GÖZÜMÜZ ve kulağımız televizyon ile internet sayfalarında. G 20 Zirvesi için Arjantin'de ne olup bittiğini öğrenmeye çalışıyoruz. İkili görüşmelerden, yansıyan fotoğraflardan anlam çıkartıyoruz. 
Karmakarışık yakınlaşmalar, sıcaklıklar ve soğukluk. Anlam veremediğimiz kareler.
 
Bir numaralı gündem veliaht Selman. Sonra  doğal olarak Putin, Trump, Merkel, Avrupa Birliği liderleri ve Tayyip Erdoğan.
"Varlık içinde yokluk"  olumsuzluğu ile bakarsak bir çok eleştiriler sıralayabiliriz. Ancak şu gerçeği görelim: Dünyanın en zengin 20 ülkesinden biriyiz. Bir milyon dolar kredi için Lüksemburg kapılarında beklediğimiz dönemler kötü bir anı olarak geride kaldı. Şimdi dünya ekonomisine yön verecek grubun üyesiyiz.
 
Geçelim Çin'e...
Devlet Opera ve Bale Genel Müdürü Murat Karahan sanatçılarımızla birlikte Çin'in başkenti Pekin'de konser veriyor. Pekin konser alanına koşmuş. Dünya televizyonları Karahan ve sanatçıları izliyor. Dünya medyasında bir numaralı sanat haberi. 
Dönelim İstanbul'a...
Bugün İstanbul'da bir asırı devirmiş bir derbi mücadelesine tanık olacağız. Galatasarayımız ve Beşiktaşımız duygularımızı tavan yaptıracak bir şölen sunacaklar. 
Televizyon ve radyo başında olanları da düşünürsek 80 milyon yürek bu tarihi karşılaşmaya tanık olacak. 
Edirne'yi bile geçemeyen futbol kültürümüz artık Avrupa'nın ötesine taştı. Dünya spor kamuoyu bu maçın sonucunu merakla bekleyecek.
 
Bakalım Antalya'ya...
Memleketimin dağları beyaz kar örtüsüne bürünmüşken Antalya'da güneşlenen, denize giren ve yaz tatili özlemini yaşadığımız şu kış aylarında onda bir bedelle gideren insanları görüyoruz.
Avrupa ağırlıklı İran ve Arap ülkeleri, Kore ve Japon turistlere tanık oluyoruz.
An itibarıyla turizm ve tarım kongreleri için Antalya'ya gelen Anadolu insanı güneşe, denize ve kuma olan hasretini giderme fırsatını buluyor. 
Tam bir mozaik. Eskiden olduğu gibi plaj ve tatil kıyafetleriyle dolu podyum mankeni edasındaki hanımlar yok artık Antalya plajlarında sadece... Anadolu kadınları ve erkekleri doğal halleriyle bu güzelim tatil köylerinden yararlanırken sıfır kompelks içindeler.
Dünyaya bakış, algılama ve tadını çıkarma konusunda makas artık kapanıyor. Kimsenin kimseden farkının olmadığı bir anlayış hakim.
 
Memleketime güzel manzaralarına dikkatle baktığımızda varlık içinde yokluk çekmemeyi de anlamış oluruz. 
Bolu Dağı'nda kar 15 santime ulaşırken Erzurum ve ötesinde dozerler yolları temizlemeye çalışırken Akdeniz ve çevresinde muazzam bir zenginlik yaşanıyor.
Bu Türkiye'nin bir zenginliği. 
Açık büfede bir kuş sütü eksik. Artık üç öğün değil, beş öğün için mutfaklar açık. Her türlü hizmet plajda dinlenen insanların ayaklarına kadar sunuluyor. 
360 dereceden memleketimize bakarsak ne kadar büyük zenginlik içinde olduğumuzu anlamış oluruz. 
Ne mutlu Türkiyemize. 
Ve ne mutlu Türküm diyene.