günü, saat 13.30 İstiklal Cad. İmam Adnan Sk. No: 9 Kat: 5 adresindeki ‘Akademi Beyoğlu’nda gerçekleştirilecek. Katılımcılar ise: Prof. Dr. Şafak Ural, Doç. Dr. Michael Kuyucu, Doç. Dr. Mustafa Kumral, Doç. Dr. Süleyman Doğan, Doç. Dr. Özmen Öztürk, Dr. Muhammed Bamyacı, Dr.Göktan Ay, Dr. Can Ceylan, Dr. Vahdet Özkoçak.