DOÇ. Dr. Ebru Demircioğlu tarafından kaleme alınan “Bal Yapan Kelebekler İlklerde ve Öncü Kadınlar” isimli kitap Pegem Akademi yayınları arasından neşredildi. Kitap Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in Veda Hutbesindeki şu sözlerle başlıyor: “Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz, kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın emriyle helâl kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır.”
Daha sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten: “Dünyada hiçbir milletin kadını ‘Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar hizmet gösterdim’ diyemez.”
Ve son olarak kitap Nazım Hikmet’in kadın ile ilgili şu şiirini de naklediyor; “O benim kollarım, bacaklarım, başımdır. Yavrum, annem, karım, kız kardeşim, Hayat arkadaşımdır.” Bu kitapta Sevgili Peygamberimiz, Atatürk ve Nazım Hikmet’in biraraya getirilmesi yazar tarafından sanırım bir tesadüf olarak zikredilmemiştir!
Cennet annelerin ayakları altında!
Akademisyen yazar Demircioğlu, “Yaratıcının kâinata bahşettiği en güzel şeylerden biri şüphesiz ki kadındır. Tarihsel olarak pek çok alan ayrı ayrı incelendiğinde, kadının bir toplumun gelişiminde büyük bir rolünün olduğu tartışmasız bir gerçektir. Toplumun temeli nasıl aile ise ailenin temeli de kadındır ve bir kadın, yaşadığı yerin aynasıdır. Gerçek şu ki; eğer bir kadın mutluysa, o yerde yaşayanlar da mutlu demektir. Türk Milleti, inancında da kadını kutsallaştırmış ve “Cennet annelerin ayakları altındadır” diyen Peygamberimizin ardından anneye karşı saygısını daha da yüceltmiştir” diyor.
Tarihe baktığımızda ise köklü ve şanlı bir geçmişe sahip olan Türk Milletinin, tarihin her döneminde kadına önemli görevler yüklediğini ve kadını gerek anaçlığından gerek topluma faydalı bireyler yetiştirmesinden dolayı onu son derece saygın bir konumda değerlendirdiğini görürüz. Bunun yanında kadınlar yapıları gereği çalışkan, üretken, emekçi ve fedakârdır. Üç buçuk yıl titiz bir akademik çalışmanın ürünü olan “Bal yapan kelebekler” kitabı 15 bölümden, 352 sayfadan ve bunun da 53 sayfası geniş bir kaynakçadan oluşuyor. Kız öğrencilerimizin ilk olarak nasıl bir eğitim alarak günümüze isimlerini ulaştırdıklarını, kadın yazar ve şairler, ilk kadın memurlarımız, savaşlarda yer alan kadınlarımız, devlet yönetiminde yer alan ilk kadın yöneticilerimiz, siyasetçilerimiz, milletvekilliği dışında siyasi faaliyetlere katılan kadınlarımız ve Cumhuriyet hükümetlerinde yer almış olan kadın bakanlarımız, bilime ışık tutan ilk kadın akademisyenlerimiz hakkında bilgi verilirmektedir. İlk kadın doktor, diş hekimi, eczacı, mimar, mühendis, gazeteci, yazar, veteriner, yönetici, tüccar, müdür, avukat, hakim, savcı ve hemşireler hakkında kitapta detaylı bilgiler yer alıyor.
Geçmişten günümüze kadın!
“Toplumsal Cinsiyet” üzerine de çalışması olan akademisyen Eru Demircioğlu kitabın giriş kısmında; son yıllarda kadının toplumdaki yerine ilişkin dikkate değer çalışmalar yapılmasına rağmen yetersiz olduğunun altını çizerek; “Kadınların geçmişten günümüze pek çok alanda ilkleri başarmasına rağmen isimlerine gerek basılı kaynaklarda gerekse medyada yeterince yer verilmediği görülmektedir. Yapılan bu çalışma sayesinde çeşitli alanlarda tarihe gömülmüş kadınlar gün yüzüne çıkarılarak isimlerinin geçtiği alanlarda kullanılması ve öğretilmesi için bir kaynak oluşturulmuştur. Geçmişten günümüze Türk toplumunda kadınlar savaştan yönetime, edebiyattan eğitime, akademisyenlikten siyasete kadar daha pek çok alanda başarılara imza atmışlardır. Genel olarak Osmanlı Devleti’nden Cumhuriyet’e kadarki süreçte kadın, farklı dönemlerde farklı özellikleriyle ön plana sayıca az da olsa çıkmıştır” diyor.
Kitaba bir katkı olarak Cumhuriyet tarihimizin ilk ve tek kadın milli eğitim bakanı Nimet Çubukçu (Baş) olduğunu biliyor musunuz? Önerim ise kitabın bir akademik çalışma olarak yeni baskısında indeks ilave edilmesidir.
Kitabı okurken bazen hayretler içinde kalıyorsunuz ancak, merak ve büyük bir zevkle kitabın sayfalarını bir bir dikkatle inceliyorsunuz. Yazar Ebru Demircioğlu, eserin oluşmasında görüşleriyle katkı sağlayan akademisyen eşi Prof. Dr. İsmail H. Demircioğlu’na, oğlu Yağızhan ve kızı Asya Mira’ya, teşekkür etmeden geçememiş. Bu güzel eserden dolayı Ebru hanımı tebrik ediyor iyi okumalar diliyorum.