HAVA, isot gibiydi... Top, kurşun kadar ağır... Tribünler ejderha öğrneği sabırsız ve alev alev...
Yenilen, “dostsuz kalacak kadar” düşmeyecekti belki ama, kendine dost arayacağı yer, büyük ihtimalle UEFA olacaktı... Pahalıydı da maç anlayacağınız...
Galatasaray başlangıçta, aslan kadar parçalayıcı hamlelerle geldi... Ama Beşiktaş, bu zinciri, sürdürülebilirliği tartışılan bir presle kırdı... Cimbom daha organize gelse de, Beşiktaş fırsat kovalayan ve yakalayan bir futbol kıvraklığını taşıdı sahaya..
Mariano-Feghouli örgüsüne çok güvenen ve skoru bunlara eklenen Belhanda üçgeniyle zorlayan Galatasaray, kaşısında her seferinde sur gibi dikilen bir Mirin ve bonkör dektekçi Atiba’yı buldu... Galatasaray atak kanadını değiştirdiğinde ise; Gökhan ve Vida aynı direnci gösteremeyince, ilk yarıda 2 önemli fırsat yakalamayı başardı.
Olan, 44. dakikada oldu. Hakem Bülent Yıldırım, BEŞİKTAŞ’IN TACINI GALATASARAY’A VERDİ ve eksik yakalanan Beşiktaş, Onyekuru’nun golüyle geri düştü... Ortalık karıştı ama, hakem Kartal’ın kanadını kırmıştı bir kere... Üstelik, VAR’ın bile düzeltemeyeceği bir hatayla...
İkinci yarının başında dikkat çeken şey, “hakemin de duası eşliğinde” Beşiktaş’ın skor arayan baskısı oldu... Ama beklenenin tersi oldu... Yine bir taç başlangıçlı atakta, Beşiktaş savunması “afyon yutmuş” gibi donup kalınca, Fernando’nun vuruşuna Karius’un yapacağı birşey kalmamıştı.. Skor 2’ye açılınca Beşiktaş moral olarak da erozyona uğradı... Artık sazı çalan Galatasaray, nağmeleri dinleyen Beşiktaş olup çıktı... Atakları şuursuzlaştı, takım yardımlaşması rafa kalktı...
Sizin anlayacağınız, “startında” kalite vaadeden, 43. dakikasına kadar da heyecan ve seyir zevki barındıran sezonun bu en önemli derbisi, bir “hatalı taç kararıyla” çöp olup çıktı... Sonrasında hakemin bile kimyasının bozulduğu, kontrolden çıktığı ve hatasını onrmak adına saçmaladığı apaçık görünüyordu...
Maç bittiğinde Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi hayali ve beklediği milyonlar “TAÇ”a” çıkarken, Galatasaray ise, hiç de talep etmediği bir “hakem hatasıyla” ligin zirvesine kurulan takım oluyordu.