NE kadar büyük önemi varmış poşetin de haberimiz yokmuş... Milletin derdi poşet oldu. Oysa radikal bir karar alıp tamamen yasaklanmasından yanayım. File, bez torba, pazar çantası gibi bizim alışkanlıklarımız vardı. Şimdi ise poşet poşet diye tutturuyoruz. Zararlı mı zararlı. Doğada uzun yıllar yaşıyor. Kimyasal. Faydası yok, zararı çok. Önceki gün enflasyon rakamları açıklanıyor ve bu oranda maaş zamları belli olacak merakıyla bekliyorduk. Koca koca televizyon kanallarının ekonomi bültenlerinde poşet meselesi konuşuluyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde bile sadece büyük, yani battal boy çöp torbaları vardır naylon poşet olarak. Ama bu torbaların kullanımını da kurallar getirilmiştir. Eğer çöp torbanız ağzına kadar dolmaz ve ağzını da bağlamazsanız çöp arabası asla almaz. Alınmayan bu çöp torbası için de ilgili belediyeden ceza yersiniz. Biz nasıl kullanıyoruz? Marketlerde yaptığımız alış verişlerde her ürün için bir poşet tüketiyoruz. O da inceldikçe inceldi. Bazen de kasiyer görmeden toparlama indiriyoruz heybeye. Eve gelince bu poşetler tek tek yumak yapılıyor ve başta çöp olmak üzere ıvır zıvır işlere kullanılıyor.

Sorunu yamamayalım

Bakın hanım kardeşlere... Ev gezmesine giderken hepsinin elinde bir poşet. Terliği, yün örgüsü vs... Bence poşet fiyatları 10 TL olsun. Kullanım şartları da konulsun. Alan almayan belli olsun. Bir sorunu yamayarak gidermek yerine geleceği düşünerek radikal karar almak gerekir. Nasıl alıştık sigara yasağına? Kapalı yerlerde yasak. Otobüs, tren, uçakta bile sigara içilirdi. Spor salonlarında puro tüttürenler vardı. Çoluk-çocuk demeden, içmeyene duyulacak saygı aklımıza bile gelmeden, ortalığı dumana boğar, kendi keyfimize bakardık. Bir Allah’ın kulu da itiraz edemez, uyaramazdı. Sanki sigara içmeyen suçlu gibi rahatsız olduğunda içenin yanından kalkar başka yer seçerdi. Bu iş başarıldı. Daha da doğrusu normale gelindi. Kimse de sigara yasağına ses çıkartıp itiraz etmedi. Farklı değil. Aynı durum. Ufak bir lodos çıkınca o naylon poşetler havalara uçup toprakla buluşuyor ve asırlarca kalarak toprağı öldürüyor. Çıkan yangınların önemli nedenlerinden biri de poşet. Nihayetinde kimyasal ve çabuk tutuşup için için yanıyor. Temizlik ürünü sanıyoruz ama pisliğin önünde gideni. Çöp bidonlarını iyi izleyin. O dandik torbalara konan çöp ve evsel atıkları kedi köpekler parçalıyor. Ne poşet kalıyor ne de temizlik. Ortalık darmaduman.

Lütfen kullanmayın

Oysa kalın çöp torbaları dolu olmak şartıyla ve ağzı da bağlanarak bidonlara konulduğunda hem bu kargaşanın önüne geçilir hem de çöpçü kardeşlerimiz bu kadar yorulmaz. Her işi bıraktık poşetle uğraşıyoruz. Evet kağıt pahalı. Artık kese kağıdı dönemi değil. Ama çilek, dut, domates gibi hassas ürünler poşete konulur mu? Ya alkol ve benzeri şişe ve içecekler... Mağaza yetkililerinin ucuza mal ettikleri incecik naylon torbalara koyduğu bu poşetler yırtılıp içindeki şişeler kırılmıyor mu? Astarı yüzünden pahalı. Kimyasal ne varsa yaşamımızdan çıkartmak gerek. Başta poşet. Benim için doğanın kirlenmemesi her şeyden önce gelir. Ömür belki uzuyor ama yeni yeni hastalıklarla mücadele ediyoruz. Öldürmüyor ama süründürüyor nedenini bilmediğimiz bu hastalıklar. Temiz bir doğa için detarjan, yapay, günü kurtaran ne varsa hayatımızdan çıkartmamız gerekir. Yazı başlığı için düşünürken Besim Güçtenkorkmaz kardeşim sosyal medyayı dolaşıyordu. ‘Abi sosyal medyada birinci gündem poşet, ikinci gündem Burak Yılmaz’ diye uyarınca kafamız karıştı. Günlük gündem konuşması için aradığım Genel Koordinatörümüz Ahmet Çelik de poşet gündemini ele aldıklarını söyleyince yazı konumuz kaçınılmaz ‘poşet’ oldu. Meğer ne büyük önemmiş. Biz de bu önemi önemsizleştirme gayretindeyiz. Lütfen poşet kullanmayın. Almayın. Daha medeni ve kullanışlı çareler bulalım. Bulalım ki çocuklarımıza örnek olalım. Her şey satın alınır ama doğayı asla eski haline getiremeyiz. O poşetleri hayvanlar yemek istiyor. Balıklar zehirleniyor. Toprak ölüyor. Dahası var mı? Yoksa bu alışkanlığımızdan vazgeçelim. Lütfen...